GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:101
Tarih:09.06.2022

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, kıymetli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Çevre Kanunu'nda değişiklik üzerinde söz aldım. Şimdi, tabii, Çevre Kanunu, değişiklik ve AK PARTİ deyince birbiriyle tezat şeyler. Kılı kırk yararak, kırk düşünerek bir konuşma yapmak lazım çünkü çevre ve AK PARTİ birbirine gerçekten tezat şeyler. Yirmi yıllık AK PARTİ iktidarında, gelinen şu süreçte doğa katliamları, HES'lerle derelerin kurutulması, siyanürle ormanların katledilmesi, Kaz Dağları, zeytinliklerin katledilmesi falan hangi birini sayalım diyoruz. O yüzden, çok daha dikkatli davranmak, kanun maddesini çok daha incelemek gerekiyor. Az önce bir madde ihdas edildi, 26'ncı madde. Bu maddede aslında hukukla, mahkemeyle alınması gereken kararlar idareye veriliyor. Madde ihdası sırasında idarecilerle konuştuk, diyorlar ki: "Mahkemeler beş yıl sürüyor. Ya, bu kadar uzun sürer mi? O yüzden, idareye böyle bir yetki verelim." Aslında maddenin içeriği doğru, niyet doğru ama "Hukuk beş yıl sürdüğü için bu yetkiyi idareye verelim." diye bir konuşma var, bir niyet var. Hani, aslında hukukun geldiği noktayı da şu kanunda, idareye bu yetkiyi vermekle kabul etmiş oluyorsunuz. "Beş yıl bir dava sürer mi?" diyor idarecileriniz bile. Evet, sürmez ama bunun yolu idareye hukukun yetkisini vermekle değildir. Maddede amaç doğru olabilir ama uygun bir usul değil.

Şimdi, geçtiğimiz hafta ben Urfa Milletvekilimiz Aziz Aydınlık'la beraber Bingöl ilindeydim, dört gün boyunca Bingöl ilimizde ziyaretlerde bulunduk. Bingöl ilindeki vatandaşlarımızın AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarımıza selamları var, dediler ki: "Biz burada göremiyoruz, Mecliste onları görürseniz bizim yerimize çok selam söyleyin." Selamları üzerimde kalmasın. (CHP sıralarından alkışlar)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ali Haydarcığım...

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Bingöl Milletvekili her gün orada, Feyzi Baba her gün Bingöl'de.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ali Haydarcığım, bu, güzel değil.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Niye laf atıyorsunuz? Arkadaşlar gelsin, cevap versin şimdiki söylediklerimize.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Ya, Bingöl Milletvekilleri her zaman Bingöl'de, yapmayın!

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Bölge halkına karşı diyecekleri varsa gelsinler, burada konuşsunlar.

BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin, zaten saat on iki oldu, rica ediyorum, lütfen ya!

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Tamam Başkanım.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Şimdi, Bingöl Karlıova Halifan köyünde bir kömür santrali var arkadaşlar. Aslında kömür santralinde kalori değeri düşük diye işletme yok uzunca zamandır. Burada bir termik santrali işletmesi yapılmak isteniyor ve geçenlerde Türkiye Kömür İşletmelerine ait bu alan "Zirve İnşaat" denilen bir firmaya ihale edilmiş. Zirve İnşaatı bölgede herkes tanıyor, bölge milletvekilleriyle yakınlığı konuşuluyor. Şimdi, buradaki, termik santraldeki endişe şu: Gecenin bir vaktinde 3 Amerikan vatandaşı kafalarında o şapkalarla, aydınlatmalarla bölgede köylüler tarafından yakalanıyor. Kimlikleri alınıyor, pasaportları alınıyor, bakılıyor, Amerikalılar; jandarmaya teslim ediliyor. Bölge halkı tedirgin, "Burada Amerikalıların ne işi var, burada ne iş yapıyorlar? Kömür dışında bir maden mi arıyorlar?" diye tedirginler, "Yine meralarımızı kirletecekler, akarsularımızı kirletecekler." diye tedirginler ve bir açıklama bekliyorlar. Bu Amerikalıların orada ne işi var? Ve bölge halkının da bunu öğrenmeye hakkı var.

Bunun dışında, Bingöl'de ciddi anlamda bir sorun daha var ki torpil sorunu, adam kayırma sorunu. Geçen gün konuşmam yarım kaldı, Bingöl'deki işsiz üniversiteli gençlerle kahvede konuştum. Böyle uzunca bir liste yapmışlar ve listede her bir ismi, kime yakınlığını bir bir kayıt altına almışlar. Mesela, özetle söyleyeyim: AKP İl Genel Meclis üyesinin kardeşi, yok öbürünün kaynı, yok öbürünün eniştesi, AK PARTİ milletvekilinin kardeşi -isim isim de söylerim, isteyene listeyi de veririm- eşinin yeğeni, ağabeyinin kaynı; ismi de var, akrabalığı da var, nüfustan da çıkarırım. Ya, hep mi AK PARTİ'liye iş var, hep mi AK PARTİ'liye ekmek var? AK PARTİ'li olmayan kimseye bu ülkede iş, ekmek yok mu?

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Eşitiz, eşit; 85 milyon eşitiz.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Böyle torpil, böyle adam kayırmacılık olur mu? Sizin sadece adınızda adalet kalmış, ülkede adaleti bırakmamışsınız. (CHP sıralarından alkışlar)

Başka bir şey daha söyleyeceğim: Bingöl'de bir üniversite var, adı Bingöl Üniversitesi. Gençler dediler ki: "Bu üniversitenin adı 'Şaban Üniversitesi' olsun." "Ne demek bu?" dedim, Bingöl Vekiliniz Şaban köylüymüş; eşini, dostunu, köylüsünü, yakın köylüsünü Bingöl Üniversitesine yerleştirmiş. Gençler o yüzden diyor ki: "Üniversitenin adı 'Şaban Üniversitesi' olsun." Bilim yuvasını aile yuvası hâline getirmiş. Elbette, bu torpiliniz, bu adam kayırmanız ilk seçimlerde bitecek; hakkaniyetli, adil bir iktidarı hep birlikte kuracağız diyorum.

Gecenin bu saatinde bütün milletvekili arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)