| Konu: | İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 21.06.2022 |
MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 338 sıra sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Gazi Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi, Türkiye'nin finansal rekabet gücünün artırılması amacıyla kurulacak olan İstanbul Finans Merkezi'nin uluslararası finans ve sermaye piyasalarına entegrasyonunun sağlanması, yönetilmesi ve işletilmesi ile katılımcılara sağlanan avantajlara ilişkin düzenlemelerin yapılmasını öngörmektedir. Kanun teklifinde yapılan düzenleme temelde 2 eksen üzerine inşa edilmiştir: Birincisi, İstanbul Finans Merkezi'nde faaliyet gösterecek olanlara katılımcı belgesi verilmesine ilişkin hususlar; ikincisi, merkezin tüm alt ve üstyapı faaliyetlerinin Türkiye Varlık Fonuna ait bir yönetici şirket tarafından yürütülmesine dair hususlardır.
Uluslararası finans merkezleri, finansal piyasaların gelişimi amacıyla yatırımcılara ve kurumlara tasarruflarını yönetme ve finansmana erişim imkânını sağlayan hizmet altyapılarıdır. Seçim beyannamemizde Türkiye'yi uluslararası finansal işlemler için çekim merkezi hâline getirebilmek amacıyla idari, hukuki, vergisel düzenlemeler ile fiziki, teknolojik ve beşeri altyapıyı güçlendirmeye dönük tedbirler alınacağı, finansal işlemlerin yoğunlaştığı bölgelerin fiziki altyapılarının güçlendirileceği ve finansal işlemlerden oluşan katma değerin gayrisafi yurt içi hasıla içerisindeki payının artırılacağı belirtilmiştir. Kanun teklifiyle getirilen düzenlemenin bu doğrultuda katkı yapacağını, oluşturulan hukuki altyapıyla finansal rekabet gücünün artırılmasını mümkün kılacak öngörülebilirliğin ve güvenin tesis edilebileceğini değerlendiriyoruz. Reel ekonominin ihtiyaçlarını karşılamaya, sürdürülebilir büyümeyi ve fiyat istikrarını sağlamaya yönelik politikaların etkili olabilmesi, şüphesiz, finansal sistemin sağlıklı şekilde işlemesini de gerektirmektedir.
Teklifle; bankalar, sermaye piyasası kuruluşları, katılım, finansal yatırım ve portföy yönetim şirketleri ile sigorta şirketleri gibi geniş yelpazedeki finansal kuruluşların tek bir konumda birleştirilmesi mümkün olacaktır. Gerekçesinde de belirtildiği gibi, İstanbul Finans Merkezi'nde gösterilecek faaliyetler ülke ekonomisine önemli katkı yapacak, ilave istihdam sağlayacak ve Türkiye'nin toplam finansal hizmet ihracatını artıracaktır.
Küresel bağlantıların kesişim noktasında yer alan İstanbul, dört saatlik uçuş mesafesiyle, 1,6 milyar nüfusu olan 30 trilyon dolarlık küresel ticaret hacminin ortasında yer almaktadır. Sahip olduğu coğrafi konumu dolayısıyla günlük mesaisi hem Asya ülkeleriyle hem de Avrupa ülkeleriyle denk gelmektedir. Bu özelliğiyle İstanbul, piyasalarda önemli bir aktör olarak rol alabilmekte ve aktif bir iş merkezi olarak konumlanabilmektedir. 200 milyon yolcu kapasitesiyle İstanbul Havalimanı sayesinde her gün on binlerce misafirini ağırlayan, dünyanın 6'ncı, Avrupa'nın ise 4'üncü en çok tercih edilen turizm rotası durumundadır. Millî gelirin üçte 1'inden fazlasını üretmesi ve ihracatın yarısından fazlasını yapmasından dolayı hem Türkiye hem dünya ekonomisinde önemli paya sahip bir finans ve iş merkezi olan İstanbul, 16 milyon nüfusuyla en büyük Türk kentidir. Bölgesel ve küresel gelişmeler ile bu gelişmelerin sunduğu fırsatlar dikkate alındığında İstanbul Finans Merkezi'nin Türkiye ekonomisine önemli katkılar yapacağı da açıktır.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 1'inci maddesi amaç ve kapsamı belirlemektedir. Teklifle, Türkiye'nin finansal rekabet gücünü uluslararası alanda artırmak, finansal piyasalarla ürün ve hizmetlerin gelişmesine ve derinleşmesine katkıda bulunmak, uluslararası finans ve sermaye piyasalarına entegrasyonu güçlendirmek amaçlanmaktadır. Ayrıca, önde gelen küresel finans merkezlerinden biri olmasını sağlamak amacıyla, İstanbul Finans Merkezi'nin yönetilmesine ve işletilmesine dair hükümlerin, gerçekleştirilen faaliyetlere ilişkin teşviklerin, indirimlerin, istisnaların ve muafiyetlerin düzenlenmesi de öngörülmektedir.
