| Konu: | Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 31.05.2022 |
MHP GRUBU ADINA TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum.
1980'li yıllarda teknoloji ve iletişim alanındaki gelişmeler ticaretin kurallarını da değiştirmiş, sosyal, kültürel ve hatta ekonomik iletişimler şaşılacak derecede hız kazanmıştır. Bu hız, ticaret odaklı üretim konusunda ehemmiyetini devamlı surette artırmıştır. Bu sebeple, Türkiye'nin kendisine ihracata dayalı büyüme stratejini belirlemesi, tarihin en yüksek ihracat rakamlarına ulaşmış olması da sevindiricidir. Geride bıraktığımız salgın dönemi, Rusya-Ukrayna savaşının ortaya çıkardığı siyasi ve ekonomik gerginliğin getirdiği olumsuzluklara rağmen ihracat rakamlarımızın rekor kırması yolun sonunun refaha çıkacağının en somut göstergesidir. Bu rakamlara ulaşmanın Türkiye için bazı maliyetleri olduğu da inkâr edilemeyecektir. Ekonominin küresel siyasetin etkin aktörleri tarafından silah olarak kullanıldığı bir dönemde geleceğe yönelik sağlam ve kararlı adımlar atılması kolay olmamıştır. İçinden geçtiğimiz sürecin ortaya çıkardığı ekonomik dalgalanmalardan üreticimizin ve sanayicimizin etkilenmemesi için devletimizin attığı adımlar görmezden gelinemez. Bir yandan ekonomisi büyük ülkelerle geliştirilen ihracatın geliştirilme çabaları, diğer yandan ise ekonomik ve coğrafi benzerlik gösteren ülkelerle ticaretin geliştirilmesi çalışması büyük önem arz etmektedir. İhracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımcıları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla serbest bölgelerin en etkin şekilde yapılması büyük önem arz etmektedir. İşte, bu kanun teklifiyle uluslararası ticaretin geliştirilmesi için önem arz eden serbest bölgeler için bazı düzenlemelerin getirilmesi de sevindiricidir. Hâlihazırda bu bölgelerin doluluk oranının yüzde 100'e ulaşması, yeni taleplerin bu sebeple karşılanamıyor olması göz önünde bulundurulduğunda görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Teklifte yer verilen düzenlemelerle ihracatçımızın önündeki prosedürlerin azaltılacak olması ihracatçımızın daha verimli bir çalışma performansı sergilemesine de vesile olacaktır. Kasalarına dolar doldurmak için coğrafyamızda oluk oluk kan akmasına sebep olanların ortaya çıkarmış olduğu huzursuzluk günün sonunda bitecektir. Bitmesiyle birlikte, ticaret hacminin genişlemesi, ekonomik iş birliklerinin meyvesinin vermesi de mutlaka hızlanacaktır. Bu yeni döneme ülke olarak sağlam temeller üzerinde inşa edilmiş bir ekonomik modelle hazır olmamızın gerektiği de ortadadır. Ülkemizin layık olduğu mertebeye hem ekonomik hem siyasi hem de medeniyet açısından ulaşabilmesi için adım adım devam eden yürüyüş ne pahasına olursa olsun devam etmelidir.
Ekonomik büyüme, millî şuurun ve sosyal gelişmelerin de temel taşlarından birisidir. Ekonomimizde yaşanan olumlu gelişmeler geleceğe dair ümitlerimizi her daim canlı tutmamıza vesile olmakla birlikte geleceğe vurulacak Türk mührünün de habercisidir. Yatırım seferberliğinin devam ediyor olması, ihracat rakamlarının istikrarlı bir şekilde yükselen bir seyir izliyor olması sadece ekonomimizi değil, önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak uluslararası siyasi krizlere karşı direncimizi de artıracaktır. Hassas dönemlerde ülkemize yöneltilen siyasi, diplomatik ve ekonomik operasyonlar böylelikle amacına ulaşmayacak, Türkiye'nin kutlu yürüyüşü daha çok hızlanacaktır. Atılan bu adımla milletimizin refahından ödün vermemizi öğütleyenler utanacak, devletimizin bekası için dertlenmeyenler mahcup olacak, diriliş ruhunun güçlenmesinden rahatsız olanların hesapları kalıcı bir şekilde bozulacaktır. Türkiye bunu başarabileceğini göstermiştir. Türk milleti sabrı ve fedakârlığıyla bu yürüyüşün tamamlanmasını istediğini net bir şekilde beyan etmiştir.
