GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:101
Tarih:09.06.2022

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çevre Kanunu ve beraberinde iliştirilmiş bazı kanunlarda değişikliği içeren kanun teklifinin 12'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kanun teklifinin 12'nci maddesi, AK PARTİ'si iktidarları döneminde bir yağmalama modeline dönüşmüş yap-işlet-devret modelinin mahallî idarelerin vermesi gereken hizmetlere de uzanmasının önünü açmaktadır. Neden böyle bir düzenlemeye gerek duyulmaktadır? Çünkü yap-işlet-devret modeli nedeniyle yapılan projelere verilen garantiler artık merkezî bütçede altından kalkılamaz, hesabı verilemez bir noktaya gelmiştir; şimdi de sıra mahallî idarelerin bütçelerine gelmiştir. Bir zümrenin garantili zenginleştirilmesi için giderayak yeni mecra arayışına gidilmiş, mahallî idarelerin bütçelerine göz dikilmiştir. Düzenlemeyle, yap-işlet-devret perdesiyle gizlenen "Yak, yağmala, yok et." mantığının çevre yönetimine sokulması suretiyle yeni bir rant alanı oluşturmanın yolu açılmaktadır.

Devletin yapacağı yatırımların finansmanında kamu için iki seçenek bulunmaktadır: Kamu, yatırımlarını ya öz kaynaklarla ya da borçlanma yöntemiyle gerçekleştirebilir. AK PARTİ'si iktidarlarının ekonomi politikaları sonucu öz kaynak kalmamıştır; borçlanma da doğrudan bütçe rakamlarına yansıyacağı için kişi başına düşen millî gelir hesaplamaları da bilançodaki borçtan etkilenecektir dolayısıyla vatandaşın gözü boyanamayacaktır. Borcunu çeviremeyen iktidar da kurtarıcı olarak yolu bilanço dışı finansman yöntemini kullanarak bulmuştur; yatırımı kendisi finanse etmek yerine yüklenici firmalara devretmiştir. Milletin başına yüklenici firmalara garanti vermek ve kefil olmak kaydıyla çorap örmüş, bu firmalara yapılacak ödemeleri de bütçede yıllara bölünmüş olarak göstererek ekonomideki açığı, bütçedeki zararı gizlemiştir. Bu, bütçeyle ilgili oyun; asıl oyun ise bu mega projelerin açık ihale usulleriyle değil de davet usulüyle yapılmasından sonra başlamıştır. İktidar ihaleleri kendi tercihleri doğrultusunda dağıtmış, bu tercihli yükleniciler de zamanı geldiğinde velinimetlerine saygıda kusur etmemişlerdir.

Değerli milletvekilleri, kamu-özel iş birliği ya da yap-işlet-devret modeli bizim ülkemize has kamu yatırımı modeli değildir. Diğer ülkelerde uygulandığı şekliyle bu ortaklık birtakım risklerin paylaşımını gerektirir ancak AK PARTİ'si iktidarları sayesinde riski tamamıyla devlet üstlenmiştir. Köprü, yol, tünel, havaalanı, enerji, şehir hastaneleri gibi birçok yüksek maliyetli yatırımda, sadece bugünümüz değil geleceğimiz de ipotek altına alınmıştır. Geçiş garantisi, hasta garantisi, yolcu garantisi verilen bu mega usulde garanti kapsamındaki araç, yolcu, hasta sayısı tutsa da tutmasa da fark ceza gibi hazineye yüklenmiştir.

Şimdi, bu yap-işlet-devret ya da KÖİ öyle bir model ki garantinin garantisi hiç bitmiyor. Sadece bir örnek vereceğim: Kamu-özel iş birliği modeliyle şehir hastaneleri yaptırdınız. Şehir hastanelerinin ihalelerini alan şirketlere maliyet finansmanı için kiralar yoluyla hazine garantisi, miktara bağlı hizmetler için hastanelerin yüzde 70 doluluk oranında çalıştırılacağı garantisi verilmektedir ama bu yetmemiş olacak ki Ankara Bilkent Şehir Hastanesi yapılırken hastane kampüsü içinde yer alan Sağlık Bakanlığı binasını da yasalara aykırı olarak projeye dâhil ettiniz. Hastaneyi işleten şirkete, Sağlık Bakanlığı, binanın kullanım bedeli olarak her yıl kira ödüyor; bu da yetmiyor, ayrıca olağanüstü bakım ve onarım, mefruşat, merkezî yardım masası ile yer ve bahçe bakımı gibi hizmetler için de ödeme yapılıyor. Firma hem hastaneden hem de Sağlık Bakanlığından para kazanıyor.

Yap-işlet modeliyle yapılan 4 otoyol, 1 tünel, 3 köprünün maliyeti 22 milyar 215 milyon 713 bin dolar. Peki, bu projelerin kamuya devri gerçekleşene kadar ödeyeceğimiz garanti rakam ne? 59 milyar 747 milyon 817 bin dolar. Bu süre içinde vatandaş geçiş ücreti ödemesine rağmen bu yolları ve köprüleri kullanıyor ya da kullanmak zorunda bırakılıyordu. Şimdi, benzin 30 liraya yaklaştı, döviz yine önlenemez bir yükselişte. Ne köprüden geçen kaldı ne otoyolu kullanan, ne olacak şimdi? Alın size garanti. Sadece o mu?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Başkanım, tamamlıyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Vatandaş otoyoldan, köprüden kaçak mı geçti? Tahsil edilen ceza yüklenici firmanın kasasına. Müteahhit bu işi yapabilmek için yurt dışından kredi mi temin etti? İşi bitiremedi mi? Kefili hazine. Sözleşmede sorun mu çıktı? Garanti ödemesinde geç mi kalındı? "Git, derdini İngiliz mahkemelerine anlat, söke söke alırlar." Yüklenicinin maliyeti mi arttı, işi bitirmesi için mi gecikti? Hemen yapın bir ikmal ihalesi, garantinin garantisi. Vergi ödemekte bir sıkıntı mı çekti? Bir yapılandırma, bir teşvik; kendiliğinden sorun çözülür. Alın size katmerli garanti. Yap-işlet diye yıktınız, yağmaladınız, yok ettiniz. Bırakın artık mahallî idarelerin yakasını, bırakın artık milletin yakasını.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)