| Konu: | Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 09.06.2022 |
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 336 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesi hakkında söz almış bulunuyorum.
Şimdi, burada diyorsunuz ki: "75 yaşını bulmuş mimar, mühendis veya yardımcıları artık burada yapı denetimi yapamaz." Şimdi, değerli AKP'liler, gençlere iş sahası açamıyorsunuz; tecrübe kazanmış "yaşlı" dediğiniz mimarlara, mühendislere de "Sen artık iş yapamazsın, şöyle kenara çekil." diyorsunuz, 2.800 liraya, 3 bin liraya mahkûm ediyorsunuz. Yani kısacası şunu doğru söyleyin: "Bu insanlara 'yat da öl' diyoruz." deyin. Bunu mu istiyorsunuz? Peki, sizlerin içinde 70 yaşını bulan olmayacak mı? Onlara da "Yat da öl." mü diyeceksiniz? Değerli arkadaşlar, takdirini size ve Türk toplumuna bırakıyorum, bir başka önemli konu üzerinde daha burada konuşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, ayçiçeği yağlık bir bitkidir ve insan sağlığına en faydalı sağlıklı yağı, ayçiçeğinden alırsınız. Ayçiçeği yağını ayçiçeğinden üretmek, ayçiçeğinden çıkarmak için çiftçilerimiz gece gündüz çalışırlar ve sekiz ay çalışırlar; sekiz ay boyunca toprağını, gübresini, ilacını, tohumunu vesairesini hazırlar ama bunun yanında da 28-30 liraya mazotunu alarak. Değerli arkadaşlar, çiftçimiz bu mahsulü eker, ektikten sonra da hava durumu, yağışlar vesaireden dolayı, soğuk iklimden dolayı, çıkan "gündöndü" dediğimiz ayçiçeği dona tutulur ve "köse hastalığı" dediğimiz hastalığa gark olur. Bu mahsul yağ vermez, çiçek vermez. Bu mahsulü tekrar devirir çiftçi; ikinci defa, üçüncü defa tekrar aynı işlemi ve aynı masrafı yapmak zorunda kalır.
Değerli arkadaşlar, bugün çiftçinin dekar başına maliyeti 2.500 liradır. Çiftçinin buradan cebine giren sadece 2.000 liradır. Şimdi 500 lira masraf daha yaptırıyorsunuz, 2.500 lira 3.500 lira oluyor. Peki, bunu kim karşılayacak? Çiftçi, vatandaşın yağ ihtiyacını karşılamak için gece gündüz çalışacak fakat cebine para girmediği gibi dekar başına 1.000 lira zarar edecek. Adalet bunun neresinde, hak bunun neresinde, bana bir söyler misiniz. Adalet ve Kalkınma Partisisiniz, nasıl kalkınacak bu adam, söyleyin bana. Türk çiftçisini kalkındırmak için değil, batırmak için uğraşıyorsunuz.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir vahim olaya daha değineceğiz. Çiftçinin yanında devlet yok, Hükûmet yok ama 5'li çetenin yanında var. 5'li çeteye önce ihale veriyorsunuz, ihale verdikten sonra bunun sermayesini ayarlıyorsunuz, kredi buluyorsunuz, kredi bulduktan sonra gidip bu krediye devleti kefil yapıyorsunuz; o da yetmiyor, bu sefer, Hükûmet vesaire değişirse bu parayı ödemezler diye Londra mahkemelerine gönderiyorsunuz insanlarımızı.(CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, ülkeyi kazıklayan müteahhidin arkasındasınız kapı gibi, bire beş kazanan müteahhidin arkasındasınız. Şimdi, Türk çiftçisi bu işten zarar ediyor, değerli arkadaşlar, kendisinin burada bir suçu var mı, bir eksiği var mı, bir hatası, günahı var mı? Yok. Peki, niye zarar ettiriyorsunuz buna? Burada günah kimin? Burada günah AKP'nin, sizlerin, Hükûmetinizin.
Değerli arkadaşlar, şimdi, burada tohum üreticisi, çiftçiye gelip de söylemiyor "Sen şu tohumu şu zamandan erken ekersen dona yakalanır. Dolayısıyla, mahsulünüz köse hastalığına yakalanır, bir işe yaramaz, tekrar ekersiniz." diye.
Şimdi, insan sağlığı veya hayvan sağlığı için ilaç üreten firmalar ne yapıyorlar? Bütün problemlerinin, bütün sorunlarının ne şekilde olabileceğini, ne zaman kullanılacağını, dozunun ne kadar olacağını, yaşlısının, gencinin, çocuğunun ne dozda kullanacağının hepsini yazıyor mu? Yazıyor. Ama bu tohum firmaları bunların hiçbirini yazmıyor. Peki, çiftçinin günahı ne? Çiftçi bunu biliyor mu? Günah sizin, çiftçinin yanında değilsiniz. Çiftçi bu zararı çekiyor ve siz ne yapıyorsunuz? Hiç yüzünüzü çiftçiye çevirdiniz mi? "Arkadaş senin ne kadar zararın var?" dediniz mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Trakya'da 50 bin dönüm arazi yeniden ekilmiştir, ikinci, üçüncü defa ekiliyor, yeniden masraftır. Trakya çiftçisi yeniden 23 milyon masraf etmektedir. Bu çiftçinin günahı ne, buna yazık değil mi? Şimdi sizin elinizde her türlü imkân var, tohum üreticisini siz bu konuda uyaramaz mısınız? "Bunu yazmazsan, bunu söylemezsen, bunu yapmazsan sizin de suçunuz var." diye bu suçun cezasını üzerine yükleyemez misiniz? Niye yüklemiyorsunuz? Neden? Ama 5'li çeteye her türlü garantiyi veriyorsunuz. Değerli arkadaşlar, böyle toplum yönetilmez, böyle çiftçi de yönetilmez, böyle tarım da olmaz.
Tarım Bakanı ne iş yapıyor? Söyleyemez mi Tarım Bakanı yağlı tohumlar dediğimiz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Trakya Birlike veyahut da Tarım Kredi Kooperatiflerine söyleyemez mi?
BAŞKAN - Evet, Sayın Kayan, süreniz tamamlandı.
TÜRABİ KAYAN (Devamla) - "Bunun zararını tazmin etsin." diyemezler mi? Pekâlâ derler ama kim diyecek? Siz mi diyeceksiniz?
BAŞKAN - Sayın Kayan...
TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Ülkeyi bu hâle getiren insanlar ancak böyle karşıdan seyrederler.
BAŞKAN - Sayın Kayan, süreniz doldu.
TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)