| Konu: | AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 14.06.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işler yolunda olunca işlerin yolunda olmasının sizce sebebi liyakatli atamalarınızdır, işler bozuk olunca muhalefetin size hatırlatmalarının merkezinde liyakat vardır. Bugünkü grup önerileri dâhil genelde de muhalefetin iktidara, uzunca zamandır, işlerin bozuk olması cihetiyle, hatırlattığı şey liyakattir.
Üç dakikada bu liyakat bahsinin bildiğiniz detaylarını biraz daha bilinebilir hâle getirmek için bir husus arz edeceğim. "Emaneti ehline verin." iddiasının tecessüm etmiş siyasi tarafını temsil ediyorsunuz iktidar yolculuğunuzda. Emanet ehline verilir, emanet ehline verilmeyince kıyamet beklenilir. Peygamber nasihatleri vardır, merkezinde Allah'ın ayeti vardır. Mekke fethedildiğinde.... Biliyorsunuz, Mekke'nin fethinden sonra hicranla Mekke'ye dönmüş olanların başında Peygamber Efendimiz Kâbe'ye yürümüş, Kâbe'de bir şükür namazı kılmak istemiş, Kâbe'nin hizmetini gören Osman bin Talha ona anahtarı vermemiş ve demiştir ki: "Senin Allah'ın resulü olduğunu bilseydim, ona inansaydım verirdim. Zaten onu kabul etmediğim için anahtarı vermiyorum." Sonra Hazreti Ali -detay veriyorum- bileğini bükerek elinden anahtarı almış. Peygamber'imizin amcası, Kâbe'nin hizmetini ve muhafızlığını, su dağıtım işini istemiş. Ona rağmen... 2 rekât namazdan sonra ayet gelmiş, ayette "emanetin ehline verilmesi"nden Hazreti Ali kastediliyor zannedilmiş ama Peygamber Efendimiz tashih etmiş: "Emanet, Allah'ın evi, Müslüman olmayan -o gün, o an henüz- Osman bin Talha'ya verilecektir..." Hazreti Ali'ye denmiştir ki: "Biraz önce yaptığın kabalıktan özür dile, yumuşaklıkla anahtarı sahibine ver." Hazreti Abbas'a da Kâbe'nin su dağıtım işi verilmemiştir. Yani Allah, emanetin ehline verilmesinde kullarına kendi evini merkeze koyarak, kendi indirdiği dinin dışında liyakati zirvede göstererek bir şey söylemiştir. Emanetin ehline verilmesinde din kaydı yoktur; bırakın ki mensubiyet, bırakın ki aidiyet, bırakın ki fikrî olarak aynı ekalliyet ya da aynı mezhep. Dolayısıyla bizde hatırlatmayı mecbur saydığım şey şu: Hazreti Ali bile olsanız liyakati ihlal ederseniz özür dilettiriyor size Allah. Hazreti Abbas bile olsanız yani amca bile olsanız size Kâbe'nin muhafızlığı, su dağıtım işi verilmiyor.
Geliyorum -sürem bitti- son bir dakikada soracaklarımı soruyorum: Bu ayeti bilip iman ettiğiniz hâlde bunun sorumluluğuyla siyaset edip iktidar olduğunuz hâlde Nureddin Nebati'yi bu ayetin neresinden çıkardınız? (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) - Tamamlıyorum efendim.
Misalen söylüyorum, Nureddin Nebati'yi bu ayetin neresinden çıkardınız? Eş dost, akraba kayırmak ya da nepotizm suçlamalarına konu olacak atamalarınızda -Hazreti Abbas'a, Peygamber amcasına verilmeyen Kâbe'nin su dağıtım işine rağmen- bu kadar akrabayla devlet imkânlarını nasıl buluşturdunuz?
Genel Kurula saygılarımla efendim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)