2'nci maddeyle, finansal faaliyetlere ve kuruluşlara ilişkin bazı kavramlara açıklık getirilmektedir. Bankacılık, sermaye piyasaları, sigortacılık, finansal kiralama, factoring ve benzeri piyasalar altında yer alan menkul kıymetler, türev araçlar, ödeme sistemleri, elektronik para ve benzeri faaliyetlerin, hizmetlerin ve işlemlerin İstanbul Finans Merkezi'nde "finansal faaliyet" olarak gerçekleştirilebileceği düzenlenmektedir.
Teklifin 3'üncü maddesinde, İstanbul Finans Merkezi'nin sınırlarının belirlenmesi, işletilmesi, yönetilmesiyle katılımcılara Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından katılımcı belgesi verilmesine ilişkin hususlar düzenlenmektedir. Ayrıca, katılımcı belgesine dair usul ve esaslar ile muafiyetlere ilişkin hususlara uygulama yönetmeliğinde yer verileceği de ifade edilmektedir.
4'üncü madde, İstanbul Finans Merkezi'nde yer alacak katılımcıların faaliyetlerine ilişkin mevzuatın gerektirdiği kamusal izin, ruhsat ve benzeri onay başvurularının yapılabilmesi ile çalışanlara dair kamusal izin ve onay başvurularının ivedilikle sonuçlandırılmasını teminen tek durak büro kurulmasını öngörmektedir. Tek durak büroda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı temsilcileri ile gerekli görülmesi hâlinde bunların bağlı, ilgili, ilişkili kuruluşlarının temsilcileri ve ilgili ilçe belediyesi temsilcilerinin de yer alması, büronun Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından sevk ve idare edilmesi öngörülmektedir.
Teklifin 5'inci maddesinde, İstanbul Finans Merkezi'nde yürütülecek finansal hizmet ihracına ilişkin işlemler düzenlenmekte, finansal hizmet ihracatı kapsamında kabul edilmeyecek işlemler de tespit edilmektedir.
6'ncı maddede, katılımcı belgesi almış finansal kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı niteliğindeki işlemlerden doğan vergi ve diğer mali yükümlülüklere ilişkin istisna ve indirimler düzenlenmektedir. Buna göre, gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı niteliğindeki faaliyetler kapsamında elde edilen kazançların bir kısmının kurumlar vergisi matrahından indirilebilmesi, taşınmazların kiralanması ve faaliyetlere ilişkin işlemlerin harç ve damga vergisinden istisna tutulması öngörülmekte. Ayrıca, yurt dışında çalışırken katılımcı belgesi almış olan finansal kuruluşlarda istihdam edilecek personelin gelirinin belli bir oranı da gelir vergisinden istisna tutulmaktadır. Böylelikle, finansal hizmet ihracatına dair işlemlerde maliyet olarak dikkate alınabilecek hususların azaltılması, İstanbul Finans Merkezi'nin dünyadaki diğer finans merkezlerinde faaliyet gösteren finansal kurumlarla rekabet edebilmesi ve Türkiye'nin finansal hizmet ihracatının artırılmasına katkıda bulunulması amaçlanmaktadır.
7'nci maddede, İstanbul Finans Merkezi'nde faaliyet gösterecek katılımcı şirketlerin tutmak zorunda oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgelere, yürütecekleri faaliyetler kapsamında yapacakları işlem ve sözleşmelere ilişkin esaslar düzenlenmektedir.