Salgın döneminin zorlu koşullarına rağmen üretim kabiliyetini kaybetmeyen hatta artıran ülke Türkiye'dir. Dünya ekonomileri sarsılırken tedarikçi gücünü gösteren, ekonomisine duyulan güvenin zedelenmesine de müsaade etmeyen ülke yine Türkiye'dir. Küresel ticarette ben de varım diyen ülke Türkiye'dir. Ekonomide kademeli ve kalıcı bir iyileşmeyi temin edecek ülke de Türkiye'dir. Bu süreçte ihracatımızın artırılmasının yanında katma değeri yüksek ihracat oranının yükseltilmesi için de adımların atılması kaçınılmazdır. Özellikle ithalata bağımlı bir ihracatın mazide kalması için üretimde ithalata olan bağımlılığımızın düşürülmesi çok önem arz etmektedir. Dış ticaret fazlası veren bir Türkiye çok uzakta da değildir. Bu bağlamda, ithalat kalemlerinde büyük yer tutan enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için atılan adımları görmezden gelmek haksızlık olacaktır.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; nisan ayı ihracatı geçtiğimiz senenin aynı ayına göre yüzde 24,6'lık artışla 23 milyar 364 milyon dolara yükselmiştir. Bu rakam, aylık bazda yeni bir rekor anlamı taşımaktadır. 2022 yılı Ocak-Nisan dönemine baktığımızda ise geçen senenin aynı dönemine göre ihracat yüzde 21,7 oranında artarak 83 milyar 565 milyon dolara ulaşmıştır. Bu rakamlar bize gösteriyor ki 2022 sonu için hedeflenen 250 milyar dolarlık ihracat hedefimize inşallah ulaşılacaktır.
Bu vesileyle teşekkürü hak eden, güzel İzmir'imize de şükranlarımı sunmak istiyorum buradan. Sekiz bin beş yüz yıllık bilinen tarihiyle, liman kenti olma özelliğiyle öne çıkan İzmir'imiz, 6 bin 500'ün üzerinde ihracatçı firmasıyla bu rakamlara ulaşılmasında önemli bir yere sahiptir. Ege Bölgesi'nin 2021 yılı ihracatı yüzde 29 artmış, 21 milyar 800 milyon dolardan 28 milyar 158 milyon dolara yükselmiştir. İzmir'imizin 2020 yılında 11 milyar 710 milyon dolar olan ihracatını 2021 yılında 14 milyar 815 milyon dolara çıkarması, Ege Bölgesi ihracatının yüzde 53'ünü tek başına gerçekleştirmiş olması, ülke ekonomisine sağladığı katkı bir İzmir Milletvekili olarak şahsıma ve Türk milletine mutluluk verecek bir hadisedir.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin ifade ettikleri gibi, millî güvenliğimiz neyse ekonomik güvenliğimiz odur, konu ekonomik beka konusudur. Ekonomik kanaldan yürütülen sistemli ve şiddetli baskılara, ant olsun, sonuna kadar direneceğiz, milletimizin ve devletimizin yanında sapasağlam yer alacağız.
Ben bu duygu ve düşüncelerle güzel İzmir'imizden Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ihracatına katkıda bulunan her ihracatçımızı buradan şükranla anıyorum. İhracata destek veren, çalışan her kardeşime buradan sevgi, muhabbetlerimi gönderiyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyor, hepinizi Allah'a emanet ediyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)