GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İSTANBUL MİLLETVEKİLİ UMUT ORAN'IN, (2/518) ESAS NUMARALI, AVRUPA BİRLİĞİ İŞLERİ KOMİSYONU KURULUŞ KANUNU TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:67
Tarih:19.02.2013

UMUT ORAN (İstanbul) - Sayın Başkan, ben de yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Maalesef, ülkemizde son derece üzücü olaylar yaşanıyor; dün Silivri'de, sonra Sinop'ta, bugün Samsun'da? Tabii, bu ortamda, bu sorunlarla dolu bir gündemde Avrupa Birliği ne kadar anlamlı, bunu takdirinize sunuyorum. Ama, sonuca baktığınız zaman, Avrupa Birliğindeki kurallar, Avrupa Birliğindeki değerler ve Türkiye'deki bugünkü özgürlük, insan hakları, temel hak ve özgürlükler, hukuk, adalet diye baktığınız zaman esasında birbiriyle örtüşüyor! Özellikle, dün Silivri, özellikle, yine, Sinop ve Samsun konusunda Hükûmeti, İçişleri Bakanını daha ciddiyete, bu konuları daha hassas bir şekilde ele almaya davet ediyorum ve Avrupa Birliğiyle ilgili gündeme geliyorum.

Avrupa Birliğiyle ilişkilerimiz, baktığınız zaman, yaklaşık yarım asırlık bir süreç. 20 başbakan, 30 hükûmet eskitmiş bu süreç ve bir devlet politikası hâline gelmiş. Birçok iktidar Avrupa Birliğiyle ilgili çeşitli dönemlerde tarihe önemli notlar düşmüşler. Özellikle, 1999-2005 arasında Türk halkının da desteğiyle hep beraber reformlar yapıldı ve 2005'te de bir süreç başladı. Bu 2005'te başlayan süreçte de tam üyelik için yeni bir sayfa açıldı, Hükûmet çeşitli taahhütlerde bulundu ve tam üyelik süreci başlamış oldu. O günden bugüne tam yedi buçuk yıl geçti ve baktığınız zaman, 33 tane fasıldan kapatmamız gereken, açmamız gereken sadece 1 tane faslı açtık ve kapatabildik. Bu performansla gidilirse, bu yedi buçuk yıla baktığım zaman şunu görüyorum diğer fasılları kapatmak noktasında: Tam yüz doksan sekiz yıla ihtiyacımız var yani bu şekilde, bu hızla, bu mantıkla gidilirse yaklaşık 2211 yılında biz bu fasılları açıp kapatmış ve tam üyelik müzakeresini tamamlamış olacağız. Şimdi, bunu oturup bir düşünmemiz lazım yani bu şekilde gitmenin çok büyük bir anlamı olmadığı ortada.

Bugüne kadarki süreçte genelde Hükûmet, iktidar kendi başına karar aldı, ortak aklı çok fazla çalıştırmadı, Parlamentoyu bu konuda çok fazla, ciddi bir şekilde çalıştırmadı ve bu süreçte, bu yedi buçuk yıl içerisinde zaman zaman yalpaladı, zaman zaman AB'ye çattı, zaman zaman AB'yi övdü, zaman zaman Hükûmeti şikâyet etti, zaman zaman kendi kendine ters düştü, zaman zaman ana muhalefete laf etti ama geldiğimiz nokta, sonuç itibarıyla bu ve baktığınız zaman, bu süreçte, olumlu olduğu zaman raporlar alkış tuttu, raporlar olumsuz olduğu zaman Avrupa Birliğini topa tuttu. Hatta, Adalet ve Kalkınma Partisinden son ilerleme raporunu çöpe atan milletvekilleri de var ve bunu da bir tarafa bıraktık, kendi raporlarını kendi hazırladı iktidar partisi ve kendi kendine not verdi.

Şimdi, hepsini bir tarafa bırakıyorum. Şimdi, biz geçen sene bir araştırma önergesi verdik, dedik ki: "Bu bir devlet politikası, gelin hep beraber bu işi ele alalım. Biz, ana muhalefet olarak belli konularda siyaset üstü davrandığımız üslubumuza gelin burada da devam edelim, size el verelim, el uzatalım, yeter ki bu süreci doğru bir şekilde yürütelim ve sonuçlandıralım." Kararımız, bizim vermiş olduğumuz öneri reddedildi.

Sonra, biz yeni bir teklif, şu anda gündeme gelen teklifi verdik. Bu teklifin de özü: "Avrupa Birliği Uyum Komisyonu tali bir komisyon. Gelin bunu ihtisas komisyonu yapalım, ana komisyon olarak bunu ele alalım ve burada bir yaptırımı olsun." dedik. Bunu yaparken de bu konuda, daha evvel Dışişleri Bakanlığı yapmış şu andaki Cumhurbaşkanı Sayın Gül'den tutun, Sayın Yaşar Yakış, bugünkü AB'yle müzakereci Bakan olan Sayın Bağış, AB Uyum Komisyonu Eş Başkanı veya Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı arkadaşların da görüşlerini ve olurlarını aldık ama bugüne kadar, 24 Nisan 2012'den itibaren hâlâ bu karar sizlerin onayını bekliyor.

Ana muhalefet olarak bir kez daha, Avrupa Birliği sürecini başarıyla götürebilmemiz için size bu öneriyi yapıyoruz, size bir kez daha elimizi uzatıyoruz. Umarım, bu salonda, bu yüce Mecliste her uzattığımız, her verdiğimiz öneriyi reddettiğiniz gibi, her uzattığımız ele yumrukla karşılık verdiğiniz gibi bu uzattığımız el de havada kalmasın.

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.