GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:92
Tarih:18.05.2022

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, Sayın Türkan Saylan Hocamızın ölümünün 13'üncü yılı. Kendisini sevgi ve özlemle buradan anmak istiyorum. Ben de 1996-2000 yılları arasında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinden burs alan öğrencilerdendim ve bana gerçekten ciddi katkısı olmuştur. O dönemki birçok üniversite öğrencilerine, özellikle de kız çocuklarına Türkan Hocamızın çok katkısı olmuştur. O dönem FETÖ'yle, ortağınız olan, iktidar ortağı olan FETÖ'yle mücadele etti, hastalığının son evresinde de FETÖ zulmüyle maalesef öbür dünyaya göçtü; hâlâ içimizde yaradır.

Bugün geldiğimiz... Ensara baktığımızda, vakıfların, cemaatlerin o yurtlarına baktığımızda Sayın Saylan'ı tekrar tekrar saygı, rahmet ve özlemle anmak istiyorum.

Benzer kumpaslar devam etmiyor mu? Evet, ediyor, benzer kumpaslar devam ediyor. En son, İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu yedi yıl önce attığı bir "tweet" sebebiyle bir ceza aldı, üstüne bir de siyasi yasaklılık getirdiniz; sizin mahkemeleriniz, sizin operasyonel hâkimleriniz tarafından getirildi. Şimdi, bakıyorum da bu karar gerçekten emsal bir karar olabilir mi? Evet, olabilir. Özellikle AK PARTİ'li milletvekilleri şöyle bir "tweet"lerine, bir geçmişlerine baksınlar. O "tweet"leri silseler bile, arkadaşlar, o sosyal medya silinmiyor. Sizin için de emsal kararlar çıkabilir yarın öbür gün. "Fetullah Hocam, aman geri gel, aman Hocam, bu hasret bitsin." dediğiniz günler, o attığınız "tweet"ler yarın karşınıza çıkıp emsal olabilir. Hukuk herkese ama herkese bir gün mutlaka lazım olacak diyorum arkadaşlar.

Şimdi, önemli ve acil bir düzenleme yapmamız gereken bir hususu da son olarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Şimdi, 14 Nisan 2020 tarihinde Covid sebebiyle, cezaevinde bulunan, açık hakkı kazanmış ve açıkta olan mahkûmlar izinli olarak salıverildi. Bugün itibarıyla bu mahkûmların sayısı 91 bin. 91 bin kişi bugün itibarıyla dışarıda. Birkaç sefer uzatma yapıldı ve yirmi beş aydır bu mahkûmlar dışarıda. Aile kurmuşlar, iş kurmuşlar, evlenmişler, çoluk çocuk sahibi olmuşlar yani topluma adapte olmuşlar. Aslında burada cezanın hedefi olan ıslah gerçekleşmiş. Yani bir mahkûmu almışsınız, izinli çıkartmışsınız, şimdi tekrar çağırıyorsunuz. Bakanlık süreyi uzatmadı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından da bir genelge yayınlandı, 91 bin kişiye "Artık uzatmayacağız, geri dönün." diyorlar. Bakın, hani içeride yatarken cezasını tamamlaması, evet, olabilir ama zaten cezalarının büyük oranını tamamlamış, açık hakkını kazanmış bu mahkûmlara "Hadi iki yıldan sonra tekrar içeri gelin." demek zulümdür, eziyettir; cezanın amacına da aykırıdır; bu konuda bir düzenleme yapılması gerekir, kanuni bir düzenleme. Madem bunlar ıslah olmuş, gelin, bunları tekrar içeriye almayalım ve yeni bir suç işlemeleri hâlinde mükerrer olarak cezalarını yeniden misliyle çekmelerini de düzenleyelim. Bakın, bu düzenlemeyi yapmazsak, açık söylüyorum, 91 bin kişiyi tekrar cezaevine almakla çok zorlanırsınız. Bugün itibarıyla 384 cezaevi var, 270 bin kapasite var ve 314 bin mahkûm var, "38 de yeni cezaevi yapacağız." diyorsunuz. Bugün bu 91 bin mahkûmu aldınız, nereye koyacaksınız? Şimdi dışarı çıkmış mahkûmun da psikolojisi bambaşka, bu mahkûmların bir kısmı geri dönmek istemeyecek, cezası az kalmış olsa bile içeriye tekrar o psikolojiyle girmek istemeyecek ve ciddi anlamda da firariler olacak arkadaşlar. Bu firariler yarın toplumda kaçak hâldeyken yeni yeni suçlara karışmak durumunda kalacaklar çünkü darda kalmış olacaklar; gelin, buna müsaade etmeyin.

SALİH CORA (Trabzon) - Önerge verin.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Önerge verelim, tamam, Sayın Cora, önerge verelim, siz de kabul edin.

SALİH CORA (Trabzon) - İmza atacağım.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Siz de kabul edin. Bakın, tutanaklara da geçsin.

SALİH CORA (Trabzon) - Tamam.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - "Siz önerge verin, biz de kabul edelim." diyorlar. Evet, haftaya bu önergeyi vereceğiz, umarım, Sayın Cora, partiniz de sözünüzün arkasında durur.

Son olarak cezaevleri demişken, bir de infaz koruma memurları var arkadaşlar. İnfaz koruma memurları da bu pandemi sürecinde on beş gün boyunca evlerine gitmeden, karantinada cezaevinde kaldılar, bu süreci onlar da zor geçirdi. Bugün infaz koruma memurları da aslında güvenlik görevi yapıyor, jandarma gibi, polis gibi güvenlik görevi yapıyor ama güvenlik sınıfı kabul edilmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.

Ceza infaz koruma memurlarının da bu süreçte haklarının kendilerine teslim edilmesi lazım, 3600 ek göstergelerinin verilmesi lazım. Güvenlik sınıfına alınmak istiyorlar; mutlaka güvenlik sınıfına alacak bir kanuni değişiklik yapmak zorundayız. Onun dışında, kendi aralarında da sözleşmeli ve kadrolu ayrımı var. Sözleşmeli ve kadrolu ayrımında da sözleşmeliler özellikle görevde yükselemiyorlar ve statüleri aynı kalıyor, farklı maaşlar alıyorlar ve kendi aralarında da bir eşitsizlik var. Bu eşitsizliği de giderecek bir düzenlemeyi Meclis yapmalı mutlaka ve haklarını teslim etmeli diyorum, buradan Sayın Genel Kurulu ve kıymetli milletvekillerimizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)