GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:99
Tarih:07.06.2022

CHP GRUBU ADINA TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

İstanbul 1 No.lu Barosunun yerine 2 No.lu Baro geçirildi, emredersiniz, reis buyurdu. İstanbul'un 55 bin üyeli 1 Numaralı Barosunun yerine zarlamayla, zorlamayla, yandaşa her türlü kıyakla beraber 2.300 üyeyle hayatına devam etmeye çalışan 2 Numaralı Baro geçecek. Diyeceksiniz ki "Nereden çıktı bu?" Anlaşılmayacak bir şey yok ki. Adalet ve Kalkınma Partisinin yirmi iki yıllık felsefesini artık anlayın; azınlık çıkarcısıdır, oligark yapıların temsilcisidir, farkına varın bunun. Ekonomide de aynı modeli uyguluyor. Ekonomide de milyonlarca insanı mağdur ederken üç beş -bizim Genel Başkanımızın deyimiyle beraber 5'li çete gibi- grubun temsilciliğini yapıyor, hukuku da böyle götüreceğini düşünüyor.

2 No.lu Baroyu kurdunuz, nasıl kurdunuz, nasıl kurdunuz? 2009 yılında yarım kalmış bir FETÖ projesini getirdiniz, bu Meclise dayadınız. Baro başkanlarını dövdünüz, Ankara'ya sokmadınız, bu Meclisteki Komisyon görüşmelerine sokmadınız; Genel Kurula getirdiniz, bir inatla beraber, parmak hesabıyla beraber geçirdiniz. Haklısınız, şimdi bir şeyler yapmanız lazım; reisinize mahcup oldunuz, zordasınız, tutmuyor bu proje. İstanbul'da 2 bin küsur kişi, Ankara'da tüzel kişiliğini kaybetmek üzere olan bir baro ihtarı yemiş; 300 eksik üyesi var, tamamla üyeleri. O da bir siyasi partinin genel başkanının kurucularıyla poz verip mesaj vererek üye toplamaya çalıştığı bir baro. Ne olacak şimdi sayın siyasi parti genel başkanı? Seninkiler bu baroyu kurtaramıyor, işler kötü, bu barolar bu işi zor götürecekler. Ha, ama bir şeyi yapıyorlar, eleştirdiğimiz bir şeyi; hâkimler baskı altında, vekâletnamelere baktıkları zaman karar verirken kafaları karışıyor. Adaletsizliğiniz geldi, geldi, geldi, buraya kadar dayandı. 55 bin üyesi olan İstanbul 1 Numaralı Barosunun karşısında 2 bin küsur üyesi olan 2 Numaralı Baroyu ayaklandırmaya, şahlandırmaya kalkıyorsunuz, kan enjekte etmeye çalışıyorsunuz. Nasıl bir şey yapıyorsunuz, biliyor musunuz? Az önce dedim ya, oligarkların temsilcisisiniz.

Açlıktan, yoksulluktan beslenme eksikliği çeken halkımızın gencecik kesimlerinin rakamları yayınlandı; 18 yaşa kadar olan gençlerimizden kızlarımızın beşte 4'ünde demir eksikliği var, erkeklerin de beşte 3'ünde demir eksikliği var; eserinizle övünebilirsiniz, sizin iktidarınızın sonuçları bunlar. Aynı şeyi şimdi barolar üzerinde yapmaya çalışıyorsunuz yani halkın ekmeği olan adaleti arama konusunda, hukukun üstünlüğünün en önemli temsilcisi olan barolardan birini zayıflatarak, yandaşı güçlendirerek yol almaya çalışıyorsunuz. Yani 2 bin küsur üyesi olan bir baronun, ortalama 600-700 bin nüfuslu tabloya denk gelen bir baronun karşısına Mersin Barosunu, Adana Barosunu, İzmir Barosunu koyduğunuz zaman onların 6-7 katı bir para vermeye kalkıyorsunuz. Onlar bu baronun 3 katı, 4 katı üyeyi bünyelerinde barındırıyorlar, onların neredeyse 1,5-2 katı parayı bu baroya vermeye çalışıyorsunuz. Ya, hiç mi yüzünüz kızarmıyor! Matematik bilmiyorsanız adaletiniz, vicdanınızda mı yok ya? Nasıl bir şeysiniz ya! Nasıl getiriyorsunuz bunları bizim önümüze ya? Hangi vicdanla, hangi kafayla getiriyorsunuz ya? Önünüze rakamlar koydu Barolar Birliği Başkanı, dedi ki: "Baroların 75 milyon alacağı var, iki senedir ödemediniz. Bir iş yapmak istiyorsanız bu paraları ödeyin önce." İstanbul 1 Numaralı Baronun 14 milyon alacağı var, 2 Numaralı Baro sizden 89 bin lira para istiyor; ona 4 milyon ödemeye çalışıyorsunuz, diğerinin gırtlağına basmaya çalışıyorsunuz.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hiç öyle değil.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Aynen böyle.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Değil, değil.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Değilse anlatırsınız. Sizin adaletsizliğiniz zaten tescilli, benim burada anlatmama gerek yok.

