| Konu: | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 95 |
| Tarih: | 26.05.2022 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 11'inci maddesi üzerinde partim İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz maddeyle, kur korumalı TL mevduat hesabına geçen şirketlere getirilen vergi istisnasının süresi uzatılmaktadır. Düzenlemeye göre Cumhurbaşkanı bu istisnanın süresini 30 Haziran 2022 ve 30 Eylül 2022'ye kadar uzatmaya yetkili olacaktır. Bu düzenlemeyle anlaşılmaktadır ki iktidar, cumhuriyet tarihimizin en derin ekonomik krizini çözmek maksadıyla can simidi olarak gördüğü kur korumalı TL mevduat sistemini yine bir istisnayla cazip kılmaya çalışmaktadır. Kur korumalı mevduat sistemi projesinin doğru olmadığı, sık sık değiştirilmesiyle kendisini ispatlamaktadır. İYİ Parti olarak defalarca kur korumalı mevduat hesabının ekonomik anlamda felaket olduğunu, intihar olduğunu buradan belirttik.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1967 yılında ülkemiz bugünlerde yaşadığı ekonomik anlamda zor zamanlar yaşıyordu. Dönemin iktidarı, tıpkı bu zamanda yaşadığımız ekonomik zorluğa çözüm olarak dövize çevrilebilir mevduat sistemini devreye sokmuştu. Dövize çevrilebilir mevduatların anapara ve kur farkı ödemeleri, hazineye aşırı yük olmaya başlayınca kaldırıldı. Daha sonraki yıllarda dövize çevrilebilir mevduat sistemine başvurulmuş ama sonuç maalesef hep aynı olmuştu. Turgut Özal, uygulamayı "bilgisizliğin vesikası" olarak nitelendirip şunları söylemişti: "İnşallah, gençlerimiz bundan ders alır, bir daha böyle hesapsız kitapsız hatalar yaparak gelecek nesilleri zor taşınan yük altına sokmaz. 1984-1989 arasında bu ödemeleri yapmasaydık aile başına herkese 1 milyon TL para ödeyebilirdik. 9 bin ilave okul, 900 orta boy fabrika, 500 hastane ve 4 bin kilometre otoyol daha yapardık; 100 bin insan iş sahibi olabilirdi. İşte, geçmişin hatalarının bir topluma ne kadara mal olduğunun basit bilançosu budur. Ama maalesef ders alınmadı. Dolar 15 lira iken devlete 35 milyar TL, maliyet yaratan kur korumalı mevduat sisteminin faturası; dolar 16 TL seviyesine çıkınca 88 milyar, 17 liraya çıktığında 149 milyar, 18 seviyesine çıktığında 206 milyar lira devlete yük getirmektedir. İşte, geçmişten ders alınmamasının ortaya çıkardığı tablo budur. Enflasyon arttı, hayat pahalılığı aldı başını gitti, zengin daha zengin, fakir ise çok daha fakir oldu; gelir adaletsizliği zirvelere çıktı.
Değerli milletvekilleri, bakın, hatalar sonucu vatandaş, borç batağına saplandı. 36 milyon vatandaşımızda 88 milyon kredi kartı bulunmakta. Vatandaşımız ne yapmakta? Kredi kartı borcunu diğer kredi kartı borcuyla ödemeye çalışmaktadır. 5 milyon 214 bin kişi, kredi kartı borcundan dolayı icrada ve bu borcunu ödeyemiyor. Üç ayda yani ocak, şubat, mart aylarında kredi kartının borcunu ödeyemeyenlere 650 bin kişi daha eklenmiş oldu. Vatandaşlarımızın toplam borcu 1 trilyon 173 milyar liraya yükseldi; oysa bu rakam, AK PARTİ'nin iktidara geldiği yıllarda sadece 6 milyar civarındaydı.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in belirttiği gibi, az kaldı. Arkamızda milletimizin desteğiyle yalanları bozarak, duvarları yıkarak yürüyoruz. Milletimiz, uçan fiyatlar, günaşırı gelen zamlar, astronomik faturalar altında çile çekiyor. Milletimizi içine girdiği bu sarmaldan mutlaka kurtaracağız, az kaldı. Biz, iktidara yürüyoruz. Milletimizle beraber el ele, omuz omuza, gönül gönüle iktidara yürüyoruz; çok az kaldı.
Güneşin doğmasına çok az kaldı, güneşli günlere çok az kaldı diyor, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)