| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 15.06.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; BOTAŞ tarafından yürütülmekte olan Saros yüzer sistemlerden transfer edilen doğal gazın sisteme aktarılması için yapılan çalışmaların orman ve tarım alanlarını yok etmesi ve doğal yaşam alanlarını bozması hakkındaki grup önerisi üzerine İYİ Parti adına söz aldım. Selamlarımı sunarım.
Büyük yerleşimlerden kaynaklı nüfus yoğunluğunun olmaması ve su altı akıntılarının etkisiyle temiz kalmış en güzel kıyı şeritlerimizden birinin bulunduğu Ege Denizi'nin kuzeyindeki Saros Körfezi, kendi kendini temizleyen nadir bir körfezdir ama Ergene havzasının arıtılmamış atıklarının tehdidi altında ve Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın batı ucunda bulunması dolayısıyla riskli bir bölge olarak da bilinmektedir.
Bölgede şimdilerde yöre halkını yakından ilgilendiren bir sorun yaşanmaktadır. Zengin meyve ağaçları ve zeytinliklerin olduğu, aynı zamanda çok değerli tarım arazilerinin bulunduğu geniş bir alan yok olmak üzeredir. 100'den fazla balık türünün yaşadığı körfezde, canlı hayatının da tehlikede olduğu ifade edilmektedir. Esasen, bu tehlike, doğal gaz taşıma ve yükleme limanı gemi iskelesi yapımıyla 2019, hatta 2018 yılında başladı. Kısa adı FSRU olan, yüzer sıvılaştırılmış doğal gaz depolama ve gazlaştırma ünitesinin yapımı ÇED raporundaki eksiklikler ve yargı kararlarına rağmen devam etti. Bölge bir taraftan Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca "Saros Özel Çevre Koruma Bölgesi" ilan edildi, diğer taraftan "Saroz Körfezi Kültür Turizm Gelişim Bölgesi" olarak ilan edildi ama bu çelişkilere hiç aldırmadan iskele ve iskele yapımı için uygun imar planı hazırlanmasına devam edildi. Bir yatırıma başlamadan önce, elbette kamu yararını ve ülkenin ihtiyaçlarını düşünmek gerekir; ne var ki yapılacak yatırımın tahribata yol açmaması, gelecek nesilleri olumsuz etkilememesi de düşünülmelidir.
Değerli milletvekilleri, sıkıntının esas kaynağı, ülkemizi yirmi yıldır yönetmekte olan iktidarın anlayışında yatmaktadır. Her şeyin sadece ranta dönük düşünülmesi, bilimsel verilere itibar edilmemesi, hak, hukuk gibi temel kurallara uyulmaması, yapılan her işin şaibeli olmasına yol açmaktadır. Pek çok uygulamada görüldüğü gibi, bilimsel gerçeklerle örtüşmeyen ve bir ihtiyaçtan kaynaklanmayan projelerin ekolojik etkileri yanında, ekonomik, sosyal ve kültürel tahribatları olmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Kanal İstanbul hayalî projesindeki ısrarın hâlâ devam ediyor olması, bütün itirazların reddedilmesi, bilim insanlarının ve ilgili kuruluşların çalışmalarının yok sayılması, iktidarın gizlenemeyen niyetlerinin ve ihtiraslarının olduğunu göstermektedir.
Değerli milletvekilleri, bölgeyi, ülkemizi ve gelecek nesillerimizi ilgilendiren böylesi önemli bir konunun araştırılmasından iktidarın çekinmesini, karşı çıkmasını anlamakta zorlandığımı söylemek isterim. Yöre halkının iddialarının ve bilim insanlarının görüşlerinin tespit edilmesine ve ÇED raporundaki eksikliklerin giderilmesine niçin karşı çıkılmaktadır? Bunun makul bir izahı olamaz. Doğadaki bütün olumsuzlukların insan kaynaklı olduğu bir gerçektir. Bu açıdan, denizlerimizi, doğayı, çevreyi, içindeki bütün canlılarla birlikte yaşatmak bir insanlık görevidir; bu, aynı zamanda, insan hayatının devamını sağlayacak en önemli davranıştır.
Bunları ifade eder, saygılar sunarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)