Bu yolu yürürken açıkça halkın hak arama hürriyetinin önüne engel oluşturuyorsunuz, torpilli barolar yaratmaya çalışıyorsunuz ama Sayın Cumhurbaşkanına, partinizin Genel Başkanına kötü bir haberim var, iletebilecek yüreğiniz var mı bilmiyorum ama Lale Devri bitti.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bunu siz mi tartışacaksınız? Hayret bir şey!

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Millet bunları daha yemiyor.

Barolar size demokrasinin en önemli dersini verdiler. Hukukçularla ve hukuk dünyasıyla oynayamayacağınızın örneğini sizin önünüze koydular. Gittiler, bütün oyunlarınıza rağmen, bütün alicengiz oyunlarınıza rağmen Barolar Birliğinde sizin ekseniniz de aday olmaya çalışan adamın karşısında şakır şakır seçim aldılar. O Barolar Birliği Başkanı bu Meclise geldi -Sayın Erinç Sağkan- 4 Nisanda bütün grupları ziyaret etti, sizin grubunuzu da; sanıyorum, o dönemdeki Grup Başkan Vekiliniz Sayın Cahit Özkan ağırladı onu. Siz bu avukatlarla ilgili yasayı çalışmış, bitirmiş, Meclis gündemine getirecek hâle gelmiş olmanıza rağmen onunla tek kelime paylaşmadınız, böyle bir yasadan bahsetmediniz; yangından mal kaçırır gibi yasa hazırlıyorsunuz. 5 Nisandan sonra getirdiniz, Meclise yasayı sundunuz. 4 Nisanda Barolar Birliği Başkanıyla görüşüyorsunuz kardeşim, böyle bir çalışmanız varsa niye haber vermiyorsunuz? O Barolar Birliği Başkanı yıllar sonra Komisyona geldi, yüzümüzün akıdır, buradan ona teşekkür ediyorum. Sizin daha önce güdümünüze aldığınız şahıs Komisyonlara da gelmiyordu, geldi ve dedi ki: "Biz toplantı yaptık, 1 Numaralı ve 2 Numaralı Barolar o toplantıya katıldı. Bu konuda bir yönetmelik hazırlıyoruz, o yönetmeliğe 2 Numaralı Baro da itiraz etmedi. Siz bu yasa çalışmasını nereden çıkardınız?" dedi. Hiçbiriniz ayağa kalkıp cevap da vermediniz. Sizin dünyanız başka, dışarıdaki dünya başka. Ha, sizin dünyanıza bakarsak işte, güçlü bir sosyal devletin yapması gereken avukat stajyerlerine staj boyunca bir maaş bağlama işi çok önemli bir iş olmamakla beraber görmezden geliriz. Aynı Barolar Birliği Başkanı Komisyonda, ortalama 25 bin avukatın staj gördüğünü söyledi ve rakamı çıkardı; o çetelere peşkeş çektiğiniz rakamların neredeyse yüzde 1'i bile değil. 25 bin avukat, hukuk eğitiminin eksik olduğu söylenilen bir ülkede mesleki eğitimi alabilsinler diye onlara asgari ücrete oransal bir ücretin verilmesini teklif ettik, "Hayır." dediniz. Hâkim stajyerlerine veriyorsunuz, hâkim adaylarına veriyorsunuz. Avukatlık... İnşallah -bu Mecliste çoğunluğu sağladığımız gün- Anayasa değişikliğini yaptığımızda, Anayasa'ya yargının kurucu unsuru olarak onu sokacağız. Yargının kurucu unsuruna vermiyorsunuz çünkü adaletsizliği kendinize pay biçmişsiniz, adaleti istemiyorsunuz; kuruluşunuz, yürüyüşünüz adaletsizlik üzerine. Avukatlara, avukat stajyerlerine yapılması gereken, eğitimlerini, meslek eğitimlerini dört dörtlük yapabilmeleri için staj dönemleri boyunca belli bir oranda ücretin ödenmesiydi. Şimdi, hiçbir mesleği küçümsemiyorum. Bizim anlayışımıza göre çalışma kutsaldır, alın teri kutsaldır ama getirdiğiniz yasayla beraber kâğıt toplayıcısı avukat, nalbur çırağı avukat, vesair gibi işler yaratmaya kalkıyorsunuz. Avukatlık çok özel bir meslektir; Eski Yunan'dan beri çoğu zaman parayla yapılmamış, insan onuru olan adaleti arama anlamında onurluca yapılmış olan bir meslektir.

