GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:97
Tarih:01.06.2022

MAHİR POLAT (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 335 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bu yasa teklifinin daha komisyonlara gelmeden önce çokça reklamı yapıldı, çokça anlatıldı. İlgili Komisyon Başkanı tarafından Meclis TV'sinde falan anlatıldığında ihracatçılar beklediler, acaba içinden ne çıkacak? Bizimle iletişime geçen ihracatçılar kendileriyle ilgili bir şeyler çıkmasını beklediler fakat bu yasa teklifinden üç tane şey çıktı. Birincisi, yirmi yıldır yapamadığınız, CHP belediyelerde iktidara gelince belediyelerin fuardan reklam gelirlerini kısmak; ikincisi, uzun zamandır atanamayan TİM Genel Sekreteri ile Genel Sekreter Yardımcısını değiştirmek; üçüncüsü de kullanılan bir binanın kullanılma şekliyle ilgili bir karar almaktı. Onun dışında, ihracatçıyla ilgili hiçbir şey yoktu oysa ihracatçının sizden çokça beklentileri vardı. Bunları tek tek sıralamak gerekirse, mesela, ihracatçı birliklerinin yedek akçelerini neden İhracatı Geliştirme Anonim Şirketine gönderiyorsunuz? İhracatçı birlikleri, ihracatı geliştirmek üzere plan ve proje yaparlar, ilgili analiz laboratuvarlarını kurarlar; bunları onlardan alıp ihracatçı birliklerini güçsüzleştirirseniz ihracatçı birlikleri nasıl ihracatı geliştirecek?

Yine, sizin kanun marifetiyle 2 Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcısı atamanız TİM'in ve ihracatçı birliklerinin insan kaynağı noktasında eksik olduğunu gösterir ve zafiyeti ortaya koyar.

Yine, değerli arkadaşlar, ihracatçıların üzerine yükler koyuyorsunuz. Bu yüklerin bir tanesi de ihracat genelgesinde yer alan terkinlerle ilgili madde. İhracatçıya diyorsunuz ki: "15 bin dolara kadarki -önce 30 bindi- kısmını getirin, yüzde 40'ını aracı bankada bozdurun, ondan sonra ne yaparsanız yapın." Bu, hayatın doğal akışına terstir. İhracatçılar dövizle borçlanırlar, dövizle girdi maliyetleri var; siz, bunları bozduracaksınız, sonra döviz aldıracaksınız. İhracatçılara "Aradaki parite farkını da cebinden karşıla." diyorsunuz.

Yine, ülkede ekonomi ne zaman sıkıntıya girse yurt dışından gelecek döviz kazandırıcı işlemleri konuşuruz, dış ticareti konuşuruz, ihracatı konuşuruz. Üç tane döviz kazandırıcı işlem var; bir tanesi turizmdir, bir tanesi hizmet sektöründen gelecek dövizlerdir, biri de ihracattır. Turizm Hak getire; dünyada turistleri en ucuza ağırlayan ülke hâline geldi Türkiye. Döviz kazandırıcı işlemlere bakıyoruz, TURQUALITY destekleri vardı. Mesela, bununla ilgili, 2564 sayılı Yasa'nın geçici 7'nci maddesinde özellikle yeme içme sektörünün, "franchising"lerin yurt dışında belli giderlerinin karşılanmasıyla ilgili destekleri vardı, bunu kaldırıyorsunuz. Neden, sadece, ünlü bir firmanın, ünlü bir yiyecek içecek firmasının kiralarının yüksek olması. Bu, diğerlerine yapılan ciddi bir haksızlıktır; bunu doğru bulmuyoruz.

Değerli arkadaşlar, ihracatla ilgili hep beraber iri iri laflar kullanıyoruz, önüne gelen ihracat rakamı açıklıyor "İhracat şöyle arttı, böyle arttı." diye. Ben size başka bir -Komisyonda da söyledim- okuma biçimi söyleyeyim. Dünyada ülkelerin gelişmişliği 1 kilo ihracatlarını kaç dolara yaptıklarıyla da ölçülür. Mesela, dünyanın gelişmiş ülkeleri -Amerika, Japonya gibi- 1 kilogram ihracatı 4 dolara yapar; Avrupa bölgesinde 1 kilogram ihracatı 2 doların altında yapan yok. Bizim ucuz diye küçümsediğimiz, ihracatının ucuz olduğunu düşündüğümüz Çin, maalesef 1,53 dolarları gördü; bizim ülkemiz ise -TİM verileridir bunlar- 1 kilo ihracatı ocak ayında 1,22 dolara, nisanda 1,28 dolara yapıyor. Bunun anlamı şudur: Biz, gelecek nesillere bırakacağımız kaynakları ve insanımızın emeğini, iş gücünü Avrupa'ya ve dünyanın çeşitli ülkelerine ucuza satıyoruz, dünyanın ucuz ihracat ülkesi hâline geldik. Eğer biz Türkiye'nin gelişmesini ve kalkınmasını istiyorsak, ihracat değerlerimizi Avrupa gibi 2 dolarlara çekmiş olsaydık, bugün, nisan ayı için, 25 milyar doları değil, 32 milyar doları konuşuyorduk.

Yine, Bakanlık yetkilileri buradayken bir uyarıda bulunmak istiyorum. Sadece ihracat olarak dış ticareti düşünmemek gerekiyor, dış ticaret bir ülkenin tüm dengelerini etkiliyor. Biz, şekeri sıfır vergiyle tarife kontenjanlarıyla ithal etmeye başladık çünkü şeker fabrikalarını ve üretim dengesini kaybettik. Ülkede krizle birlikte, döviz kriziyle birlikte neyi gördük? Ayçiçeği yağının tavan yaptığını gördük.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MAHİR POLAT (Devamla) - Bakanlık yetkilileri buradayken uyarmak isterim. Ayçiçeği yağında 30 Haziran 2022'ye kadar vergiyi sıfırlamıştınız, yarın, 30 Haziran bittikten sonra 67,5 gümrük vergisi var bunun, bunlarla ilgili önlem almazsanız yine insanlar temel gıdada olduğu gibi ayçiçeğinde de erişim ve fiyat pahalılığıyla karşılaşacaklar, yine fırsatçılar gündeme gelecek. Bunları olmadan öngörüp yapmanızla ilgili sizleri uyarıyoruz.

Hepinize teşekkür ederim.

Saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)