| Konu: | Van'ın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 02.06.2022 |
MURAT SARISAÇ (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Van'ın sorunlarıyla ilgili söz aldım. Gerçi dün partili Cumhurbaşkanı Van'la ilgili sorunlardan bahsederken her şeyin...
(Uğultular)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Başkanım çok uğultu var.
Sayın Başkan...
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Sayın Başkan, Adalet ve Kalkınma Partili vekiller terk ettikten sonra başlatırsanız seviniriz.
BAŞKAN - Bir dakika, baştan başlatacağız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Çok uğultu var, bir de uyarırsanız...
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, şu anda hatip konuşamıyor. Konuşmak isteyen arkadaşlarımızın kulise geçmelerini rica ediyorum.
Buyurun Sayın Milletvekili.
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Sayın Başkan, AKP'liler gitsin, öyle... Bekleyelim isterseniz.
Van sorunlarıyla ilgili söz aldım. Sayın Cumhurbaşkanı dünkü konuşmasında Van'dan bahsetti, onun söylediklerine bakılırsa Van'da her şey mükemmel gidiyor. AKP'liler de bizim dün yine Kürtçe çalınan şarkılarla ilgili söylediklerimize de neredeyse Kürtçe gramerini de onlar yazmış gibi çıkıp burada söylediler. Ama öyle değil, keşke öyle olsa, keşke her şey güllük gülistanlık olsa, mükemmel olsa. Yalnız, özellikle Van'da ve bölgede çok daha farklı, çok daha vahim bir durum yaşadığımız.
Van, altı yıldır yani kayyum siyasetiyle beraber fiilî bir OHAL durumu yaşıyor. Bu fiilî OHAL durumundan kaynaklı, Van, tarımsal üretimden hayvancılığa, genç işsizlikten eğitim sorununa, otogar sorununa, yine, çevre yolu ve stat sorununa kadar birçok sorunla şu an karşı karşıya, birçok sorunun içinde neredeyse nefes alamaz duruma gelmiş hâlde. Bunu kuşkusuz ki Van'da kime sorarsanız sorun, ister siyasi partilere ister STK'lere veya odalara, Van'da herkes bunun kayyumdan kaynaklandığını söyleyecektir çünkü kayyum siyasetiyle beraber Vanlıların sadece iradesi alınmadı, Vanlılar neredeyse bir açık cezaevinde artık yaşar hâle geldiler. Van'da Van sorunlarıyla ilgili, Van'ın herhangi bir konusuyla ilgili bu üç beş kişi dışında kimsenin bir söz hakkı yok. Kasım 2016'dan beri yani kayyumların gelişiyle beraber fiilî bir -resmî- OHAL uygulandı, her ne kadar "Kaldırıldı." denilse de şu an OHAL fiilî olarak devam ediyor. Bunun en büyük sebebi de Van halkının iradesinin gasbedilmesi ve bu irade gasbından sonra kayyumlar eliyle yapılan usulsüzlükler, hukuksuzluklar zaten belediye meclisi olmadığı için hiçbir şekilde denetlenemiyor.
Yine Sayıştay raporlarına göre bu yolsuzluklar ortaya çıkarıldığında da bunu sorgulayacak herhangi bir savcının olmamasından dolayı Van'da kayyumlar istediklerini yapabiliyorlar ve -ki sadece Rusya'da oligarklar yok- şu an Van tamamen bir derebeyliğe dönüştürülmüş biçimde, oligarklar Van'ı da şu an üç beş kişiyle yönetiyor.
Geçenlerde CHP heyeti de belediye başkanlarıyla beraber Van'a gelmişti -ki üç gün boyunca bu kayyum zulmünü en çok gören heyetlerden bir tanesi- sadece üç gün boyunca bile CHP'nin otobüsüne izin verilmedi, açıklama yapacağı yerde polisler eliyle neredeyse AKP bayrakları asıldı yani üç gün boyunca ana muhalefet partisine bunlar yapılıyorsa varın altı yıl boyunca Van halkının neler çektiğini sizler görün.
Şimdi, yüz yıldır Kürt halkının neredeyse karşılaşmadığı zulüm kalmadı; her anlamda, kültürel, kimliksel, inançsal anlamda neredeyse bütün barbarlıklara, katliamlara maruz kaldı ama AKP dönemine kadar hiç yaşanmayan zulümler, şimdi, artık Kürt halkı üzerinde uygulanıyor. Yani dirisini geçtik artık ölüsüne bile tahammül etmeyen bir AKP anlayışı, bir AKP polis devleti oluşmuş durumda. Cenazeler morglarda bekletiliyor, ailelere verilmiyor, cenazelere saldırılıyor; hatta, hiçbir dinde olmamasına rağmen, hiçbir inançta olmamasına rağmen, hiçbir hukuk devletinde olmamasına rağmen cenazelere bile AKP saldırıyor ve AKP, kimin nerede defnedileceğini, nasıl defnedileceğini ve kaç kişinin katılabileceğini orada insanlara tehdit yoluyla dayatıyor. Mehmet Zeki Çelebi, 2012'de buradaki hukuksuzluklardan kaçıp güney kürdistana gitmişti, 17 Mayısta Başur'da katledildi, cenazesini getirmek için ailesi ve vekillerimiz gittiler oraya, cenaze Şırnak Devlet Hastanesinde bekletildi, birkaç gün sonra verildi ama o gün boyunca bütün emniyet yetkilileri ailesini arayarak Mehmet Zeki Çelebi'nin cenazesinin nasıl olacağını, kimlerin katılıp katılmayacağını, oraya... Tehdit ettiler ailesini bu şekilde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MURAT SARISAÇ (Devamla) - Bitiriyorum.
Sonrasında, cenaze Van'a geldikten sonra, halkımız da ailesi de cenazeye katılmak istedi ama mezarlıklar... TÜİK nasıl kuşatılıyorsa, milletvekillerinin, genel başkanların oraya gitmesi engelleniyorsa, aynı şekilde mezarlıklarda da polisler kapının önüne barikat kurdular ve sadece 15 kişinin girebileceğini söylediler. Şimdi, yüzlerce örneği var, Cumhurbaşkanı kendi grup toplantısında bir açıklamasında Yahudi cenazesi geldiğinde Hazreti Muhammed'in ona nasıl saygı gösterdiğini söylemişti. Geçenlerde yine Millî Savunma Bakanlığı Yunanistan'ı eleştirirken cenazelere düşmanlık yaptığını söylemişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT SARISAÇ (Devamla) - E, madem cenazeler bu kadar kutsal ve AKP de "cenazeye katılma suçu" diye bir suç yaratıp biz milletvekillerine fezleke gönderiyorsa o zaman AKP Kürtlere karşı, cenazelere karşı Allah'ın hukuku üzerine hukuk yaratıyor demektir.
Bütün halklarımızı saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)