GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:90
Tarih:12.05.2022

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 323 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 13'üncü maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, adaletsizlikle ilgili çok ayrıntıya girmeyeceğim. İnsan yaşamı için olmazsa olmazların en önemlisi adalettir. Tüm milletin gözü önünde yaşanan yargı faciası kararlar hepimizin malumu. Bugün bir tanesi daha eklendi, CHP İstanbul İl Başkanı hakkındaki karar Yargıtay tarafından onandı. FETÖ elebaşısını övenlerin bakan, fotoğrafı olanların milletvekili, bakan yardımcısı yapıldığı bir ortamda, bu kararı sıradan bir mahkeme kararı olarak görmemiz mümkün değildir. Bu kararla ilgili, Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubuna geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, saygılar sunuyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, AK PARTİ iktidarı "Büyük Türkiye, hedef 2023" sloganıyla çıktığı yolda, kişi başına düşen millî geliri 25 bin dolar, ihracatı 500 milyar dolar, dış ticaret hacmini 1 trilyon dolara ulaştıracaktı. 2023'te işsizlik oranı yüzde 5'lere düşecekti. Türkiye, dünyanın tahıl ambarına, tarım merkezine dönüşecekti. Türkiye, bölgenin en ileri demokrasisi olacaktı. Özgürlükler daha ileri standartlara kavuşacaktı; katılımcı, özgürlükçü yeni bir Anayasa yapılacaktı ama geldiğimiz noktada tüm bu hedefler yalan oldu. 25 bin dolarlık millî gelir hedefi 8 binin altına düştü. İhracat ve dış ticaret hedefleri üçte 1'i bile bulmuyor. İşsizlik oranı TÜİK rakamlarına göre bile yüzde 12'lere, gerçek rakamlar ise yüzde 25'lere dayandı, genç işsizlik oranı ise tam bir facia; üçte 1. Hedef ülke, dünya tahıl ambarı olacakken millet ucuz ekmek, yağ kuyruğunda sıra bekliyor; domatesi, biberi taneyle alıyor, evinde battaniyeye sarılarak oturuyor. Her anlamda dünyanın en geri ülkelerinden biri hâline geldik.

Değerli arkadaşlar, gün geçmiyor ki yokluk sebebiyle isyan eden hatta intihar eden yurttaşlarımızın haberlerini okumayalım. Asgari ücretli, emekli, dar gelirli vatandaş borçlarını ödeyemiyor, ailesini geçindiremiyor. Peki, devleti yöneten ne yapıyor? Vatandaşa şükür tavsiyesinde bulunuyor hatta şükretmeyi bilmemekle de suçluyor. 11 maaş alan saray danışmanlarının, pudra şekerci oğlanların, 5'li çetenin keyfi yerinde.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin bu maddesiyle 3359 sayılı Kanun'a bir madde eklenmiş, kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlemler ve uygulamalar nedeniyle yapılan soruşturmalarda iznin Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından verileceği hükmü getirilmiştir. Bilindiği gibi, tedavi sürecinde tıbbi uygulama hataları, doktor, sağlık çalışanı ve hastanelerin kasten veya ihmalle hastayı zarara uğratması davalarına malpraktris davaları denir. Düzenleme lehe bir düzenleme gibi görünse de teklifle düzenlenen Mesleki Sorumluluk Kurulunun mevcut konjonktürde siyasi kaygılarla hareket etmesi kuvvetle muhtemeldir. Zira, Kurulun, üstleneceği görev itibarıyla kritik kararlar vereceğinden, bakan yardımcısı, genel müdür, genel müdür yardımcısı gibi aynı zamanda siyasi kimliğe sahip veya siyasi konjonktürden etkilenebilecek kişilerden oluşturulması şekilci bir yaklaşım sergilendiğinin göstergesidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Bu düzenleme, sağlık çalışanlarının, gerek soruşturma ve gerekse davalarda kendileri hakkında karar verecek Kurulun taraflı bir teşekkülden ibaret olması dolayısıyla üzerlerinde zaten var olan baskıyı daha da artmış bir şekilde hissetmelerine sebep olacaktır.

Bu çerçevede, Kurul üyelerinin maddede yazılı şekilde değil, meslek odaları başta olmak üzere bağımsız teşekküllerden seçimle işbaşına getirilmesi hem sağlık çalışanlarının taşıyacakları kaygının bertaraf edilmesine hem de demokratik toplum düzeninin gereğinin yerine getirilmesine katkı sağlayacaktır. Düzenlemenin bu hâliyle sağlık çalışanları her anlamda baskı altına alınarak hem cezai hem de hukuki sorumluluk bakımından iktidara bağımlı hâle gelecektir.

Bu düşüncelerle Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)