| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 18.05.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geleceğimizin teminatı gençlerimizin sorunlarının tespit edilmesi ve bu sorunların çözümü konusunda gerekli politikaların hayata geçirilmesi gerekçesiyle verilmiş olan İYİ Parti grup önerimiz üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Yarın 19 Mayıs. Bu vesileyle ekranları başından, internetten, sosyal medyadan bizleri izleyen, bağımsızlığın, istikbalin ve hürriyetin ruhunu taşıyan, cumhuriyetimizin asıl sahibi ve bekçileri gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyorum.
Sevgili gençler, AK PARTİ'si iktidarının politik tercihlerinden kaynaklanan sorunlar ne yazık ki hayat merdiveninin daha ilk basamağında olan sizleri derinden etkiliyor.
Hepimiz genç olduk, ideallerimiz vardı, hayallerimiz vardı ve bizim, hayallerimizi gerçekleştireceğimize dair umudumuz vardı. Bugün, ne yazık ki idealinden uzaklaşmak zorunda kalmış, hayal kuramayan, geleceğe dair umutlarını yitirmiş, kırgın, öfkeli, endişeli bir nesille karşı karşıyayız. Neden? Gençlik mi değişti? Genç bakış mı değişti? Hayır. Sadece, gençliği sorun, gençleri sorunlu gören bir iktidar anlayışı, baskıcı ve dışlayıcı bir politikayla gençleri gençliğinden kopardı, gençliğe bakış değişti.
Gençlerimiz, kendilerinden, ailelerinden sorumlu, yaşadıkları dönemi sahiplenen, çalışkan, üretken, merak eden, araştırmacı kişiliği ön planda olan ve toplum dinamiklerini hayata geçirebilecek bir konumda iken bugün dertleriyle baş başa kaldı. Bugün, ne maddi durumundan memnun olan gençler var ne de maddi durumunun düzeleceğine inanan bir gençlik... Hatta, camdan duvarlara sıkışmış, gençliği elinden çalınmış hisseden bir gençlik söz konusu.
İktidarın belki haberi yok ama "genç işsizliği" diye bir kavram var. Ülke gerçeğinde işsizlik toplumsal bir sorun ama bundan en çok zarar gören kesim gençlik. AK PARTİ'si iktidarının ülkemizi içine soktuğu bu sarmaldan en çok etkilenen kesim gençlik. Gençlerimizin tek beklentisi iş bulabilmek. Bugün ne iş bulabilen bir gençlik var ne de bulduğu işten memnun olan bir gençlik. Gençler için iş bulabilme, sömürüye "Evet." deme, sigortasız, asgari ücretin altında bir bedeli kabulle sınırlandırıldı. Ama iktidara göre işsizlik yok, gençler iş beğenmiyor, iş bulsa verilen parayı beğenmiyor. Bugün, ne istediği gibi eğitim alabilen bir gençlik var ne de aldığı eğitimin ekmeğini yiyebilen bir gençlik var. Aldığı eğitim ne olursa olsun, tecrübe kazanabilmek için asgari ücret ve daha da altında bir ücretle geçimini sağlamak zorunda olan gençler kirasını ödeyemiyor, elektrik, su, doğal gaz gibi zorunlu masraflarını karşılayamıyor. Bugün, gençler ev, araba almak ya da iş kurmak için değil, sadece barınmak ve aç kalmamak için kredi çekiyor ve eğer çekebilirlerse bankaların tuzağına düşen gençlerin ödeyemediği kredilerin faizleri zaten kendileri geçinmek zorunda olan ailelerce üstleniliyor. Bu nedenle, insanca yaşamanın bedelini sadece gençler değil, aileler de ödüyor.
Bugün "Gençler yaşamasın, konuşmasın, ses çıkarmasın, eğlenmesin hatta gülmesin." diyen bir siyaset anlayışıyla yönetiliyor. Ülkemizdeki iktidarın tek sahibinin söylemine göre gençler ahlaki çöküntü içinde. "Kızlı erkekli oturuyorlar." ifadesi iç benlikten fışkıran fesatlığı ve zihnî sakatlığı ortaya koyuyor. Bugün, bu zihniyet, öğrencilerinin bir arada kültürel bir çalışma içinde bulunmasını, toplumda söz sahibi olmasını, eğlenmesini bırakın konuşmasını, gülmesini bile çok görüyor hatta daha da öte gidip ayıplı, yasaklı hâle getiriyor. İktidara göre işler yolunda ama gençler sorunlu ve sorumsuz. İktidara göre eğitim sistemi sorunlu değil; gençler saygısız, tembel, ders çalışmıyor ve ne istediğini bilmiyor, sadece şikâyette bulunup iktidarın kendilerine sunduğu olanaklarla yetinmiyor. Tekrar ediyorum, gençlik birbiriyle iç içe geçmiş sorunlar yumağıyla uğraşmak zorunda. Hayatının baharında pembe düşler kurması gereken yaştaki gençler daha 18'ine basmadan üniversite sınav kaygısıyla ilk buhranına adım atıyor. Gençler, aldığı sınav puanıyla belki yaşadığı ildeki yeni kurulmuş, akademik yapısı oturmamış bir üniversiteden daha yüksek puanlı bir bölüme yerleşme hakkı olsa bile aileden uzak yaşamanın getireceği barınma, yeme içme, ulaşım gibi masraflar nedeniyle hayallerine veda etmek zorunda kalıyor. Gençler, cebinde 5 kuruş olmadan utana sıkıla ailesinin eline bakmayı değil, okudukları okulun, edindikleri mesleğin, yaptıkları işin değerini görmek istiyorlar. Gençlik "heyecan" demek, "gelişim" demek, "değişim" demek ancak bugün iktidarın gençlerden beklentisi nedir? Suskun kalmaları ve itaat etmeleri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Merak ediyorum, iktidar, TÜRGEV dışında, TÜGVA dışında kalan sokaktaki gençlere hiç sordu mu: "Derdiniz, korkularınız, beklentileriniz, hayalleriniz ne? Bize güveniyor musunuz?" İddia ediyorum, bugün, gençler size güvenmiyor ama sizden de korkmuyor. Bu duruma yoksulluğu kader, yolsuzluğu hizmet, tutsaklığı da sadakat diye dayatmaya çalışan bir kirli zihniyet yüzünden geldik.
Sevgili gençler, ülkemizin sizlere çok ihtiyacı var, hayallerinize, fikirlerinize, yeteneklerinize ihtiyacı var. Samsun'da atılan o ilk adımın, 19 Mayıs ruhunun kararlılığına, cesaretine ve azmine ihtiyacı var. Tüm ayrışmaları, kutuplaşmaları ve kavgaları geride bırakarak millet için, memleket için yeniden bir araya gelmeye, hep birlikte yürümeye ihtiyacı var. Söz veriyoruz "Ben bu yolu gençler olmadan asla yürümem." diyen Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in önderliğinde hak ettiğiniz iktidara, hak ettiğiniz değere kavuşacaksınız. İyi ki varsınız! Varlığımız Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türk'üm diyene! (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)