| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 25.05.2022 |
CHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli vekiller; Anayasa Mahkemesinin ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin yasal düzenleme gerektiren pilot kararlarının belirlenmesi ve genel olarak bu tür pilot kararlara gelecekte yüce Meclis tarafından ivedi biçimde düzenleme yapılabilmesi için atılması gereken adımların incelenmesi amacına yönelik araştırma önergemiz hakkında söz aldım.
Pilot karar tekniği, kısaca, yapısal bir sorundan kaynaklanan ve çok sayıda kişiyi ilgilendiren davalarda AYM ve İHAM'ın alınması gereken genel önlemleri belirlediği karar uygulamasıdır, muhatap organ, yürütme, yargı ve yasamadır. Pilot kararlara göre "yasa" adı verilen hukuki işlem öngörülebilir, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olma bakımından belli özellikleri yansıtmadığı sürece adı "yasa" olsa da içerik olarak yasa sayılamaz. Yasal nitelik taşımayan maddeler yürürlükte oldukları sürece sistematik hak ihlallerine neden oldukları için değiştirilmeli, yeniden düzenlenmeli veya yürürlükten kaldırılmalıdır. Dahası, yasama organı, benzeri düzenlemelerden kaçınmak ve adil yargılanma hakkı doğrultusunda düzenlemeler yapmak yükümlülüğündedir.
Sayın vekiller, eğer nitelikli yasama sürecini işletemezsek yurttaşlarımızın hukukunu, çocuklarımızın istikbalini, ülkemizin varlığını ve doğamızın geleceğini tehlikeye atan yasaların neden olduğu ve olacağı sorumluluk çok büyük olur. İHAM'ın benzer kararlar konusunda giderek artan iş yükü altında boğulmamak için 2000'li yıllarda başlattığı pilot karar tekniğinin iki ana nedeninden biri yargılamaların makul süreyi aşması, diğeri ise yargı kararlarının uygulanmasına ilişkin güçlüklerdir. Bu amaçla vermiş olduğu Daneshpayeh ve Ümmühan Kaplan kararlarından hareketle yüce Meclisimiz 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'u çıkardı 2013'te. İşte, pilot karar niteliğindeki kararlar benzer tüm dosyalara uygulandığından büyük önem taşımakta. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nde de açıkça bu öngörülmektedir. Doğrudan yasal düzenlemelere ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2011 yılından bu yana verdiği ve son beş yılda artan pilot kararlar kalemine Anayasa Mahkemesi kararları da eklenmiş bulunuyor. İşte bu çerçevede, yüce Meclisimiz somut düzenlemeler yapmak zorunda; bunların başında -bu yasaların başında- Türk Ceza Kanunu gelmekte ve bunun özellikle 301, 220, 314, 299, 125 gibi maddeleri açıkça neden yasa niteliği taşımamaktadır bu kararlarda belirtilmektedir.
Örneğin, madde 301, kullandığı kabul edilemez derecedeki geniş sözcükler öngörülebilirlik eksikliği nedeniyle bir kanun oluşturmamaktadır.
Madde 220'nin 6'ncı fıkrası, ulusal mahkemelerce üyeliğe dair herhangi bir somut delil bulunmaksızın yalnızca temel özgürlüklerin kullanılması ile yasa dışı örgüt üyeliği durumlarının denk tutulmasına varacak geniş yorumlara karşı yetersizdir.
Madde 314, tutuklamayı haklı kılabilecek eylemler yelpazesi fazla geniş olup mahkeme ve makamların keyfî müdahalelerine karşı yeterli koruma sağlamamaktadır.
Madde 299, Cumhurbaşkanına hakaret suçu ve uygulaması, Anayasa 26 ve İHAS madde 10'a açıkça aykırıdır. Buna göre, hakaret alanında devlet başkanına özel olarak yüksek seviyeli bir koruma sağlanması sözleşmeye uygun olmayıp devletin, devlet başkanının itibarını korumaktaki çıkarı hakkında haber verme ve görüş ifade etme hakkına karşı ona bir ayrıcalık ya da özel koruma tanınmasını haklı kılmaz.
Yine, 125'inci madde... "Kamu görevlilerine tanınan -üstün koruma- üst düzeyde koruma, seçilmişlere de tanınamaz." biçimindeki düzenleme... Bu 3 madde yani 125, 299 ve 301'inci madde "pilot kararlar" hanesinde yer alan bu maddeler, Sayın Kaftancıoğlu'nun mahkûmiyet kararlarında uygulanan maddelerdir, dikkatinizi çekmek isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Anayasa Mahkemesi, özellikle vermiş olduğu sulh ceza mahkemelerinin internetteki haberlerin erişime engellenmesi kararıyla ilgili pilot kararında 5651 sayılı Yasa'nın 9'uncu maddesinin neden bir yasa maddesi olarak sayılamayacağını açıkça hükme bağlamıştır, bunun nasıl değiştirilmesi gerektiği, yeniden nasıl yazılması konusunda da açık önerilerde, somut önerilerde bulunmuştur.
Sayın vekiller, bu pilot kararlar yalnızca Anayasa'mız ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi doğrultusunda değil, aynı zamanda Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde de açıkça öngörülmüş bulunuyor, İnsan Hakları Eylem Planı'nda da açıkça öngörülmüş bulunmaktadır. Bu çerçevede, Anayasa'ya bağlılık andımız gereği, başta 2, 7, 11, 90, 138, 148 ve 153'üncü maddeler uyarınca Anayasa Mahkemesinin ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin kararları yasama faaliyeti bakımından temel normatif dayanak ve çerçeve oluşturmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi ve İHAM'ın pilot kararları mevzuatımızdaki sistematik hak ihlallerine neden olan konularda gerekli değişikliklerin yapılması için -ilk ve doğrudan muhatap yüce Meclis olduğuna göre- zaman geçirmeden gerekli yasal düzenlemeleri yapmakla yükümlü olduğumuzu belirtiyor ve özellikle Yargı Reformu Strateji Belgesi'ndeki -paragraf 18, sayfa 8- ilgili cümleyi okuyorum: "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatları ile Avrupa Birliğinin insan haklarına ilişkin müktesebatı Avrupa insan hakları hukukunu oluşturmaktadır. Türkiye, bu ortak hukukun bir parçasıdır."
Evet, saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)