| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 15.06.2022 |
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız, bundan tam bir yıl önce İzmir il binamızda bir katliam yaşandı. Binamıza gelen ırkçı, faşist bir katil yoldaşımız, arkadaşımız, canımız Deniz Poyraz'ı katletti ve bir yıldır Deniz Poyraz'ın katillerinden hesap sormak için mücadele yürütüyoruz.
Evet, katil aylarca partimizin etrafında keşif yaptı, bunu kendi ifadeleriyle ortaya koydu. Yine, katil Suriye'ye götürüldü ve orada TSK silahlı ve üniformalı fotoğraflarını kendi sosyal medyasında yayınladı ve bunlar yine kendi beyanlarında ortaya çıktı. Bu katil aylarca sosyal medyasından tehditler savurdu, aslında cinayet işleyeceğini açıktan ifade etti. Ve katil katliamdan hemen öncesine kadar 27 kez İzmir Emniyetini telefonla aramış ve bu katilin Suriye'ye SADAT vasıtasıyla gittiğine dair çok ciddi veriler var ve buna dair de hiçbir araştırma yapılabilmiş değil.
Yine, bu katil böylesine vahşi bir cinayeti işlemesine rağmen -böylesine elini kolunu sallaya sallaya- sadece on sekiz saat gözaltında kaldı ve alelacele tutuklandı, HTS ve kamera kayıtları alınmadan, beklenmeden tutuklandı.
Yine, katliamdan sonra partinin bulunduğu iş merkezi bir olay yeri olarak ele alınmadı, cinayetten sonra iş merkezine giriş-çıkışlar devam etti, polis bölgede ve binada bir inceleme yapmadı. Aynı zamanda katil parti binasına gelirken elinde bir çanta var, bunun görüntüleri de var fakat sonrasında, bu çantada nelerin olduğuna dair herhangi bir polis incelemesi kamuoyuyla paylaşılmadı. Daha da ilginç olan bir durum var: Bu katil gözaltında telefonunu başka birine yönlendirmiş fakat bu yönlendirdiği kişiyle ilgili de herhangi bir araştırma yapılabilmiş değil. Katili "Adın ne ağabeyciğim?" diye karşılayan bir polis teşkilatı var ve katil son bir yılda düzenli olarak taksi kullanmış ve düzenli olarak da lüks otellerde konaklamış yani katile katliam öncesinde rehabilitasyon imkânları sunulmuş.
Şimdi, bütün bu anlattıklarım savcılıkta ya da Emniyette ortaya çıkan veriler değil; bütün bu anlattıklarım, çok büyük emek harcayan avukat arkadaşların ısrarlı çabaları sonucunda ortaya çıkan veriler yoksa Emniyette ve savcılıkta katliama dair katile sorulan tek bir soru, "Arkasında kim var, organize midir?" diye sorulan tek bir soru yok. Sorgulama esnasında, mahkeme esnasında neler oldu? Deliller yok sayıldı, karartıldı. Savcılık ne yapar, Emniyet ne yapar? Araştırır arkasında önünde ne var diye çünkü bir liseli, üniversiteli genç sokağa çıksa, bir slogan atsa beş gün, on gün tutuklama gerekçesiyle yargılanıyor, İşte, gazeteciler sekiz gündür gözaltındalar ama iktidarın çeteleri söz konusu olduğunda uygulamalar bunlar.
Evet, HDP ve Kürt halkına, demokratik devrimci gençlere, kurumlara saldırı konseptinin bir parçası, organize bir siyasi katliamla karşı karşıyayız ama iktidar bunu kişisel, bireysel bir husumetin sonucu olarak gerçekleşen bir katliam olarak sunmaya çalışıyor ve bizim buna inanmamızı, bunu kanıksamamızı bekliyor. İktidar sadece şunu yapmadı bu süreçte: Canlı yayınlarda katile "Sen git HDP binasını bas." demedi, bunun dışında, iktidar her şeyi yaptı. Evet, 4'üncü mahkeme 18 Temmuzda gerçekleşecek ve biz şunu çok net olarak biliyoruz, katili tanıyoruz, katilin arkasındaki güçleri de çok iyi tanıyoruz ve bütün bu süreçte de bunun devlet içerisinde organize edilmiş bir katliam olduğunu net olarak söylüyoruz.
Evet, 17 Haziranda katliamın 1'inci yıl dönümü anılacak ve burada biz tüm İzmir halkından bir kez daha, tıpkı uğurlama töreninde olduğu gibi, tıpkı bütün bu mahkeme süreçlerinde olduğu gibi dayanışmayı büyütmesini, katliamdan ve katillerden hesap sorma iradesini güçlendirmesini bekliyoruz. 17'sinde İzmir il binamızda anma gerçekleştireceğiz, sonrasında mezarlıkta yine anma gerçekleştireceğiz ve sonrasında, akşam da il binamızın önünde yani katliamın gerçekleştirildiği yerde yani polis noktasının olduğu yerde bir anma gerçekleştireceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Tüm halkımıza, tüm demokrasi güçlerine orada katliamdan hesap sormak için, faşizme karşı mücadeleyi yükseltmek için yan yana, omuz omuza gelme çağrısı yapıyoruz.
Evet, bu iktidar, katillerden, hırsızlardan, işkencecilerden ve çetecilerden kendine bir beka kurmaya çalışıyor; işte, bütün bu suç ittifakından bu ülkede bir gelecek planlamaya çalışıyor. Biz buna itiraz ediyoruz ve bu katliamların bir devlet konseptinin sonucu olduğunu biliyoruz. Biz burada "Katliamlardan hesap sormak gerekir." derken de bu anlamda emek mücadelesini, özgürlük mücadelesini, demokrasi mücadelesini büyütme çağrısı yapıyoruz.
Deniz Poyraz, bizim en sevdiğimiz, canımızdı; Deniz Poyraz, bizim en güzelimizdi ama dünyanın en çirkin, en katil, en korkak, en aşağılık kişisi tarafından katledildi. Tıpkı Kobani'de dünyanın en güzel kadınlarının dünyanın en çirkinlerini yendiği gibi bu katilleri de bu katillerin beslendiği düzeni de yerle bir edeceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)