8'inci maddede ise katılımcıların istihdam edecekleri yabancı personelin istihdam şartlarına yer verilmekte, çalışma izin başvurularında kolaylık sağlanarak alanında katma değer sağlayacak nitelikli uluslararası insan gücüne erişim kolaylaştırılmaktadır.
Teklifin 9'uncu maddesiyle, İstanbul Finans Merkezi'nde bulunan taşınmazların yalnızca projesinde ve yönetim planında belirlenen amaçlar doğrultusunda kullanılabilmesi, her türlü projeyi yapmaya, yaptırmaya ve onaylamaya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yetkili kılınması öngörülmektedir. Ayrıca, katılımcı belgesinin herhangi bir sebeple iptal edilmesi durumunda, yapılan kira sözleşmelerinin de kendiliğinden sona ereceği hüküm altına alınmaktadır.
10'uncu maddede, kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Cumhurbaşkanı tarafından uygulama yönetmeliğinde düzenleneceği belirtilmektedir.
Diğer taraftan, teklifle, İstanbul Finans Merkezi'nde tüm altyapı ve üstyapının işletilmesi ve yönetilmesi ile umumi hizmetlere ayrılmış yerlere dair her türlü yönetim faaliyetlerinin yirmi yıl süreyle Varlık Fonu tarafından kurulan yönetici şirket marifetiyle gerçekleştirilmesi de öngörülmektedir.
Değerli milletvekilleri, Covid-19 salgını ve ardından başlayan Ukrayna-Rusya savaşıyla jeopolitik riskler küresel ekonomilerle birlikte Türkiye ekonomisini de etkilemektedir. Sıcak çatışma ortamının yol açtığı kriz, uluslararası gıda fiyatlarındaki tarihî yüksek seviyeler, emtia ve enerji fiyatlarındaki artış, yüksek seyreden taşımacılık maliyetleri ve tedarik sürecindeki aksaklıklar küresel düzeyde üretim maliyetleri üzerindeki baskıları artırmaktadır. Tüm dünyada gelir dağılımı eşitsizliğine bağlı refah kayıpları endişe verici boyutlara ulaşmaktadır. Küresel ölçekteki belirsizliğe bağlı olarak uluslararası kuruluşlarca büyüme beklentileri aşağı yönlü revize edilirken Türkiye yılın ilk çeyreğinde yakaladığı yüzde 7,3 büyüme performansıyla 2022 yılında da güçlü büyüme eğiliminin devam ettiğini göstermiştir. Büyüme istihdama da yansımış, mart ayında salgın öncesine göre 3 milyonun üzerinde ek istihdam sağlanmıştır. Üretim kapasitesinin güçlenmesi açısından önem arz eden sanayi üretimi ve makine teçhizat yatırımları on çeyrektir artış eğilimini devam ettirmektedir. Son açıklanan nisan ayı sanayi üretimi yüzde 10,8 oranında artış göstermiştir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı artarak yüzde 78 düzeyinde gerçekleşmiştir. Savunma sanayisinde ileri teknolojiye dayanan yeni hamleler yapılmaktadır. Merkezî yönetim bütçesi mart ayında 144 milyar TL fazla vermiştir. İhracatta rekorlar kırılmaya devam etmektedir. Terörle mücadele kararlılıkla sürdürülmektedir. Ülkemizin her yerinde kardeşlik iklimi hâkimdir. Ekonomik ve sosyal hayat canlıdır. Karadeniz'de keşfedilen doğal gaz rezervinin 2023'ün ilk çeyreği içerisinde kullanıma alınacak olması, bu kapsamda boruların su altına döşenmeye başlanması sevindirici ve gurur verici bir adımdır; aynı zamanda, enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak, dış ticaret dengemizi olumlu yönde etkileyecek önemli bir gelişmedir. Anadolu tahıl ambarıdır, çiftçilerimizi destekleyerek, ekim alanlarını genişleterek, daha fazla üreterek gıda krizinin bize yansımasını en aza çekmemiz mümkündür.
