GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:97
Tarih:01.06.2022

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan torba kanun teklifinin 6'ncı maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldım.

Selamlarımı sunarım.

6'ncı maddeyle 5910 sayılı Kanun'un 16'ncı maddesinin (1)'inci fıkrasında bir ibare değişikliği yapılarak "müsteşarlık" yerine "Ticaret Bakanlığı" yazılmakta bir de fıkra eklenmektedir. İlave edilen fıkrayla boşalan veya yeni ihdas edilen kadrolara otuz gün içinde Ticaret Bakanlığının olumlu görüşü alınmak suretiyle atama yapılamaması hâlinde Ticaret Bakanlığına resen atama yetkisi verilmektedir. Bu yetkinin uygulamada nasıl gerçekleşeceğini anlamak zor değildir. Bu teklifle, arka bahçelerinde oyun oynamakta olan çocuklar gibi bakanlara da oyun oynamaları için fırsat verilmektedir. Bütün devlet kuruluşlarının içini boşaltarak kevgire çeviren iktidar, cahil yandaşlarına üçüncü, beşinci maaşı alabilmelerine imkân sağlayacak kadrolar açabilmek için devlet ciddiyetinden iyice uzaklaşmıştır. Türkiye İhracatçılar Meclisi ve ihracatçı birlikleri doğrudan Ticaret Bakanlığına bağlı olmayıp özerk yapıya sahip kuruluşlardır. Bakanlığa resen atama yetkisi verilmesi bu kuruluşları siyasi baskı altına alacak ve hareket kabiliyetini zedeleyecektir.

İktidar açısından olumlu sayılabilecek tek gösterge olan ihracat artışında en büyük pay elbette iş insanlarınındır. Onların üstün gayretleriyle artan ihracatta iktidarın katkısı yok denecek kadar azdır. Teklifteki bu hamleler, iş insanlarının azmini kırmaktan başka işe yaramaz. Bakanlığın yapacağı iş ihracat kalemlerindeki ileri teknoloji gelişmelerine ayak uyduracak hamleler yapmak olmalıdır. İhracat gelirleri incelendiğinde görüleceği gibi ileri teknoloji ürünlerinin çok küçük paya sahip olmasının temel sebebi AR-GE harcamalarının düşük kalmasıdır. Son dönemlerde, gelişen bazı ülkelerde gayrisafi millî hasıladan AR-GE'ye ayrılan pay yüzde 5'lere kadar çıkarken Türkiye'de bu oran yüzde 1'in altında kalmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu Mecliste halkımızın artarak devam eden sorunlarına ve beklentilerine çözüm bulunması gerekirken tam tersine uyduruk ve engelleyici düzenlemelerle vakit geçirilmesini makul göremeyiz. Ülkemiz ekonomik bir ateş çemberinden geçmektedir. Gelecekle ilgili umutları yeşertemezsek bu ateş çemberinin etkileri ve sonuçları çok ağır olabilir. Giderek daha da ağırlaşacağı belli olan gelişmelere karşı duyarsız kalmak Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarına, üstlendiği görev şuuruna ve geçmişten gelen yüksek görev anlayışına uygun düşmez. Milletin beklentileri doğrultusunda sorunları çözme konusunda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalışmalıyız. "Seçimlere kadar böyle gitsin." diyemeyiz. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi tıkanmış olsa da milletimize umut ışıkları yakacak işaretler vermek mümkündür. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in grup toplantılarında dile getirdiği "İYİ Parti'nin çözüm önerilerini alın, kullanın." ifadesini hatırlatmakta fayda görüyorum.

Saraydan bakınca her şeyin farklı göründüğü bellidir. Halkın arasında, sokakta, parkta, pazarda durum çok vahimdir ve hayatın gerçeği maalesef iktidar mensuplarının ifade ettiği gibi değildir. Bu söylediklerim de siyaseten söylenmiş sözler değildir. Aylardır İstanbul sokaklarındayız, 962 mahallenin 700'den fazlasını gezdik; ülkemizin her yöresinde de durum aynıdır. Biz gördüklerimizi dile getiriyoruz, iktidarın da gidip görmesini istiyoruz. Gittiğimiz her yerde en çok duyduğumuz "Açız, perişanız, gücümüz kalmadı ve değiştirin bunları." sözleridir. İktidar mensupları isterse beraber de gideriz. Seçim zamanı değildir, biz oy istemeye gitmiyoruz; halkımızın durumunu ve beklentilerini yerinde görmeye ve tespit etmeye gidiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.

Durum gerçekten kötüdür, hiçbir kesimin dayanma gücü kalmamıştır. Elektrik ve doğal gaz faturalarına aşırı kira artışları eklenmiştir. Ekmek fiyatlarının artışı herkesi korkutmaktadır. Sosyal patlamalar olmadan, aile faciaları yaşanmadan çok acil tedbirler alınmalıdır. İktidar çare bulamayacağını, çözüm üretemeyeceğini kabul ederse yapacağı tek şey vardır; hemen seçime gitmek. Seçimle kaybedip gitmek iktidar mensuplarının bu yükten kurtulmaları için bir fırsat olacaktır.

Değerli milletvekilleri, ihtiyaçlara ve beklentilere cevap veremeyeceği, olumlu katkı sağlayamayacağı belli olan bu kanun teklifine kabul oyu vermeyeceğimizi beyan eder, saygılar sunarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)