| Konu: | Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 12.05.2022 |
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün "kadınlara müjde" diye pazarlanan teklifi konuşuyoruz ama saray ve çevresi bu torbanın içine sıkıştırdığı bu müjdeyi hazırlarken kadınlara danışmadı, kadın örgütlerinin fikirlerini almadı, kadınlarla müzakere etmedi. Kadınları dinlemeye bile tenezzül etmeyen bu anlayış, hiç kusura bakmayın ama kadınları da koruyamaz ama iktidar, sesine kulak tıkadığı kadınları hâlâ koruyabileceği rüyasında. (CHP sıralarından alkışlar) Hâlbuki, siyasi çıkar uğruna İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıp kadınları feda etmek de bu teklifi hiçbir kadına sormadan hazırlamak da aynı kibir, aynı cambazlık. İktidarınızın kadınlarla mı, kadına şiddetle mi mücadele ettiği belli değil. Mecliste "sıfır tolerans" sloganları atanlar tarihin en kalabalık duruşmasının görüldüğü İstanbul Sözleşmesi davasında polis kadınlara şiddet uygulayınca gayet toleranslı. Burada bu teklifle övünürken diğer yandan, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nu kapatma peşinde. Bu, hiçbir kadının kanmayacağı bir samimiyetsizliktir; bu, kadınlara düpedüz "Derdim sizi korumak değil, derdim oy almak." demektir. (CHP sıralarından alkışlar) Her şeyi bildiğini zanneden iktidarınız kadınları dinlemeyi de bilseydi bu teklifte çok temel eksiklikler ve yanlışlıklar olduğunu bilirdi, ancak o zaman toplumsal cinsiyet temelli kadına şiddetin ne demek olduğunu anlayabilir ve fobilerini bir kenara bırakıp kadının cinsiyeti dolayısıyla maruz kaldığı şiddetin önlenmesi için bir adım atabilirdi. İktidarınız dinlemeyi bilseydi "Artırdık." denilen cezaların bir çoğunun infaz kanunlarınca yatarının olmadığını bilirdi. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için cezaları artırmanın yetmeyeceğini, uygulamada ihmallerin olduğunu, önleyici ve koruyucu tedbirlerin geliştirilmesi gerektiğini bilirdi.
Değerli milletvekilleri, o tedbirler hakkıyla uygulansaydı Hülya Elkoca, çocuğunun gözü önünde, 30 kere şikâyetçi olduğu kocası tarafından vurulmazdı. İktidarınızın kadın politikası az buçuk işe yarasaydı kocası tarafından park ortasında güpegündüz bıçaklanan Selma Kılıç bugün yaşıyor olurdu. Polis işini yapsaydı katili 16 suçtan aranan Asiye Nur Atalay bugün aramızdaydı. Ya, Sıla Şentürk; katili 10 ayrı suçtan sabıkalı, güya denetimli serbest. Bu mu denetim ya, bu mu koruma? Hangi birini sayayım gerçekten bilmiyorum. Bu ülkede 17 yaşında gencecik bir kızın canına kıyan caniye haksız tahrik indirimi verildi ya! Ama teklifinizde toplum vicdanındaki kara leke olan bu haksız tahrik düzenlenmedi bile. İktidarın katillere indirim piyangosu dağıtan adaleti, canice öldürülen Pınar Gültekin'in acılı ailesine hakaretten dolayı dava açılmasına ses çıkarmadı. Hangi adaletten bahsediyorsunuz ya? İnsanların adalete de sizin iktidarınıza da güveni kalmadı. (CHP sıralarından alkışlar)
Teklifte "İyi hâli düzenledik." diyorsunuz ama kravat indiriminden hiçbir farkı olmayan "samimi pişmanlık" gibi belirsiz bir ifade getiriyorsunuz. Ya, bir açıklar mısınız, samimi pişmanlık ne demek? Kime göre, neye göre?
Şubat ayında öldürülen 23 kadının 21'i şüpheli ölüm ama bu teklifte şüpheli kadın ölümlerine dair hiçbir şey yok.
Cezası iki yıl olan ısrarlı takibin nitelikli hâli bile şikâyete tabi yani bir kadın ısrarlı takibin nitelikli hâlinde bile şikâyet etmek zorunda, şikâyet etse de fail yatarı olmadan çıkacak. Peki, bu kadınların güvenliği nasıl sağlanacak, söyler misiniz? Bir de uzlaşma mırıltılarınız var, "Israrlı takipte uzlaşma olmayacak." diyorsunuz. Sadece ısrarlı takipte değil şiddetin olduğu hiçbir konuda uzlaşma olmaz, olamaz ve bunu anlamanız gerekiyor.
Aslında anlamanız gereken o kadar çok şey var ki. Yani Sayın Cumhurbaşkanı çıkmış Tokat'ta, "Şiddet gören kadına sahip çıktım." diyor, ihtiyacımız bu değil ki değerli arkadaşlar. Kadınlar can güvenliği için adalete güvenmek istiyor, tek bir adam iradesine karşı çıkıyorlar. Hele hele kadın-erkek eşitliğine inanmayan, kadınlara annelik dersi vermeye kalkan, İstanbul Sözleşmesi'nden keyfekeder çıkan bir erkeğin onları korumaya kalkışmasını kabul etmiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Kadınlar bu iktidarı da bu iktidarın temsil ettiği bu zihniyeti de istemiyorlar. Bu zihniyetin hâkiminin takdiriyle katilinin salıverilmesine, polisinin inisiyatifiyle korunma talep ettiği kocasına teslim edilmesine isyan ediyorlar. En temelde de kadına rağmen kadını koruyabileceğini zanneden bu eril, bencil ve ataerkil zihniyetin düzelmesini istiyorlar.
Kadına yönelik şiddetle mücadeleden, infaz hukukundan ve uygulamadan bihaber bu teklifinizle ancak kendinizi kandırırsınız çünkü siyasi cambazlıkla kadınları kandıramazsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Son cümlem.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Çok teşekkürler.
Kadını koruyacaksanız kadınlara gaz sıkmak yerine, onları yerlerde sürüklemek yerine kadınları dinleyeceksiniz ve o İstanbul Sözleşmesi de geri gelecek, göreceksiniz.
Buradan, bu yaşamın eşit ve özgür olması için omuz omuza mücadele veren tüm kadınlara selam olsun diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)