GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:98
Tarih:02.06.2022

MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 335 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 9'uncu maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına görüşlerimi ifade etmek üzere söz aldım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 13 Ocak 2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 88'inci maddesine "Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, belirlediği işletmeler ve kuruluşlar için uygulamada birliği ve sürdürülebilirliği sağlamak için Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlemek, buna göre yayımlamak ve düzenlemeler yapılmasına..." dair fıkra ekleniyor.

Bu kanun ne zaman çıkmış arkadaşlar? 2011 yılında yani sizin Hükûmet olduğunuz yıl. İşte, biz bunun için "Kanun maddeleri hem ana hem de tali komisyonlarda enine boyuna görüşülsün, sivil toplum kuruluşlarından görüş alınsın, maliyet, fayda, etki analizleri yapılsın." diyoruz. Yoksa böyle tekrar tekrar, döner dolaşır aynı kanun üzerinde ilaveler yapmak zorunda kalırız. İktidarınızda, kanunlar resmen yamalı bohçaya döndü.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ bu maddenin gerekçesinde "Helal uygunluk değerlendirme faaliyetlerinin yine bu şekilde devam etmesini, faaliyetlerini helal akreditasyon güvencesi altına alınması suretiyle kamu refahına katkı sunulmasını hedefliyoruz." diyor.

Arkadaşlar, bizim necip milletimiz helali, haramı çok iyi bilir; harama elini sürmez, boğazından geçirmez. Siz Hükûmet olarak bir şey yapmak istiyorsanız, artan ham madde, girdi ve navlun maliyetlerinin çözümüne yönelik adımlar atın. Kanun teklifini biz verdiğimizde siz Cumhur İttifakı olarak reddediyorsunuz; siz getirin, biz destek verelim, oy çokluğuyla birlik beraberlik içerisinde hemen geçirelim. Yeter ki çiftçimizin, sanayicimizin ürünlerini ihraç eden ihracatçılarımızın faydasına olsun.

Bakın, 1980 yılında yani bundan kırk yıl önce ihracata dayalı dünya ticaretinden aldığımız pay yüzde 0,86 iken 2020 yılı sonunda bu pay 0,85'e düşmüş yani dünya ticaretindeki payımız kırk yıl öncesinin altına düşmüş. Yine, ülkemizin gelişmekte olan ülkeler grubu millî geliri içerisindeki payı AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002 yılında yüzde 3,34 iken 2020 yılı sonunda yüzde 2,12'ye düşmüştür. Ekonomi "Faiz sebep, enflasyon sonuç." demekle düzelmiyor arkadaşlar. Sizin yapmanız gereken tek şey: Üretimi sağlamak için çiftçiye, sanayiciye destek olmak, esnafa destek olmak; ithalata ağırlık vererek hem sanayiciyi hem çiftçiyi hem de vatandaşlarımızı perişan etmeyin; her sektörde üretenlere destek olun, olun ki onlar da çalışanları da evlerine ekmek götürebilsin, istihdam artsın, vatandaşlarımız mutlu olsun. Üretim olmazsa zaten yoksulluk sınırının altında yaşayan emekli, memur, işçi için kıtlık da kapıda, haberiniz olsun. Yoksa bazı milletvekili arkadaşlarımızın dediği gibi taneyle, gramla satın almak yetmiyor, ihtiyaçlar karşılanmıyor, insanlar inim inim inliyor.

Çiftçilerimiz, sanayicilerimiz maliyetler yüzünden üretemez oldular. Bakın, bugün ülkemizde tam 714 firmayı TMSF tarafından atanan kayyumlar yönetiyor. Toplam aktif büyüklükleri 85 milyar Türk lirası ve 45 bin kişi çalışıyor bu firmalarda. Üzerine bir de bu şirketlere TMSF tarafından 282 kişi atandı. AK PARTİ, Varlık Fonunda olduğu gibi her türlü ekonomik gücü elinde toplamaya çalışıyor; yanlış üstüne yanlış.

Bir başka husus da: Ülkemiz, kendi nüfus bütünlüğünü tehlikeye atacak düzeyde kalabalık toplulukları sınırları içinde barındırmak ve beslemek zorunda değil. Türkiye, hiçbir üçüncü ülkenin refahı uğruna kendi vatandaşlarını refahtan mahrum bırakamaz, bırakmaması gerekir. Türkiye, açık ya da gizli anlaşmalar sonucunda kimsenin hendeği olamaz, olmamalı. Hiçbir milletlerarası sözleşme ya da uluslararası hukuk kuralı Türkiye'nin küçük bir Avrupa ülkesi kadar sığınmacı nüfusu barındırmasını zorunlu kılamaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla) - Türkiye, nüfus mühendisliği yoluyla üçüncü dünya ülkesi standartlarına hapsedilemez, Türk milleti kölelik veya paryalık düzenine mahkûm edilemez. Sığınmacı meselesi, hamasi nutukların, gündelik siyasi seçim yatırımlarının aracı değildir. Biz, İYİ Parti olarak akılcı, hukuka uygun, millî karakterimize yaraşır bir şekilde ülkemizi bu büyük sıkıntıdan kurtarmaya kararlıyız. Yok, "Biz yapamıyoruz." diyorsanız, benim tek söyleyeceğim şey; bekleyin, az kaldı, biz geliyoruz, liyakatli kadrolarımızla bizim bütün hazırlıklarımız tam diyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)