Niye bu şekilde bir uygulamayı hayata geçirmiyorsunuz? Barolar Birliği Başkanı teklif etti, biz teklif ettik: Oluşturulacak olan bir fonla beraber bu arkadaşlarımıza her ay belli bir ücreti vermek mümkün ve bu ülkede kaliteli hukukçular yetiştirmek mümkün. Köprüye vermeye, yola vermeye kalkıyorsunuz; yatırım yapın ama verdiğiniz paraların bir hesabı olsun. 8 liraya mal ettiğiniz köprüye 58 lira para ödüyorsunuz, bu kardeşlerimize ödemeye gelince çekiniyorsunuz. Emin olabilirsiniz, hukuka dayalı güçlü bir ülke olduğumuz zaman o köprüler çok daha ucuza mal olacak ve çok daha kaliteli olacak, insan ilişkileri çok daha sağlıklı bir toplum yaratacağız. Ama dünyanızda bunlar yok, bunlar olmadığı için baroları kendinize göre tasnif ettiniz, iki yıl boyunca parasını ödemediğiniz baroları görmezden geliyorsunuz, yandaş barolarınıza para aktarmaya çalışıyorsunuz.

Benim size bir tavsiyem olacak ama artık tavsiyede bulunmaktan da vazgeçiyorum size. "Yol yakınken vazgeçin." "Yol yakınken şunu yapın, yol yakınken bunu yapmayın." gibi önerilerde bulunuyordum önceden bu kürsüye çıktığım zaman.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, süremi uzatabilir misiniz.

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Artık ben sizden umudumu kestim diyeceğim ama benim kesmemin önemi yok, millet sizden umudunu kesti. Sokağa çıktığınızda boyunuzun ölçüsünü alırken sanmayın ki bu getirdiğiniz kayırmacı yasalar unutulacak. İçinizde hukukçular var, çağıracağız onları barolara, gelin diyeceğiz.

Ben İstanbul 1 Numaralı Barosunun üyesiyim. Geçin karşımıza, bu FETÖ projesini, bu baroları nasıl böldüğünüzü, bu kayırmacılığı nasıl yaptığınızı, avukatları nasıl dövdüğünüzü, Çağdaş Hukukçular dâhil olmak üzere yüzlerce avukatı nasıl içeride tuttuğunuzu, intihar eden avukatları nasıl görmezden geldiğinizi, Sayın Cumhurbaşkanı caddeden geçerken gürültüye laf eden avukatı nasıl öldüresiye dövdürdüğünüzü ve ona Cumhurbaşkanına hakaretten dava açmaya çalıştığınızı önünüze koyacağız; bunları unutmayın, bunları sakın unutmayın.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)