GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:99
Tarih:07.06.2022

AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi hakkında verdiğimiz İYİ Parti önergesi hususunda söz almış bulunuyorum.

Teklif, çoklu baro uygulamasının neden olduğu sorunlardan birini ele almaktadır. Teklifle, Türkiye Barolar Birliği hesabına aktarılan adli yardım ödeneğinin barolar arasındaki dağılımının tertibi öngörülmektedir.

Çoklu baro uygulaması, avukatların siyasi nedenlerle bölünme ve ayrışmasına zemin oluşturan ve İYİ Parti olarak başından itibaren itiraz ettiğimiz bir düzenlemedir. Bu uygulamayı mümkün kılan 7249 sayılı Kanun'un Komisyondaki görüşmelerinde hazırladığımız muhalefet şerhinde, çoklu baro uygulamasının tatbikatta, baroların yetki alanında olan CMK, adli yardım ve disiplin işlemleri gibi kurumların işlevsizleştirilmesine neden olacağını belirtmiştik. Söylediğimiz gibi, adli yardım uygulamasında sorunlar ortaya çıkmaktadır. Şimdi de iktidar bu sorunları gidermeye çalışıyor. Kanun tekliflerini beceriksizce hazırlama, daha sonra bunlara yama yapma uygulaması AK PARTİ'nin âdeta alametifarikası hâline gelmiştir, ayırt edici özelliğiniz. Biz en başından beri çoklu baro uygulamasına yani baroların dünyada hiçbir yerde görülmemiş bir şekilde parçalanmasına karşı çıkmıştık çünkü hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu demokrasilerde demokratik yöntemlerle oluşturulan bütüncül baro anlayışı geçerlidir. Hiçbir hukuk devletinde olmayan bu tür uygulamalar, sivil toplumu siyasi erk karşısında parçalama teşebbüsüdür, yandaş baro oluşturma girişimidir. Barolar ülkemizde hukuk devletinin ve demokrasinin yerleşmesi açısından çok önemli işlev görmüşlerdir. Bugün baroların getirildiği durum hukuk devletinin ve demokrasimizin geldiği durumla benzerlik göstermektedir. Dünya Adalet Projesi Hukukun Üstünlüğü Endeksi 2021 Raporu'na göre ülkemiz 139 ülkenin yer aldığı sıralamada 117'nci sıraya gerilemiştir. Avrupa Konseyi kurucu üyesi Türkiye, Ruanda, Senegal, Gana, Tanzanya, Liberya, Nijer gibi ülkelerin gerisine düşmüştür. Türkiye'de hukukun üstünlüğü ilkesinin nasıl hoyratça çiğnendiğini görmek için aslında bu raporlara ihtiyacımız yok zira bunları her gün üzülerek yaşıyoruz. Hukuk devletinin olmadığı düzenlerde de demokrasiden söz etmek mümkün değildir.

Aynı raporda yer alan 8 gösterge arasında Türkiye'nin en kötü sıralamaya sahip olduğu kategori hükûmet yetkilerine ilişkin kısıtlamalar kategorisi olmuştur. Türkçesi şudur: "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" adı verilen ucube tek adam yönetimi dünyada denge ve denetlemeden en yoksun ülkelerden biri olmamıza neden olmaktadır. Ülkeyi yönetenlerin yasalara ne kadar bağlı olduğunu ölçen bu kategoride Türkiye, 139 ülke arasında 134'üncü sırada yer almıştır. Hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmek, keyfî tek adam yönetiminden kurtulmak, demokrasiyi yeniden kurmak ve ihya etmek, insanımıza yaraşır bir yaşam sunmak için tek yol, güçlendirilmiş parlamenter sistemi bir an önce hayata geçirmektir. Bu amaçla bir araya gelmiş olan 6 siyasi partinin ortaya koyduğu temel ilkeler, bu hedefe işaret etmektedir ve bunda muvaffak olunacağından şüphemiz yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - AK PARTİ'yle rekabet hâlinde; Türkiye için, milletimizle el ele, kol kola, omuz omza, adaletle özgürleşen, güvenle yaşayan, liyakatle eşitlenen, sevgiyle güçlenen, üreterek kalkınan güçlü, zengin ve mutlu Türkiye'ye hep birlikte kavuşacağız, çok az kaldı.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.