| Konu: | İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 22.06.2022 |
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 338 sıra sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi'nin 5'inci maddesiyle ilgili olarak İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddede "finansal hizmet ihracatı" tanımı yapılmakta ve İstanbul Finans Merkezi'nde katılımcı belgesi alarak faaliyet gösteren finansal kuruluşların, finansal hizmetler kapsamında finansal hizmetler olarak değerlendirilemeyecek işlemleri belirtilmiştir.
Değerli milletvekilleri, "yerel ve uluslararası banka ve kurumların geniş anlamda faaliyet gösterdiği, menkul değer alış satışlarının yapıldığı, ülke ekonomisine katkılar sağlayan şehirler" olarak tanımlanan finans merkezleri arasına İstanbul'un da dâhil edilebilmesi amacıyla 2007-2013 yıllarını kapsayan, Dokuzuncu Kalkınma Planı'nda yer verilen İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi'nin mevzuatını bugün konuşuyoruz. Küresel finansal krizden önce, gelişmekte olan ülkeler arasında bölgesel bir finans merkezi olmaya aday olan Türkiye, finansal yatırımcıların ilgi odağı durumundaydı. Ancak 2010 yılının sonlarına gelindiğinde, yanlış ekonomik politikalar yüzünden finansal piyasalar açısından öngörülebilirlik kaybolmuş ve ülkemizdeki uluslararası yatırımlar hızla azalmaya başlamıştır. Şimdi ise görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle, uluslararası finansal yatırımcılara gelir ve kurumlar vergisi ile finansal faaliyet harçlarından muafiyet gibi vergisel avantajlar sunularak yatırımcıların ülkemize tekrar çekilmesinin istenildiğini görmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, Londra ve New York başta olmak üzere, dünyanın önde gelen finans merkezlerinin başarılarının kaynağı, ülkelerinin hukuki ve ekonomik gücü olduğu kadar, başarılı eğitim sistemleriyle ellerinde bulundurdukları kalifiye iş gücü, gelişmiş ulaşım ve bilişim altyapılarına sahip olmalarıdır. Bir şehrin başarılı finans merkezi olmasını sağlayan asıl etkenlerle ilgili olarak yapılan bilimsel çalışmalar da siyasi ve ekonomik istikrarın, hukukun üstünlüğü ile evrensel hukuk normlarının tam olarak uygulanmasının insan kaynağı ve nitelikli beşerî sermayenin gereğini ortaya koymaktadır.
Değerli milletvekilleri, jeopolitik konumu, kültürel ve tarihsel birikimi, iş gücü potansiyeline rağmen İstanbul, tam da bu nedenlerle dünya finans merkezleri arasında hak ettiği yeri alamamıştır. Nitekim, Küresel Finans Merkezleri Endeksi 2022 yılı raporunda İstanbul 119 şehir arasında bir önceki yıla göre 3 sıra daha gerileyerek 64'üncü sırada yer almıştır. Bunun en önemli nedeni ne yazık ki ülkemizin uluslararası araştırma rapor ve endekslerde itibar, güvenilirlik, eğitim ve ekonomik durum açısından kötü bir tablo sergilemesidir. Bu tabloda ne var bakalım: Demokrasi Endeksi'nde 167 ülke içinde 103'üncü, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 139 ülke arasında 117'nci, Yolsuzluk Algısı Endeksi'nde 180 ülke içinde 96'ncı, İnsani Özgürlük Endeksi'nde 165 ülke arasında 139'uncu, Sefalet Endeksi'nde ise Arjantin'i geçerek 1'inciyiz.
Eğitim konusuna gelince, uluslararası makale yayınlamamış, yayınları hiç atıf almamış ama birilerinin gölgesine sığınmış kişilerden yapılan rektör atamaları, liyakatsiz ve adrese teslim yandaş kadrolaşmaları sonucu niteliksiz eğitim ve ilk 500'de olmayan üniversitelerimiz var. Yirmi yılda 8 defa değiştirilen Millî Eğitim Bakanlarıyla okuduğunu anlamayan, 4 işlem bilmeyen, YKS sınavında sıfır çeken 250 bin lise mezunu ile on iki yıl okuduktan sonra üniversiteye giremeyip elinden hiçbir şey gelmeyen 4+4+4 mağduru binlerce lise mezunu, işsiz 1,5 milyondan fazla üniversite mezunu var. İşte, tablodaki eğitim durumu da budur.
Değerli milletvekilleri, bu tabloda daha neler var bakalım: 2018 yılından bu yana denge denetleme sisteminin ortadan kalktığı Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi var; Sayın Cumhurbaşkanının, uluslararası finans alanında karşılığı olmayan "faiz sebep, enflasyon sonuç" yaklaşımı var, enflasyonla mücadele de başarısızlık var; serbest piyasa üzerinde, sosyal medya ve basın gibi iletişim kanalları üzerinde baskı var; son dört yılda, 4 defa Başkanını değiştirerek Merkez Bankasının özerkliğinin tartışma konusu hâline getirilmesi ve Hazine ve Maliye Bakanlarının sık sık değiştirilmesi var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Teşekkür ederim.
Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanının yabancı yatırımcılara "Bir problem mi yaşadınız; rahat olun, bize hemen ulaşırsınız; bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var, rahat olun mevzuatı da değiştiririz." sözlerinde ifadesini bulan sakat bir devlet anlayışı var. Risk primi yani CDS değeri 872'ye yükselmiş; daha neler var, neler.
Değerli milletvekilleri, bu tablo değişmedikçe Finans Merkezi'nin başarılı olması, derecelendirmede İstanbul'un üst sıralara gelmesi mümkün değildir diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)