| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 02.06.2022 |
CHP GRUBU ADINA AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bugün Meclis araştırması önergesini sunduğumuz beyin göçü aslında herhangi bir siyasi mesele değildir. Nitelikli insan kaynağımızı başka ülkelerin kullanımına sunmak derin bir kayıptır, uzun vadedeyse telafisi çok zordur. Marifet, yetiştirdiği insanı kovalamak değil, yetişmiş insana kucak açmaktır. Gelişmiş ülkeler bu insanlara kucak açarken biz, vizyonsuz yönetim sahipleri yüzünden sürekli göç veriyoruz. Beyin göçünü ihracat zanneden bu zavallı akla, Atatürk'ün bugünkü köklü üniversitelerimizi kuran üniversite reformunu okumalarını tavsiye ediyorum.
Şu an ülkemizde, fırsat bulsa yurt dışında yaşamak isteyen öğrencilerin oranı yüzde 80'in üzerinde. Türkiye'nin en seçkin liselerindeki öğrenciler yurt dışına yerleşmek, oraya gitmek istiyorlar. Kimler gidiyor peki? Gençler, öğretmenler, mühendisler, avukatlar ve iş insanları yani ülkeyi geliştirebilecek kalifiye insanların tümü. Ülke böyle kan kaybederken siz hiçbir şey yapmıyorsunuz. Sipariş usulüne bağladığınız TÜİK'in beyin göçüne ilişkin üç yıldır hiçbir verisi yok, gençliği sadece tabela ismi zanneden Bakanlığın bu konuya dair hiçbir araştırması yok. Beyin göçü sorulduğunda dalga geçer gibi "Göç değil, gezmeye gidiyorlar." diyorsunuz. Dahası diploması bile meçhul olan Cumhurbaşkanı çıkmış, on sene dirsek çürütmüş doktorlara "Gitsinler." diyor, üstelik bunu diyen Cumhurbaşkanının oğlu da yurt dışında yaşıyor. Ya, siz kimin ülkesinden kimi kovuyorsunuz değerli arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar)
Sayenizde beyin göçünü oluşturan itici sebeplerin hepsi var. Beyin göçünün sebebi, Hükûmetin yönetemediği ekonomi ve yozlaştırdığı adalettir; her şeyi sadece kendine hak gördüğü yolsuz ve liyakatsiz sistemdir; onun nobranlığı, umursamazlığı ve kendinden olmayan herkese, her şeye karşı olan düşmanlığıdır. Beyin göçünün sebebi bu Hükûmetin özgürlük korkusudur, özgürlük; eğitimliye, kentliye, sanatçıya, liyakatle gelen herkese duyduğu aşağılık kompleksidir.
Halkın gerçekliğinden o kadar koptunuz ki beyin göçüne tek çözümünüz gidenleri suçlamak. Hâlbuki mesleğini yapamayan Tiyatrocu Hüseyin "Burada kalmaktansa Avrupa'da tuvalet temizlerim." derken bu, Hüseyin'in değil, Hükûmetin ayıbıdır. Üniversite mezunları iş bulamazken bu, onların değil, Hükümetin ayıbıdır. 10 bin liraya doktorluk yapan Ebru şiddete uğrarken 100 bin lira maaş alan Cumhurbaşkanı ona "Giderse gitsin." diyorsa bu, Ebru'nun değil, Hükûmetin ayıbıdır. (CHP sıralarından alkışlar) Üniversitelerin içi kayyumlarla boşaltılırken, öğrenciler ters kelepçelerle tutuklanırken, kadınlar her gün taciz ve tecavüz korkusuyla yaşarken bu, apaçık Hükûmetin ayıbıdır. Tüm bunlara rağmen geçinemediğinden inşaatta çalışan tıp öğrencisi Remzi'yi duyduğunuzda hâlâ utanmıyorsanız, ofisinin önünde bomba patlayan Avukat Deniz'in bu ülkeden neden kaçtığını anlamaya çalışmıyorsanız, kabile şeklinde üniversite yöneten rektörlere ses çıkarmayıp matematik enstitülerine diş biliyorsanız, haksız yere öğretmen adaylarını mülakatlarda eleyen heyetlere tek bir kelime etmiyorsanız, umutsuz vakasınız demektir. İşinize gelince "Ey hâkim..." diyorsunuz, işinize gelince yargı bağımsızlığından bahsediyorsunuz. Gençlerin en ufak esprisine, "tweet"ine tahammül edemiyorsunuz. Beyin göçünü araştırmak yerine öfke kusarak insanları sindirmeye çalışıyorsunuz ama böyle olmaz değerli milletvekilleri. İnsanlara yalnızca "oy potansiyeli" diye bakıp hayatlarına her türlü müdahaleyi yaparsanız, ötekileştirici hatta burada terbiyemin müsaade etmeyeceği hakaret içerikli dil kullanırsanız beyin göçünü durduramazsınız.
21'inci yüzyılda yapılması gereken gençlere hayal kurabilecekleri, kendilerini gerçekleştirebilecekleri bir ortam yaratmaktır. Bunun için onları kutuplaştırmak, işsizlik ve fakirlikle sınamak yerine farklılıklar arası diyaloğu geliştirmeniz gerekiyor. Bugün Türkiye'de kimse hayal kuramıyorsa, herkes kaçmanın yolunu arıyorsa bunun sebebi sizsiniz değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Son sözüm genç arkadaşlarıma: Sevgili genç arkadaşlarım, işsizlikten, değersizlikten, adaletsizlikten, bu ülkede her şeyin bir mücadeleye dönüşmesinden yorulduğunuzu biliyorum. Ama unutmayın, bu ülke bizim. Bu düzeni beraber değiştireceğiz, bu kin ve öfke dilini sevgi ve hoşgörü diline beraber dönüştüreceğiz. Ama küfürle değil şarkılarla, silahla değil mizahla, reislerle değil eşitlik ve dostlukla, Gezi ruhuyla bu kibirli düzene karşı mücadeleye devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
Ben umduklarımı değil, yürekten inandıklarımı söylüyorum. Her espri küçük bir devrimdir. Biz gülmemizden, eğlenmemizden korkan iktidara rağmen bu devrimi tamamlayabiliriz. Biz gençleri apolitiklikle suçlayanlara inat, miadını doldurmuş bu iktidarı değiştirebiliriz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri alkışlar)