| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 16.06.2022 |
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifini hazırlayan AK PARTİ Milletvekili Sayın İsmail Tamer -burada mı bilmiyorum şu anda ama- 20 Nisanda şöyle bir açıklamada bulunuyor basına: "Pratisyene 25, uzmana 30 bin." Böyle bir beyanatı var. Ya, bu kanun teklifini hazırlayan İsmail Bey, ben de bir sağlık profesyoneliyim; bizde, tıp mesleğinde ağabey-kardeş ilişkisi vardır, haklarını korurlar. Neden 1 Aralıktan bu duruma geldik, onu izah etmesi çok zor. Neden 25'ten 12, 13'lere düştünüz? Ben de onu merak ediyorum.
Bakın, değerli arkadaşlar, bir Türkiye gerçeği var. Uzman doktor 12.500 lira, asistan 11.000 lira, eczacı arkadaşlarımız 5.000-7.000 lira, hemşire arkadaşlarımız 7.400 lira, her şey dâhil, aile hekimleri demin söylenenin hilafına 11.000 TL civarında maaş alıyor, emekliler de 9.000 lira, çalışıyorsa da 6.700 liraya düşüyor. Bulanık suda balık avlıyorsunuz. Çok fazlasına gerek yok, Türkiye'de yoksulluk sınırı 19.602 lira ve Türkiye'de kamuda çalışan hekimlerin hepsi bu yoksulluk sınırının altında maaş alıyor. Peki, değerli arkadaşlar, burada mutlu bir azınlık var, sizin himayenizde diyeyim artık, bir yerde, o mutlu azınlığın özelliklerini de izah edeyim. Sayın Bakanın, Bakan Yardımcısının ve Komisyondaki arkadaşlarımızın dudaklarını uçuklatan rakamlar var. Neler var? İl sağlık müdürü var, bunlar stratejik personel 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle maaş bağladığınız, Türkiye çapında yaklaşık 9.800 ayrıcalıklı kişi. Peki, bunlar ne kadar alıyor? Sağlık müdürü 60.000 lira, sağlık müdürü 41.000 lira, uzman tabip 30.000 lira, tabip 24.000 lira; bunlar ilçe sağlık müdürleri. Peki, orada çok daha stratejik bir personel sayısı var: Hekim olmayan başkanlar. Siz, bunlara 21.000 lira veriyorsunuz; açlık sınırının üstünde maaşı bu arkadaşlara veriyorsunuz, AK PARTİ'yle değişik şekilde bağlantılı olan yaklaşık 10 bin insana ve bunların içinde -çok değişik- dört yıllık lisans mezunu var.
Diğer taraftan "Stratejik olarak çok gerekli." diyorsunuz, bu 4972'yle getirilmiş olan... Aynı acil serviste bir hekim arkadaş çalışıyor 12 bin liraya, aynı konumda, aynı okuldan mezun hatta aynı zamanda mezun hekim arkadaş 25 bin liraya çalışıyor. Ya, burada "stratejik personel" diye değerlendirdiğiniz sağlık personelinin maaşı -ki hekimler stratejik personeldir- vali maaşı veya hâkim, savcı maaşının çok çok ötesindedir.
Ben size şöyle söyleyeyim: Türkiye'de kamuda çalışan toplam 115 bin hekim arkadaşımız var. Emin olun, maaşlarına 5-6 bin lira direkt seyyanen zam getirildiğinde bütçeye tüm yükü sadece 7-8 milyar TL oluyor. Sizin çalıştırmış olduğunuz toplam 9.800 stratejik yandaşa, dört yıllık lisans mezunu veya hiçbir liyakati olmayan şahıslara verdiğiniz para 2,7 milyar TL, 2,7 milyar TL yılda; emeklilere yaptığınız iyileştirme sadece 807 milyon lira, insanların GSS veya 50, 100 liralık basit sağlık giderlerini ödeyemediği için silmek zorunda kaldığınız ama silmediğiniz 109 milyon lira. Ya, Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet, siz küçülttünüz, siz küçülttünüz; 109 milyon liranın hesabını yapıyorsunuz.
Peki, hekimlerin bir yılda alacağı maaş ne, biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Bir yılda alacakları maaşın toplamı -yani dediğim iyileştirme yapılırsa, asgari yoksulluk sınırından 1 lira fazla verdiğinizde- Cumhurbaşkanlığının bir uçağı yapmıyor; aradaki fark Cumhurbaşkanı... Türkiye'nin bu tezatların ülkesi olmaması gerekiyor. Hekimlerin haklarını savunmamız gerekiyor, hekimlerin haklarını gasbetmememiz gerekiyor, hekimleri ve diğer tüm sağlık çalışanlarını -eczacılar, diş hekimleri de dâhil- bu yoksulluk sınırının altında yaşatmaya devam ederseniz olacağını şöyle söyleyeyim: Kanun teklifini hazırlayan arkadaşlar ve hekim arkadaşlar galiba yüzleri tutmadığı için şu anda Genel Kurulda değiller; İsmail Bey de kaçmış büyük bir ihtimalle, buralarda değil. Bakın, bu beyanatı veriyorsunuz ama ciğeriniz, içiniz istemiyor, kalbiniz mutmain değil ve burada hekim arkadaşlardan -17 hekim arkadaş burada imza atan- hemen hemen 1 veya 2 kişi dışında yok. Yüzünüz tutmuyor mu değerli arkadaşlar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Niye öyle bir şey olsun Allah aşkına yani?
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Hekimlere verilen şeylerin yetersiz olduğunu galiba arkadaşlar da kabul ediyor ve burada değiller. Genel Kurulda AK PARTİ sıralarında 1 hekim arkadaş var.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Sen sürekli hepsinde duruyor musun?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Ya, sen de yoktun...
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Bakın, yani vicdanınız elvermiyor.
Ben size son cümleyi şöyle söyleyeyim: Bu mantıkla devam ettiğiniz müddetçe Türkiye'de hekim kalmayacak.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Fazıl Bey... Fazıl Bey...
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Ama şunu söyleyeyim "Dereye su gelene kadar kurbağanın gözü çıkarmış." diyorlar.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Terbiyesizlik yapma!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Fazıl Bey, Arife Hanım orada, ben buradayım.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Yani "Kaçmış." falan demeye gerek yok.
BAŞKAN - Sayın Demirbağ, hoş geldiniz! Sayın Demirbağ...
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Yüzünüz tutmadığı için burada değilsiniz. İsmail Bey'i de burada beklerdik, kanun teklifinde daha önceki önerisinin yerine getirilmediği için. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Hepinize, Genel Kurula teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)