| Konu: | Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 09.06.2022 |
ŞEVİN COŞKUN (Muş) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 14'üncü madde üzerine söz aldım. Genel Kurulu selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu teklifle bina kimlik sertifikası getirilmek istenmektedir ancak sertifika, binanın bulunduğu alanın jeolojik ve diğer teknik durumuna ilişkin bilgilerin tamamını içerecek midir? Beş yılda bir sözde denetimin yapılacağı hükmedilmekle birlikte, bu denetimlerde aykırılıkların herhangi bir yaptırımı olmadığı da açıktır. Barınma hakkı kapsamında binaların yapım alanlarının doğru tespit edilmesi anayasal bir zorunluluktur. Bina kimlik sertifikasının önemi için öncelikle doğru alana doğru binanın yapılması gerekmektedir. İktidarın inşaat sektöründe gözettiği unsur ise ranttır; bu rant uğruna binalar riskli alanlarda yapılmaktadır. Günümüzde 24 kent, 80'i aşkın ilçede 100 binden fazla bina aktif fay hatlarının üzerinde yer almaktadır. Rant uğruna bir yandan riskli alanlarda yeni binalar yapılmaya devam ederken diğer yandan da daha önce usulsüz bir şekilde yapılmış binalara "imar affı" adı altında ruhsatlar verilmiştir. Bu da iktidarın insan yaşamını hiçe saydığının bir diğer göstergesidir. Bu binalarda yaşanan her ölümden sorumlu olacak olanlar yapımına göz yuman iktidar olacaktır.
Değerli milletvekilleri, AKP'nin yirmi yıllık iktidarında neredeyse her yer suç mahalline dönüşmüş durumdadır. Yaşam hakkı ihlali başta olmak üzere, hak ihlalleri artarak devam etmektedir. İktidar, bu hukuksuzluklarla mücadele etmek yerine hak savunucularını cezalandırmaktadır. TİHV'in verilerine göre 2022 yılının ilk dört ayında 1.415 insan hakları savunucusu tehditle yargısal ve idari taciz gibi uygulamaya maruz kalmıştır; insan hakları faaliyetleri nedeniyle 23 kişiye toplamda 1 ağırlaştırılmış müebbet, iki yüz on bir yıl dört ay on gün hapis cezası verilmiştir. İktidar, yaşanan bu hak ihlalleri karşısında itirazları kabul etmiyor, toplumun sessiz kalmasını istiyor. Hakikati yazanlar ise âdeta hedef gösterilmekte, sindirilmek istenmekte ve tutuklanmaktadır. Bu saldırılara en çok maruz kalanlar arasında özgür basın emekçileri gelmektedir. Özgür basına yönelik elli yıldır devam eden öfke ve düşmanlık hiç bitmedi. Önceleri JİTEM, Hizbullah, cemaat eliyle yürütülen saldırılar bugün iktidarın polisi, savcısı ve yargısı eliyle yürütülmektedir.
Bu arada, 1992'de ensesinden tek kurşunla katledilen Özgür Gündem Diyarbakır muhabiri Hafız Akdemir'in dün ölüm yıl dönümüydü; buradan saygı ve minnetle anıyorum.
Evet, özgür basının bugün karşı karşıya olduğu zihniyet 1980'lerdeki, 1990'lardaki zihniyetin devamıdır. Bunun son örneği Diyarbakır'da Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinin yönetici ve üyelerine son bir haftada yapılan 2 operasyondur. Dün, Diyarbakır'da Jin News'e baskın düzenlendi, DFG ve Mezopotamya Ajansı muhabirleri hedef alındı. Gazetecilere yönelik hak ihlallerini rapor hâline getiren DFG Eş Başkanı gazeteci Serdar Altan, Jin News Müdürü Safiye Alagaş'ın da aralarında bulunduğu 7'si kadın 21 gazeteci gözaltına alındı. Yapılan operasyonda, tekçi ve erkek iktidar, özellikle kadın kalemini hedef almıştır. Jin News Editörü Gülşen Koçuk'un da aralarında bulunduğu 7 kadın gazeteci gözaltında. Kadın ajansı olan Jin News'e şimdiye kadar 43 kez erişim engeli getirilmiştir.
Basına yönelik şiddeti, hak ihlallerini her ay raporlaştıran DFG'nin verilerine göre Haziran 2022 itibarıyla 60 gazeteci cezaevinde, 56 gazeteci gözaltına alındı, 28 gazeteci kötü muameleye maruz kaldı. 32 gazeteciye toplamda 1'i müebbet, yetmiş yedi yıl on bir ay hapis cezası verildi, 31 gazetecinin işine son verildi, 53 haber takibi engellendi, 242 habere erişim engeli getirildi. Rapordan da anlaşılacağı gibi, bu toplumun haber alma hakkını sağlayan gazeteciler sürekli hedef hâlindedir. İktidar, yoksulluk, işsizlik ve şiddet üreten politikaların toplum tarafından bilinmesini istemiyor. Kadın cinayetlerinin, çocuk ölümlerinin, cezaevinde yaşanan ölümlerin gizli kalmasını istiyor. Savaş politikalarının derinleştirdiği ekonomik krizin yazılması iktidarın işine gelmiyor. Kürtçeye, müziğe, sanata ve özgür basın emekçilerine düşmanlık devam etmektedir ve basını susturmaya da çalıştırmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin, buyurun.
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Özgür basın emekçileri son yapılan operasyona dair Amed'den "Ape Musa'nın generalleri, Gurbetelli Ersözlerin ardılları karanlıkları aydınlığa çıkarmak için gerçekleri yazmaya, hakikati halka ulaştırmaya devam edecekler." mesajını verdi. Şu iyi bilinsin ki özgür basın çalışanları saldırılarınızdan daha güçlü ve iradelidir. Bu iradeyi hiçbir gözaltı, tutuklama ve saldırı teslim alamaz; gazeteciler derhâl serbest bırakılsın.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)