GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:95
Tarih:26.05.2022

MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 327 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 17'nci maddesi üzerinde İYİ Parti Grubumun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Heyetinizi saygıyla selamlarım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yürütülmekte olan 714 firma tam kayyumdadır, toplam aktif büyüklükleri 85 milyar Türk lirasıdır ve 45 bin kişi çalışmaktadır. Bu şirketlere Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu 282 kişi atadı. AK PARTİ, Varlık Fonunda olduğu gibi, her türlü ekonomik gücü elinde toplamaya çalışmaktadır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen şirketler 17 Ocak 2017 tarihinde yayımlanan tebliğe göre hizmet vermektedir. Buna göre "Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen firmalar şirketin mevcut hâlinin sürdürülebilir olmaması hâlinde şirketin, şirket varlıklarının veya mal varlığı değerinin satılmasına veya fesihle tasfiyesine Bakan karar verir." demektedir. Bu cümleden olarak Sürat Kargo 2021 yılında ederinin çok altında satılmıştır.

Sayın milletvekilleri, TMSF kontrolündeki firmaların bir an evvel tasfiyeye gidilmesini kolaylaştırmaktadır. TMSF, yargıdaki şirketlerin mahkeme kararlarını beklemeden bunu yapmaya uğraşmaktadır. Bu tıpkı Sürat Kargo olayına, tıpkı limanların süresi dolmadan alelacele işleticilerine ihalesiz kullanım süresini uzatan kanun değişikliklerine benzemektedir. Bu nedir biliyor musunuz arkadaşlar? AK PARTİ Hükûmetinin bir an evvel TMSF kontrolündeki firmaları elden çıkarma, eşe dosta peşkeş çekme hazırlığıdır. Mevcut mevzuatta "mevcut hâlin sürdürebilir olmaması hâlinde şirketin şirket varlığının veya mal varlığının değerlerinin altında satılmasına veya fesihle tasfiyesine" kararı vardır.

TMSF yetkilileri, sahip olmadığı, emaneten baktığı şirketleri satma kararı alıyor. Nasıl yapıyorlar? TMSF yetkilileri "Şu anda firma kâr ediyor görünse de makineler demode oluyor. Başka tedbirler alınması gerekir. Ticari bir patronajda firma daha iyi bir duruma gelir." diyor. Şu anda TMSF kontrolündeki firmaların kredi alamadıklarından bahsetmektedirler. Bu ifadelere baktığımızda, ortada birtakım gerçekler sıralanmaktadır. Bu gerçekler bir mızrağa kılıf hazırlamaktadır. Eldeki mal varlıklarını hiç pahasına özelleştiren AK PARTİ Hükûmeti yandaşlara yeni kıyaklar peşindedir. Elde satacak mal kalmadı. Yandaşları memnun etmek için devletin elinde emaneten tutulan malların peşkeş çekilmesi amaçlanmaktadır. Bu madde çekilmeli; TMSF, emanet aldığı varlıkları adaletli bir şekilde yönetmelidir.

Değerli arkadaşlar, biraz önce bir not geldi. 12 Mayıs 2022 tarihli gazetelerde Hindistan'dan 50 bin ton buğday ithal edileceği yazılmıştı ve bu, iktidar tarafından yalanlanmıştı. Şimdi Hindistan'dan "Hindistan sürmesi" denilen hastalık nedeniyle bugüne kadar buğday ithal edilmemişken Hükûmetin yalanlamasından sonra, şu anda İskenderun Toros Gübre Limanı'na yanaşan, Hindistan menşeli buğday yüklü bir gemi ve burada hastalıklı buğdayların olduğu söylenmektedir. Bu konunun özellikle iktidar tarafından araştırılıp şayet böyle bir hastalıklı buğday var ise bunların Türkiye'ye girişinin yasaklanması gerekmektedir.

Evet, ülkemizde buğday hasadı başladı, çiftçilerimiz bir yıldır hasat yapmayı bekliyorlar, mazot, gübre, ilaç borcu ödenmeyi bekliyor, aileler nafakalarını çıkarmak için Hükûmetin buğday taban fiyatını açıklanmasını bekliyor. İç Anadolu'da 1 dekar kıraç tarladan yapılan hasat ortalama 220 kilogramdır; ekim masrafları, tohum, gübrenin bedeli, ilaçlama dâhil yapılan masraf 1.451 Türk lirası. Mazot, gübre, ilaç bedelleri aşırı miktarda arttı. Hükûmetin her yıl millî gelirin yüzde 1'ini çiftçiye destek olarak vermesi gerekirken maalesef destek binde 4 civarında kalmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla) - Toprak Mahsulleri Ofisi, buğday ithali için defalarca ihale açtı ve iptal etmek zorunda kaldı. Rusya-Ukrayna savaşı ve Hindistan'da yaşanan kuraklık, daha önce yaşanan pandemi ve gıdaya ulaşımda çekilen zorluklar nedeniyle gıdanın ne kadar değerli olduğu günümüzde bir kez daha anlaşılmaktadır.

Buğday ihtiyacımızın ancak yüzde 89'unu yerli üretimle karşılayabiliyoruz. 2021 yılında 64.030 çiftçimiz köyünü, işini terk etti. Üretim düştüğü için buğdayın belirlenecek taban fiyatının ne kadar önemli olduğu ortadadır. Yüzde 30 refah payıyla 1 kilogram buğday taban fiyatının 7-7,5 lira civarında olması gerekmektedir. Az kaldı, çiftçilerimize veremediklerinizi, girdi maliyetlerini düşürmeyerek perişan edip tarımdan uzaklaştırdığınız, fahiş kredi faizleriyle icralarda boğuşturduğunuz üreticilerimizin çarşı pazar yangınını en derinden hissedip...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.

MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla) - ...taneyle ürün alan insanlarımızın sorunlarını İYİ Partimizin iyi tarım projeleriyle kökünden çözecek, çiftçilerimizin yüzünü güldüreceğiz diyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim Sayın Başkan.