| Konu: | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 95 |
| Tarih: | 26.05.2022 |
ORHAN ÇAKIRLAR (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, maddeyle, TMSF'nin kayyum olarak atandığı şirket ve mal varlığı değerleri için şirket varlıklarının, mal varlığı değerlerinin veya hakkında şahıs kayyumluk kararı bulunmasa dahi bu şirket veya mal varlığı değerlerinde payları bulunup aleyhlerinde mahkemece kaçak kararı verilen kişilerin bu paylarının satışının veya feshi ile tasfiyesinin sağlanması öngörülmektedir. TMSF'nin kayyum olarak atandığı şirketlerin bölünmesine karar verilmesi hâlinde Fonun bölünme yoluyla kurulan şirkete kayyum olarak atanacağı öngörülmektedir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, kuzey yarım kürenin üretmek zorunda olan ekonomilerindendir. Bizim ne Rusya gibi uçsuz bucaksız doğal gaz kaynaklarımız ne Irak veya Suudi Arabistan gibi petrol rezervlerimiz var. Ekonomimizin ve sosyal düzenimizin devamlılığı için üretmemiz elzemdir. Bu anlamda, Türkiye'nin belkemiğini üretim oluşturmaktadır ancak iktidarınızda tarımı bitirdiniz, gençler iş bulma umuduyla şehirlere göçüyor, şehirdekiler ise liyakatsizlik ve haksızlık nedeniyle ülkeden göç ediyor. Üretimin belkemiği de nitelikli iş gücüdür ancak maalesef ülkemiz, 2016 yılından beri her sene artarak nitelikli iş gücünü kaybetmektedir. Bir diğer deyimle, beyin göçü vermektedir; nasıl vermesin ki euro 17 lira oldu ki bugün 17,5 lira. Bugün 1.000 ila 1.200 euro bandında burs alan Avrupalı bir doktora öğrencisinin geliri Türkiye'de bir profesörün geliriyle başa baş noktasında.
Değerli milletvekilleri, TÜİK verilerine göre mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 11,4 seviyesinde gerçekleşti. 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerin işsizlik sayısı 2022 yılının birinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 50 bin kişi artarak 3 milyon 845 bin kişi oldu. Ülkemizde gençler binbir güçlükle eğitimlerini tamamlayıp iş hayatına atılmaya çalışmakta fakat emeklerinin karşılığını alamamaktadır. Eskiden gençler daha iyi bir eğitim almak için yurt dışına gitmek istiyorlardı; bugün ise eğitimlerine 300-400 bin euro harcayarak yetiştirdiğimiz doktor, avukat, mühendis ve benzeri meslek sahibi gençlerimizi özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Körfez ülkelerine kaptırıyoruz. Dahası, bugün, ülkemizde, sosyal devlet anlayışından uzak bir yaklaşım olmasından, adalet olgusunun eksikliğinden ve yaşam kalitesinin düşüklüğü gibi etkenlerden dolayı gençlerimiz meslek ayırt etmeksizin vasıflı veya vasıfsız bir işte çalışıp kaliteli bir hayat sürdürmek için doğduğu toprakları terk etmekte. Peki, bu durumu nasıl tersine çevirebiliriz? Öncelikle sorunun sebeplerini tespit etmemiz gerekmektedir, bulunduğumuz Meclisin önceliği bu sebepleri araştırmak olmalıdır. Gençlerimiz yöneticiler tarafından anlaşılmadıkları düşünüyorlar; dahası, umutlarını o derece yitirmişler ki "Ne pahasına olursa olsun." diyerek gitme yolunu tercih ediyorlar.
Ülkede kalan gençlerimizin ise başka çileleri var. Japonya'da evden çıkmadan yaşayan gençleri tarif eden sosyolojik bir tabir var: Hikikomori hastalığı; bizde de yayılıyor. Ancak, bizde gençler kendilerini asosyallik ve teknoloji bağımlılığından dolayı eve hapsetmiyorlar, dışarı adım atmak bile ateş pahası. Gençler masraf yapmamak için kendilerini eve kapatıyorlar. Bina manzaralı binaların kiraları uçmuş. Gençler hayatı erteliyorlar; geç iş buluyorlar, geç evleniyorlar, sigorta ve emekliliğe hak kazanıp kazanmayacakları meçhul çünkü hayata geç atılabiliyorlar ve yönetenlere güvenmiyorlar. Kendini muhafazakâr, mukaddesatçı olarak addeden ve 3 çocuk isteyen iktidar bu ne konuda düşünüyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ORHAN ÇAKIRLAR (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Özetle, temel hak ve hürriyetlerin tesisi, ifade özgürlüğünün uygulanması birinci önceliğimiz olmalıdır.
Bugün "tweet" attığı için gençleri tutuklarsanız yarın nesilleri, koca bir gençliği kaybedersiniz. Öncelikle bu felaketin engellenmesi için liyakat ve fırsat eşitliğinin sözde kalmaması, torpil ve iltimasın gerçek anlamda tasfiye edilmesi gerekmektedir.
Merak etmeyin gençler, az kaldı!
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)