| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 16.06.2022 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; görüşülmekte olan kanun teklifinin 13'üncü maddesi üzerinde partim İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Kanun teklifinin adı "Sağlıkla İlgili" diye başlıyor. Sağlık sadece doktorlarımızdan ve diş hekimlerimizden ibaret değil. Biz daha önce geri çekilen yasa teklifini sadece doktorlar var diye eleştirmiştik. Eczacılar, hemşireler, acil tıp teknisyenleri, anestezi, radyoterapi teknisyen ve teknikerleri gibi yaklaşık 36 grubu kapsayan sağlık çalışanları bu kanun kapsamında neden yok? Sağlık hizmetleri bir bütündür, ayrımcılık yapılamaz. Sağlık hizmetlerinde en alt kademede hizmet veren ile en üst kademede hizmet veren arasında bir ayrım yaparsak çalışma huzuru, barışı ve verimi sona erer. Kanunlar bir nevi devlet ile diğer paydaş arasında yapılan sözleşmelerdir, bunların amacı tarafları mutlu etmektir. Ancak AK PARTİ'nin yapmış olduğu tüm kanunlar, maalesef, paydaşlarını huzursuz ve mutsuz etmektedir. Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi de sağlık çalışanlarını mutlu etmediği gibi, maalesef, huzursuz etmiştir; bu nedenle, bu kanun teklifine tüm sağlık çalışanlarını ya ilave edin ya ilk fırsatta da bir düzenleme yapın.
Değerli sağlıkçılarımız sizlerden bir lütuf değil, hakları olan taleplerinin yerine getirilmesini istiyorlar. Dünyaya ölüm saçan coronavirüs salgını döneminde en ön saflarda kahramanca mücadele eden; ailelerini, sevdiklerini geride bırakarak vatan ve millet sevdasıyla hastane koridorlarında ölüm ve yaşam arasında defalarca gidip gelen sağlıkçılarımız her şeyin en iyisine, en güzeline layıktır; bunu kimse inkâr edemez, kimse görmezlikten gelemez.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aile hekimliği, sağlıkta dönüşümün en büyük temel taşıydı. Yanlış uygulamalarınız, yönetim ve organizasyonunuz yüzünden sağlıkta dönüşüm sağlıkta çöküş oldu. Aile hekimlerinin talep ve isteklerini yerine getirmediğimizde sağlık ekonomisi çöker, açık gitgide büyüyor. Geçtiğimiz gün basına yansıyan, duyarlı bir ambulans şoförümüzün yaşadığı tatsız hadiseyi yurdumuzda her gün binlerce hasta yakını ve hasta yaşamaktadır. Sizlere ve bizlere gelen telefonlar bunun en canlı şahididir. An geçmiyor ki bir hasta yakını hastasına doktor ve hastane bulamamaktan dolayı çaresiz, biçare kaldığını ağlamaklı şekilde feryat figan etmesin. Hâlâ, günümüzde, sabah namazından sonra hastane kapılarında sıra almak için perişan olan insan tabloları, sağlık sistemindeki sıkıntıyı ortaya koymaktadır. Yine, bu kanun teklifi vesilesiyle bir kez daha hatırlatmak isteriz ki yüz binlerce sağlıkçımız atama müjdesi bekliyor. Sağlıkçı olma umuduyla yıllarca dirsek çürüten gençlerimizin umutlarını ve hayallerini gerçekleştirmek için iktidar partisini göreve davet ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hasta garantili hastane sistemine vatandaşlarımız gibi biz de hiçbir anlam veremiyoruz yani garanti sayısının dolması için vatandaşın ille de hasta olması mı gerekiyor? Gerçi fark etmiyor, hasta olarak gittiğimizde Sosyal Güvenlik Kurumundan, hastaneye gitmediğimizde devlet bütçesinden garanti kapsamında gerekli ödenek karşılanıyor. Hani, diyordunuz ya, vatandaşın cebinden 5 kuruş çıkmıyordu; gerçekten öyle, vatandaşın cebinden değil ama vatandaşın alın terinden, emeğinden, rızkından kesilerek devlet hazinesine gönderilen vergilerden para çıkıyor. Sanki vergileri vatandaş vermiyor da Cenab-ı Hak gökyüzünden yağmur misali bütçeye yağdırıyor.
Şehir hastanelerinde şirkete yüzde 70 oranında hasta garantisi verildiğini Çin Endüstri ve Ticaret Bankası ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının internet sitelerinden öğreniyoruz. Bilgilerden anlaşıldığına göre, devletin, hacme dayalı hizmet ödemelerinin yüzde 70'ini garanti ettiğini, enflasyon ve kur karşısında koruma sağladığını görmekteyiz. Emeklisini, işçisini, memurunu, asgari ücretlisini, doktorunu enflasyon ve kur farkına karşı korumayan siyasi irade, söz konusu yandaşlar olunca onları korumayı ihmal etmiyor. Ben buradan sizlere soruyorum: Hani, önce millet, önce memleket idi? Nerede önce millet, nerede önce memleket? Önce can, yine can, keşke sonra da canan olsaydı yani millet olsaydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
AYHAN EREL (Devamla) - Ama sizin uygulamalarınızda, maalesef ne başında ne sonunda ne millet var ne de memleket var.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Vay vay vay! Ne hikmetli sözler(!)
AYHAN EREL (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Aksaray ilimizin nüfusu 450 bine yaklaşmıştır. İlimizde bulunan Eğitim Araştırma Hastanesinden, ne yazık ki doktor ve poliklinik yetersizliğinden dolayı, vatandaşlarımız günlerce, haftalarca uğraşmasına rağmen randevu alamamaktadır. İlçelerimizden Güzelyurt'ta, Ağaçören'de, Sarıyahşi'de uzman doktor bulunmamaktadır; Gülağaç'ta, Sultanhanı'nda, Eskil'de, Ortaköy'de ise yeterli derecede uzman doktor yoktur. Hastaneden randevu alamayan hemşehrilerimizin çevre illere, Konya'ya, Kayseri'ye, Ankara'ya gitmekten artık canlarına tak etmiştir.
Yeniden il oluşunun 33'üncü yılını kutladığımız Aksaray'ımızın doktor eksiğinin bir an önce giderilmesini diliyor, saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)