| Konu: | İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonunun İsveç ziyaretine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 01.06.2022 |
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna bağlı olarak çalışan Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu olarak İsveç'e yaptığımız ziyaretle ilgili gündem dışı konuşma talep etmiş bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizleri seyretmekte olan tüm aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Komisyon Başkanı olarak bulunduğum Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonunda AK PARTİ adına Van Milletvekilimiz Osman Nuri Gülaçar'la, Cumhuriyet Halk Partisi adına Ankara Milletvekilimiz Ali Haydar Hakverdi'yle, Halkların Demokratik Partisi adına Mersin Milletvekilimiz Fatma Kurtulan'la ve Milliyetçi Hareket Partisi adına İstanbul Milletvekilimiz Memet Bülent Karataş Bey'le İsveç'e bir dizi ziyaret gerçekleştirdik. Bu ziyaretimiz esnasında İsveç Parlamentosu Adalet Komisyonuna, Adalet Bakanlığı temsilcilerine, Uppsala Denetimli Serbestlik Kurumuna, Sollentuna Tutukevine ve Österaker Yüksek Güvenlikli İnfaz Kurumuna bir dizi ziyaret gerçekleştirdik. Burada yaptığımız tespitleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, özellikle İsveç'te son dönemde, organize suçlar başta olmak üzere suç istatistiklerinde bir artış olması hasebiyle hem suçlular için öngörülen cezaların arttırılması hem de bunun sonucunda... Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde aşırı bir doluluk vardır, yüzde 104 civarında bir dolulukla çalışmaktalar. İsveç'te ceza infaz kurumlarının ve tutukevlerinin iyi işleyen kurumlardan olduğunu ancak mükerrer suçluluğun hâlen bir sorun olarak varlığını devam ettirdiğini, öyle ki ceza infaz kurumlarında çok farklı iyileştirme programları olmasına rağmen hâlâ mükerrer suçların önüne geçemediklerini tespit etmiş bulunmaktayız.
İsveç'te ceza siyaseti bakımından hapis cezasının tek yöntem olarak görülmediğini, denetimli serbestlik tedbirinin de etkin bir yöntem olarak kullanıldığını tespit ettik.
İsveç'te suç işleme yaşının gün geçtikçe düştüğü, İsveç Ceza Kanunu'na göre suç işleme yaşı 15 olmasına rağmen suç işleme yaşının 10'a kadar düştüğü de belirtilmiştir.
Adalet Bakanlığına bağlı olarak görev yapan İsveç Ceza İnfaz Kurumu ve Denetimli Serbestlik Kurumu, tutukevlerinin ve ceza infaz kurumlarının idaresinden sorumlu birimdir. Ancak çocuk ve genç tutuklu hükümlülerin barındırıldığı ve korunduğu kurum da Aile Bakanlığına bağlı çalışmakta.
Yine incelemenin yapıldığı tarih itibarıyla, verilen bilgilere göre, ceza infaz kurumlarında 5.687 hükümlü, tutukevlerinde de 2.335 tutuklu bulunmaktadır, ayrıca denetimli serbestlikten de 12.483 kişi yararlandırılmaktadır. Kurumda bulunan Müslüman hükümlüler için maalesef helal et kesimi bulundurulmamaktadır.
Kurumda tek tip kıyafet uygulaması geçerlidir ve bu bütün hükümlüler bakımından da uygulanmaktadır.
Kurum dışına herhangi bir sevk olması hâlinde hükümlülere 3 güvenlik personelinin eşlik ettiği bize bildirilmiştir. Yine, kurum güvenliğinin sağlanması amacıyla odalarda, tek kişi kalınan odalar dahi olsa günde 5 defa sayım yapıldığı bize belirtilmiştir ki bunun sebebini sorduğumuzda kişinin güvenliğiyle ilgili olduğu söylenmiştir. Yine, tekli odada kalmayanların sosyalleşmesi adına, günde 1 defa, birlikte -burada bulunan vekillerimiz de görmüştür- teras katında bulunan yaklaşık 3 metreye 4 metre diyebileceğimiz 10-12 metrekare genişliğindeki dar bir alanda, sadece bir saatliğine ve tepesinde de yine tellerin bulunduğu bir alanda sosyalleşme yani havalandırma yapılmaktadır ki bu, bize göre insan haklarına uygun olmamıştır. Yine, odalarda 10 tane kitap bulundurulmasına izin verilmiştir, yazışmalarda da gerekirse denetim yapılacağı belirtilmiştir.
Göçmenler için... Herhangi bir suç işlenmesi hâlinde tutukevlerinde tutulmakta eğer "deport" kararı verilmişse de yine bu tutukevinde kalmaya devam etmektedir ama bizde, bildiğiniz gibi, Türkiye'de göçmenler ayrı bir büroda bekletilmekte, oradan "deport" edilmektedir.
Ayrıca, tek kalınan odalarda bağımsız olmayan tuvalet ve banyo bulunmakta; güvenlik amacıyla yerleştirilen aynanın bu alanı gördüğü, net olarak gördüğü bizce tespit edilmiştir. Buna yine kendilerine göre sebep olarak da güvenliği söylemişlerdir.
Tutukevine girişlerde x-ray cihazıyla arama yapılmakta. Yine, çıplak arama tutuklu tamamen çıplak hâle getirilmek yoluyla yapılmakta, daha sonra x-ray cihazından geçirilmekte. Hükümlüler için ise yine ilk girişte çıplak arama yapıldığı -özellikle sorduk, üzerine basa basa sorduk- tamamen çıplak arama yapıldığı, üzerine örtü dahi verilmediği bize beyan edilmiştir.
İşin bir başka yönünü de sizlerle burada paylaşmak istiyorum. Bir başka önemli şey daha bence burada "riskli gruplar" dediğimiz gruplar, mesela uyuşturucudan yatan suçlulara gelen ziyaretçiler de aynı yöntemle yani çıplak olarak aranmaktadır ki bu da bize çok garip gelmiştir.
Ayrıca, son dönemde özellikle Danimarkalı ırkçı politikacı Paludan'ın Kur'an-ı Kerim yakma eylemleri, teşebbüsleri olduğunu -biz oradayken de yaşandı- bunların tüm Müslümanlara ve İslam'a karşı bir eylem olduğunu ve bu eylemlerin de kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu eylemlerin sadece Müslümanlara ve İslam'a karşı olması nedeniyle kabul edilemez olduğunu, aksine diğer dinlere ve diğer insanların kabul ettiği kutsallara karşı yapılması hâlinde de bizce kabul edilemeyeceğini özellikle orada belirttik ve bunu da kabul etmediğimizi beyan ettik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
"İfade özgürlüğü" adı altında İsveç'te PKK-YPG, DHKP-C vesaire; tüm versiyonlarının, terör örgütü mensuplarının barındırıldığını ve terör seviciliği yapıldığını da gördük. Bu nedenle İsveç'in koynunda bir yılan beslediğini, günü gelince bu yılanın da onları sokacağını özellikle buradan belirtmek istiyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)