| Konu: | Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 09.06.2022 |
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Bu torbada 14 farklı kanunda değişiklik yapılıyor. AKP torbaları seviyor çünkü faşizmin acelesi var. Seçim sandığı yaklaştıkça torba sayısında, sıklığında artış oluyor. Ülke batmış, dolar yeniden 18'e uçmuş, mazot 30 liraya dayanmış, enflasyon 3 haneli olmuş, hiç önemli değil. AKP ve MHP'nin faşist politikaları halkın emeğini ucuz, ekmeğini pahalı hâle getirmiştir. Son bir ay içinde doğal gaza yüzde 30, elektriğe yüzde 15, benzine yüzde 33, motorine yüzde 38 zam yapıldı. Geçen yıl bu vakitlerde litresi 6-7 lira olan benzin ve mazota sadece bir ayda gelen zamma bakarsanız ekonomik krizin boyutlarını anlarsınız. Sofrasını saraydan kuranlar ve AKP rantçıları hariç ülkede işi iyi giden kimse yok. Ülkede saray merkezli azınlık bolluk, bereket içindeyken halk yoksulluk içindedir. Halktan para toplamaya gelince vicdansızca vergi, fatura, harç ve hatta haraç gibi bedeller toplayan bu iktidar, iş halka hizmet etmeye gelince yok oluyor.
Bu ülkenin hastaneleri sağlık değil, sağlıksızlık yayıyor. Yaklaşık beş ay önce hizmete açılan Çaldıran Devlet Hastanesinin dışı sizi, içi halkı yakıyor. Hastane çökmek üzere; hastanede MR, ultrason, röntgen gibi temel tıbbi cihazlar başta olmak üzere hiçbir cihaz yok. 67 bin nüfuslu ilçeye hizmet veren tek hastanede çocuk ve dâhiliye dışında hiçbir uzman doktor bulunmamaktadır. Sadece böbrek ve kanser hastalarının maruz kaldığı sorunları anlatmaya günler yetmez. Birçok il ve bölgede hastanelerin durumu farklı değildir. Ortada ne sağlık ne eğitim ne adalet ne de doğa bıraktınız.
Bu torba kanunun 13'üncü maddesinde tam olarak bir kamu kurumu niteliğinde olmayan Çevre Ajansına taşeron firmalar eliyle çevreyi koruma görevi veriliyor. Çevrenin korunması özelleştiriliyor ve bu şekilde çevrenin korunacağı iddia ediliyor. Özel bir tüzel kişiliği haiz, kendi geliri olan ve bir şirket gibi yönetilen Çevre Ajansının yasallaşmasının üzerinden daha iki yıl geçmeden, Ajansın ve taşeron olarak yetkilendirdiği firmaların yanında, bu maddeyle özel sektöre yeni bir kâr alanı açılıyor. Bizler biliyoruz ki kamuoyu denetiminden uzaklaştırılmış ve piyasa yaklaşımını esas alan özel sektör işletmeciliğinin önceliği ekolojiyi korumak değil kâr oranlarını artırmaktır. Çevre kirliliğinin en önemli nedeni, kârlarını artırmak amacıyla çevreyi tahrip eden işletmelerdir. "Kirleten ödesin." mantığıyla birtakım bağış, yardım ve benzeri adlar altındaki kampanyalarla özel şirketler ve Ajansın iş birliğinin doğa tahribatını artıracağı açıktır. Ekolojiyi tahrip edenlere ekolojiyi teslim edemezsiniz. Kirletenler kendisini denetler mi? Söz konusu depozito sistemli denetlemesi beklenen Çevre Ajansına, Çevre Kanunu'nda kamu kurumlarına verilen denetim yetkisi de verilmiştir. Ancak Ajansın Danışma Kurulunda özel sektör temsilcileri yer alıyor. Ajansın kamusal iç denetim mekanizmalarını özel sektöre devretmek, halka çevre kirliliği, müsilaj, kuraklık ve diğer ekolojik felaketler olarak geri dönüyor.
Yine, yapılmak istenen bu değişiklikle koylardaki ekosistemi kurtarmanın bir yöntemi olarak sunulan mapa ve şamandıra yöntemiyle koyların yat sahiplerine terk edileceği, fiilî olarak halkın kullanımına kapatılacağı da açıktır.
Getirdiğiniz bu torba yasalarla yaşamı, doğayı yok ediyorsunuz. Birçok yerde olduğu gibi, Van'da da ekolojiyi tahrip eden, doğayı geri dönülmez biçimde yıkıma uğratanlar halkın iradesini gasbeden kayyum rejimleridir. İklim krizi ve kuraklığın sulak alanları daraltması, yanlış su kullanımı ve sulama politikaları ekosistemi yok etmektedir. Bölge illerinde de çok etkili olan kuraklık Van Gölü ve Erçek Gölü'nde büyük bir çekilmeye neden olmuştur. Van Gölü'nü korumak amacıyla Van ve çevresindeki illerden belediye yönetimleri ve sivil toplum kuruluşlarının ortaklığıyla kurduğumuz Van Gölü Havzası Koruma Platformu kayyum tarafından işlevsiz hâle getirildi. Van Gölü havzasındaki denetimsiz betonlaşma, sahil şeridini işgal eden kamu ve özel kurum binalarının artıkları, ÇED raporlarına aykırı HES ve madencilik faaliyetleri, orman alanlarının "güvenlikçi politikalar" adı altında iktidar eliyle yok edilmesi, kayyum belediyeciliğinin yetersiz altyapı çalışmaları, çevre belediyelerin arıtma sistemlerinin yetersizliği, çöp ve geri dönüşüm sistemlerinin yokluğu Van Gölü'nü, Erçek Gölü'nü ve çevresini yok etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Devamla) - Burada yaşayan canlıların ve göç yolu burası olan flamingoların ve diğer yüzlerce kuş türünün yaşam alanları yok ediliyor. Çok geç olmadan Van Gölü havzasını koruma kanunu derhâl yasallaşmalı, Erçek ve Van Gölü için acil bir koruma planı uygulanmalıdır.
AKP iktidarı torba yasalar, torba davalar, torba faşizmiyle toplumla savaşıyor ama kimsenin kuşkusu olmasın; biz AKP'nin ormanları, ırmakları, doğayı, kısacası yaşamı sermaye gibi gören düşmanca yaklaşımına son vereceğiz.
Saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)