| Konu: | Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 09.06.2022 |
İSMET TOKDEMİR (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve ekranları karşısında bizleri izleyen vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifinin 1'inci maddesiyle yapılmak istenen düzenlemenin gerekçesi olarak Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen baraj, gölet ve diğer depolama tesislerinin maksat oranlarının Cumhurbaşkanınca belirlenmesi, değiştirilmesi ve kaldırılabilmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir. Bu maddeyle yapılmak istenen düzenleme Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi denen yönetim biçiminin yine garip bir uygulaması olarak karşımıza çıkmaktadır. Kanun teklifinin bu maddesinde görüldüğü üzere Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde bürokrasinin azaltılması hedefler arasında sayılmış fakat barajdaki maksat oranlarının belirlenmesi için bile Cumhurbaşkanının onayının beklendiği bu duruma gelinmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz Devlet Su İşlerinin yaptığı baraj, gölet, depolama tesislerinin hangi amaçla kullanılacağına dair kararın Cumhurbaşkanına verilmesini yanlış buluyoruz. Bu kararla tarımsal sulamadaki çiftçilerimizi endişeye sevk ediyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Tarımsal sulama ve taşkın maksadıyla Hatay'ın Amik Ovası'nda 2010 yılında bir barajın temeli atıldı. Temeli atılan bu barajın 5/5/2015'te bitirileceği dünyaya ilan edildi. Üzerinden beş buçuk yıl geçti, bu baraj bitmedi. 3 Ekim 2020 tarihinde şatafatlı bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanımın da video konferansla katıldığı bir törenle açıldı fakat bu baraj bitmemişti, Sayın Cumhurbaşkanımı yalnız onlar değil AK PARTİ'nin iktidar vekilleri de yanılttı. Barajın açılışının üzerinden yirmi ay geçti; ben şahsım barajın seddesinin üzerinde bu barajın bitmediğine dair bir video paylaştım. Bugün, amacımız bir iddiayı kazanmak değil amacımız o münbit Amik Ovası'nın sulanması. Bu barajın bitmesi için komşu vilayetimiz Kahramanmaraş'ta bulunan Menzelet Barajı'ndan akan suyun, yine komşu bölgemizde bulunan Tahtaköprü'ye, oradan da Hatay Karasu'ya, oradan da gövdesi tamamlanan bu barajın ana havzasına dev kanallardan akıtılması. Bu mümkün olmadı ve şu an Hatay'da "Bitti." denilen barajdan bir hat tarlasını sulayan bir çiftçi olursa ben huzurunuzda milletvekilliğinden ayrılırım. (CHP sıralarından alkışlar) Derdimiz millet, çiftçi. Çiftçimiz derin kuyularla o kadar yüksek faturalar karşısında ezim ezim eziliyor.
Vicdanı olan herkese, özellikle iktidar partili Hatay vekili kardeşlerime sesleniyorum: Bu barajın derhâl bitirilmesi lazım, insanlar bu elektrik faturaları karşısında artık çaresiz. Bir taraftan girdiler, bir taraftan gübreye gelen, mazota gelen zamlar ovamızın insanlarını perişan etti. Bu barajımız bitsin. Ana gövdeye suyun doldurulmasıyla bitmiyor baraj; ovada kamulaştırmanın, toplulaştırmanın yapılması lazım, onun akabinde basınçlı su sisteminin döşenmesi lazım; bu tür çalışmalar da yok. Hatay'da Karaçay Barajı'nın dışında içme suyu barajımız da yok. Bugün Hatay Büyükşehir Belediyesi 1 milyon 670 bin nüfusu, üzerine de 500 bin Suriyeli mülteci kardeşimizin suyunu temin etmekte çok ciddi zorlanıyor. "Niye mi?" dersiniz, elektrik çok pahalı. Elektriğin pahalılığı karşısında insanlarımız artık sulama göleti istiyor.
Devlet Su İşlerinin yetkilileri burada; Hatay sizden şikâyetçi, iktidar vekillerinden şikâyetçi, "Yeter artık!" diyoruz. Bizler, sizler yapmazsanız -buradan taahhüdümüzdür- Millet İttifakı'nın iktidarında bir an önce barajımızı bitiririz, çiftçimize tarlasını rahatlıkla sulayacağı o suyu vermeyi inşallah Cenab-ı Allah bize nasip eder diyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
İSMET TOKDEMİR (Devamla) - Buradan çiftçilerimizin daha rahat edebilmesi adına derin kuyulardan elektrikle faydalanan çiftçilerimize barajı bitirinceye kadar iktidarın elektrik faturalarını sübvanse etmesini istiyoruz. 2018'de "Artık mazot paralarının yarısı bizden." diye açıklama yaptınız. Ben de bir petrolcüyüm, istasyonuma birisi gelse iktidar, Başbakan -o dönemin Başbakanı- "Mazotun yarısı bizden." dese ben ne diyeceğim? "Başbakan doğru söylemedi." mi diyeceğim? Yazık arkadaşlar, çiftçimize sahip çıkalım, üretenin yanında olalım. Bu zengin memleketin, bu bereketli toprakların insanları fakir olmayı hak etmiyor.
Buradan bizleri izleyen bütün hemşehrilerime, bütün Meclise, herkese canıgönülden sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)