| Konu: | Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 99 |
| Tarih: | 07.06.2022 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın vekiller; bugün İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili Danıştaydaki dava görüldü.
İstanbul Sözleşmesi, biliyorsunuz, kadınları, LGBT+'ları, kız çocuklarını koruyan en etkili uluslararası sözleşme ve "İstanbul Sözleşmesi yaşatır." diyen kadınların bütün taleplerine karşı, itirazlarına karşı bir erkeğin, Erdoğan'ın iki dudağı arasındaki bir kararla İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çekilindi. Buna kadınlar itiraz ediyor; kadın örgütleri, kadın hareketi, feminist hareket hep beraber İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeye karşı tutumlarını bugün beyan ettiler.
SALİH CORA (Trabzon) - Hişyar Bey hukuku eleştiriyordu, şimdi hukukun verdiği bir kararı överek anlatıyorsunuz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Erdoğan tarafından, kadınları koruyan bir hukuk kazanımı kadınların elinden alınmak isteniyor; itirazımız buna.
Bugün Eş Başkanımız, HDP Kadın Meclisinden arkadaşlarımız ve bütün kadın hareketinin orada, Danıştayda savunuları vardı. Ben buradan bir kez daha İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceğimizi ve İstanbul Sözleşmesi'ni her ne olursa olsun savunmaya devam edeceğimizi söylüyorum.
SALİH CORA (Trabzon) - Danıştay savcısı ne dedi? Ne dedi Danıştay savcısı?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bir savcı mütalaasında "Hukuka aykırı." diyor, savunma "Hukuka aykırı." diyor, acaba yargı burada "Hukuki." diyebilir mi? Ne diyecek, bunu merak ediyoruz. Kadınların yaşatılması için, kadınların yaşayabilmesi için, kadınların, çocukların, LGBT+'ların korunması için İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi durdurmak gerekiyor. Hep beraber durduracağımıza inandığımı burada bir kez daha söylemek istiyorum.
Size başka bir konudan da burada bahsetmek istiyorum. Burada avukatlarla ilgili yasalar çıkartıyoruz, burada çeşitli yasalar, kanunlar çıkartıyoruz ama kanunların fiiliyatta hayata geçmediğine dair de pek çok şey var. Kanunen çıkartılmış haklar, bu kazanımlar, sahada yine Hükûmet tarafından, iktidar tarafından insanların elinden alınıyor. Bunlardan bir tanesi de meslek hastalıklarıyla ilgili. Bu yakınlarda yeni bir belgesel yapıldığı için yine gündemimizde silikozis hastalığı. Bingöl Karlıova'da Taşlıçay köyünde köylülerin neredeyse tamamı silikozis hastası. 21 köylü bu hastalık sebebiyle yaşamını yitirdi. Genç işçiler kot kumlama atölyelerinde çalıştıkları için bu hastalığa yakalandılar ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu hastalıkla ilgili herhangi bir denetim yapmadığı için, Hükûmet bu konuda üstüne düşen sorumlulukları yapmadığı için, devlet bu konuda üstüne düşen sorumlulukları yapmadığı için, patronlar, markalar küçük atölyelerde, kayıtsız iş yerlerinde bu kot taşlama işlemini yaptıkları için bu işçiler yıllarca buralarda çalıştılar ve evlerine, köylerine döndüklerinde ise akciğerlerinde bu silikozisin bir taşlaşmayla sonuçlandığını gördüler. Ölümcül bir hastalığa yakalandılar, bu hastalığa karşı mücadele kampanyaları yapıldı ve meslek hastalığı olarak sayılması için yapılan kampanyalardan sonra, verilen önergelerden sonra, kanun tekliflerinden sonra silikozis hastalığı meslek hastalığı sayıldı. Fakat bugün, bakın, Bingöl Karlıova'daki bu işçilerin evlerine haciz gidiyor, biliyor musunuz? Hizmet tespit davası açtılar bu işçiler, hizmet tespit davalarını kaybettiler çünkü bu atölyeler merdiven altı atölyelerdi, kot taşlama atölyeleri taşeronların açtığı atölyelerdi; hiçbiri sigortalı çalışmıyordu, dolayısıyla da hizmet tespiti hukuk prosedüründe mümkün olmadı, bu davaları kaybettiler. Ama bu işçilerin tamamı silikozis hastası ve silikozis hastalığı ancak ve ancak meslek hastalığı olarak görülebilir yani herhangi birimiz böyle bir hastalığa yakalanamayız, ancak bu kot kumlama işçilerinde olduğu gibi ya da diş teknisyenlerinde, metal sektöründe olduğu gibi bu kumlara maruz kalmak gerekiyor ki hastalanabilelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Şimdi, bu işçiler hizmet tespit davalarını kaybettikleri için evlerine haciz gidiyor ve hizmet tespit davalarını kaybeden silikozis hastası işçiler tarlalarını satıp bu avukatlık masraflarını ödemek zorunda kalıyorlar.
Yine, o dönemde -çok ilginç- Mehmet Uçum'muş bu kanun teklifini hazırlayanlardan birisi; şu anda Cumhurbaşkanı Başdanışmanıymış ve yine, Cumhurbaşkanı Hukuk Politikaları Danışmanıymış. Mehmet Uçum yapmış bu kanun teklifini ve bu kanun teklifi nasıl çıktı bilmiyorum ama -biz de üzerine şimdi yeni bir kanun teklifi vereceğiz- bu çıkan kanuna göre bu silikozis hastası işçiler meslek hastası sayılmıyor, engelli maaşı alıyorlar. Yani normalde malulen emekli olması gereken silikozis hastaları engelli maaşı alıyorlar, çok düşük ücretler alıyorlar ya da bunu da hiç alamıyorlar ve aynı zamanda evlerine de haciz gidiyor.
Bunu paylaşmak istedim. (HDP sıralarından alkışlar)