Hükûmetimiz, tüm bu gelişmeleri yakından takip etmekte, ekonomik ve sosyal politika tedbirlerini süratle devreye koymaktadır. Bir yandan enflasyonla mücadele politikaları uygulanırken gelir artırıcı politikalarla da vatandaşlarımız enflasyona karşı korunmaktadır. Bu kapsamda, temel gıda ve temizlik maddelerinde, enerjide, konutta ve günlük kullanıma ilişkin birçok mal ve hizmette vergi indirimlerine gidilmiş, doğal gaz ve elektrikte indirimli tarife kapsamı genişletilmiş, tarımsal destekler artırılmış, esnafa yönelik yeni destek ve teşvikler verilmiş, çalışanların ücret artışları da buna göre düzenlenmiştir.
Çiftçimizin alın terinin karşılığını alabileceği bir ürün fiyat politikası uygulanmaktadır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, 3600 ek gösterge ve sağlık çalışanlarımızın mali haklarının iyileştirilmesine ilişkin çalışmalardan sonra temmuz ayında çalışanlarımıza ve emeklilerimize enflasyon kaybını telafi etmek için ilave artışlar yapılacaktır. İnanıyoruz ki millî birlik içinde, ülkemize güvenerek alınan tedbirlerle enflasyonun da üstesinden gelinecektir. Fırsatçıların, karaborsacıların ve istikrarı bozucu tertip içinde olanların hak ettikleri cezaları almaları da sağlanacaktır. Türkiye'nin yükselişi için atılan her adımı sekteye uğratmaya çabalayan karanlık mahfiller ise hüsrana uğrayacaktır. Tarih şahittir ki Türkiye ne zaman bölgesel ve küresel meselelerde ön alsa, millî menfaatlerimize sahip çıksa, egemenlik haklarımıza yönelik saldırılara mukabele etse diplomatik ve ekonomik operasyonlar birbiri ardına gelmektedir. Bize göre, Türkiye'yi zora sokmak için ekonomik gerçeklerle bağdaşmayacak şekilde fiyat artışlarının olmasının geri planında da Türkiye'den intikam almayı hedefleyen mahfiller vardır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkemizi ve milletimizi güvenli bir geleceğe taşımaya, Türkiye'yi lider ülke yapmaya kararlıyız. İstikrarlı ekonomik büyümenin sağlanması ve güçlü bir üretim ekonomisinin tesisi suretiyle üreten, istihdam yaratan ve üretilen değerden her kesimin adil pay almasını sağlayan, yoksulu gözeten, gelir dağılımını adaletli kılan bir sosyal refah düzeni oluşturmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte, küresel siyasi ve ekonomik sistemin ahlaki bir zemin kazanmasını da arzu ediyoruz. Son yıllarda yoğun bir şekilde maruz kaldığı dayatmalara, ekonomik ve siyasi baskılara Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi sayesinde daha güçlü bir şekilde karşılık verebilen Türkiye, bütün siyasi ve ekonomik tuzakları teker teker bozmaktadır. Artık iç çekişmelerle oyalanan, kendi sorunlarından dışarıda ne olup bittiğinin farkında olmayan bir Türkiye değil; gelişmelere yön veren, hak ve menfaatlerini koruma kararlılığıyla hem diplomasinin imkânlarını hem de caydırıcı gücünü ortaya koymaktan çekinmeyen bir Türkiye vardır. O sebeple, kim ne derse desin, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden geriye dönüş olmayacak; Türkiye, Cumhur İttifakı kararlılığıyla küresel güç ve lider ülke olma hedefine yürüyecektir.
Cumhur İttifakı, Türkiye'nin ekonomik menfaatlerini, millî birliğini, toplumsal huzurunu, bekasını, refah ve zenginliğini temine kararlıdır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, vatanımızın her köşesinde insanımıza muhabbetle dokunuyor, daha huzurlu ve mutlu bir Türkiye'ye erişme azmimizi ilmek ilmek dokuyoruz. Her gelişmeyi, millî menfaatlerimizi esas alarak milletimizin huzur ve refahı doğrultusunda ele alıyoruz. İstanbul Finans Merkezi'nin de Türkiye'nin finansal altyapısının daha verimli bir yapıya kavuşturulmasına ve uluslararası finans kuruluşlarının ülkemize çekilmesine yardımcı olacağını değerlendiriyoruz.
Bu düşüncelerle, kanun teklifinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)