| Konu: | İstanbul'un fethine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 93 |
| Tarih: | 24.05.2022 |
ALEV DEDEGİL (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Divan, saygıdeğer milletvekillerimiz; dünyanın da kabul ettiği gibi İstanbul, stratejik önemi, doğal güzellikleri ve dünyanın merkezi olma özellikleriyle değerini ve önemini tarih boyunca muhafaza etmiş bir cihan şehridir.
Napolyon Bonapart'ın da dediği gibi, eğer dünya tek bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu. İşte tam da bu sebeple İstanbul defalarca kuşatılmışsa da binlerce insanın hayatına mal olan bu kuşatmalar hep sonuçsuz kalmıştır, ta ki beş yüz altmış dokuz yıl önce Sultan Mehmet ve askerleri şehre girinceye kadar.
Sizlerin de gayet iyi bildiği gibi Fatih Sultan Mehmet sadece iyi bir asker değildir, aynı zamanda çok iyi eğitim almış, düşmanlarının bile övgüyle söz ettiği bir padişahtır. Tarihçiler tarafından büyük bir devlet adamı olarak kabul edilir. Orduda yaptığı yenilikler ve kullandığı teknoloji sebebiyle askerî deha olarak kabul edilir. Fatih Sultan Mehmet bir münevverdir. Birçok dil bilen Sultan Fatih için ünlü tarihçi Panzer "Fatih yalnız birinci sınıf bir lisan mütehassısı, tarihçi ve filozof olmakla kalmıyor, aynı zamanda ok atmakta ve ata binmekte de fevkalade maharet gösteriyordu, ilave olarak idare tarzı da mükemmeldir." der. Üstün vasıfları, zekâsı ve asil tavırlarıyla tarihin en büyük liderleri arasında yer alan büyük bir padişahtır. Kendi döneminde 25 seferi bizzat yönetmiştir ve Osmanlı topraklarını 2 kattan fazla büyütmüştür. "Ya ben İstanbul'u alırım ya da İstanbul beni." şiarıyla yola çıkan Fatih Sultan Mehmet Han, 6 Nisan 1453 günü İstanbul'u kuşatır. "Onlar boğazı zincirleyecek kadar zekiyse biz de gemileri karadan yürütecek kadar deliyiz." diyerek gemileri Haliç'e indirir. Savaşın seyrini değiştiren bu taktik ve kullanılan bu teknoloji, dünya harp tarihinde müstesna bir yere sahiptir. Elli üç gün süren bu kuşatmanın sonunda ise Sultan Mehmet İstanbul'a girdiğinde Ayasofya önünde toplanan halka can ve mallarının emniyette olduğunun garantisini vermiştir. Sultan Fatih'in Bizans halkına, herkesin kendi kültürüne ve inancına göre özgür yaşayabileceği, hiçbir ayrımcılığa uğramayacakları sözünü vermesi, zamanın insan haklarına saygı uygulamasına en ileri örnektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bravo!
ALEV DEDEGİL (Devamla) - Öyle ki Bizanslı Megadük Lukas Notaras dahi fetihten çok önce "Bizans'ta Latin serpuşu görmektense Türk kavuğu görmeyi tercih ederim." demiştir. Önceleri endişeli olan Bizans halkı ise Fatih'in adil yönetimini gördükçe yeni düzene hızla intibak etmiştir.
İstanbul'un fethi zaman içinde tarihî birçok olayın sebebi ve başlangıcı kabul edilmiştir. Yazar Stefan Zweig "Yıldızın Parladığı Anlar" kitabında insanlığın gelişimini ve dünya tarihine yön veren 12 tarihî olayı anlatır; bunlardan biri de "Bizans'ın Fethi" başlıklı kısım altındadır. Yeni Çağ'ı açıp Orta Çağ'ı kapatan, Anadolu ve Rumeli'yi birleştiren bu fetih sonucunda bilim, sanat ve düşüncede dünya yeni bir döneme girmiştir. Bizans yıkılmış, Doğu Roma'nın üzerine tarih perdesi inmiştir. Bu fetihle Osmanlı Devleti bir imparatorluk olmuş, kuruluş dönemini geride bırakarak yükselme dönemine girmiştir. Boğazlar Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolüne geçmiş, imparatorluğun gücü ve saygınlığı tüm dünyada artmıştır. Bu fetih insanlığın hafızasından asla silinmeyecek izler bırakmış, adaletle hükmetmenin ve insan haklarına saygının sembolü olarak örnek olmuştur.
Sayın Başkanım, saygıdeğer hazırun; sizler de takdir ederseniz ki İstanbul'un fethi dakikalar içinde anlatılamayacak kadar müstesna bir tarihî olaydır. Hafta boyunca muhtelif etkinliklerle çok daha detaylı bilgilendirmeler olacaktır eminim, bu nedenle burada sözlerime son veriyorum.
Bu vesileyle, bu toprakları bize vatan yapan tüm şehit ve gazilerimizi şükranla anıyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)