GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:106
Tarih:22.06.2022

MURAT SARISAÇ (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Tüm halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Evet, hukuksuz mudur, hukuk ilkeleri dâhilinde midir bilmiyorum ama bugün size biraz hukuk dışılıktan bahsetmek istiyorum. Birilerini "terörist" olarak kodlamak onlarla hem çatışma ilişkisi tesis etmektir hem de "terörist" olarak kodladığınız kişileri hukukun dışına itme olanaklarınız da artar. Tıpkı Amerika'nın Guatemala'daki yeri gibi yani kendi hukukundan uzak tutmak için, kendi hukukuyla mesul olmamak için bütün herkesi "terörist" ilan edip gidip orada işkenceye maruz bıraktığı gibi. Yine, hukuk dışına itilmiş bir bölgede orada yaşayan herkes siyasal, hukuksal bakımdan insani varlıklar olarak değil, hukukun dışına itilmiş ve dolayısıyla her kötülüğün yapılabileceği insanlar olarak algılanır. Yine, aynı şekilde, hukukun uygulanmadığı yer kolluk kuvvetinin ve bürokratların keyfiyetine kalmış bir bölge hâline gelir. Ki bunu söylediğimde bile yer ismi söylemeye gerek yok, en çok muzdarip olan halklardan bir tanesi Kürt halkıdır. Kürt halkı yüz yıldır hukuk dışı bir şekilde muamele görüyor yani hiçbir hukuka tabi değil. AKP'den önce "şaki" ve "eşkıya" olarak adlandırılıyordu, hukuk dışında bırakılıyordu; AKP'den sonra da "teröristler" olarak adlandırılıp her türlü hukuksuzluğa maruz kalıyor. Ve şöyle düşünün: Eleştirdiğimiz, yıllardır karşı çıktığımız 82 darbe anayasasına bile bizi muhtaç edecek bir hâle getirdiniz. 82 Anayasası'nın hukukundan bile faydalanamayacak bir durumdayız şu an, bunu da yapan AKP Hükûmetidir.

Evet, Kürtler yüz yıldır hukuk dışı bir halk. Şöyle düşünün: Bir anneye çocuğunun kemikleri kargoyla gönderiliyor, kargo kutusuyla gönderiliyor. Bir anne, Emine Şenyaşar; eşi ve çocukları AKP vekillerinin akrabası tarafından öldürülmesine rağmen Emine annenin çocuğu yine yakalanıyor ve Emine anne hakkında onlarca dava açılıyor. Yine, aynı şekilde, Makbule Özer ve eşi Hadi Özer; biri 79, biri 80 yaşında olmasına rağmen, birçok sağlık sorunu yaşamalarına rağmen tutuklanıp cezaevine atılıyorlar. Yine, Kürtlerin ulusal rengi olan "..."(x) düğününde taktığı için damat anında gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor ve bunları haber yapan gazeteciler "Sen niye haber yaptın?" denilerek "Sen niye köyüne gittin?" denilerek cezaevlerine atılıyor. Evet, bunlar hukuksal ama bir de Kürtlerin şöyle bir sorunu var yani sadece ulusal ve evrensel hukuk dışına itilen bir toplum değil Kürt halkı, ayrıyeten Allah'ın ve İslam'ın hukukunun da dışına atılıyor. Örneği de şudur: Biliyorsunuz, geçen sefer de burada anlattım. Yine, Mehmet Zeki Çelebi'nin cenazesi getirildiğinde defnettirilmemişti "Sadece 15 kişi gidebilir, başka kimse katılamaz, gece defnetmek zorundasınız." demişlerdi. Eğer defin yapmak, bir cenazeyi kendi inancıyla defnetmek bütün dinlerde, bütün inançlarda, bütün hukukta uygun bir şeyse, buna karışılamıyorsa, o zaman siz karışıyorsanız Kürtleri Allah'ın ve İslam'ın hukukunun dışına da itiyorsunuz demektir.

Bir de -biliyorsunuz, zaman yetersiz olduğu için- özellikle, şu hukukun dışına bırakma yani bürokratların ve kolluk güçlerinin keyfî müdahale ettiği illerin başında da Van geliyor. Yine belki görüntülerde görmüşsünüzdür. Van'da Başkale Xaşkan köyüne 200 askerle beraber gidilip bir yurttaş yaka paça gözaltına alındı, gözaltı sırasında da eşine, çocuklarına, oradaki kadınlara darp uygulandı ve sadece 400 kovan orada toplandı. Hani halkımız yoksulluktan dolayı domatesin fiyatını soruyordu ya ve siz "Bir mermi ne kadardır, biliyor musunuz?" diye... Evet, o bir mermi yani halkın domatesiyle alınan o bir mermi bizim üzerimize sıkılıyor işte orada. Ve kamuoyunda büyük bir tepki oluştu bu olayı görünce çünkü bu olay eğer İsrail'de Filistin'e karşı uygulanmış olsaydı eminim ki bugün iktidar ne İsrail'in faşistliğini bırakmış olacaktı ne siyonizmini ama burada olunca -çünkü Kürtler hukuk dışı ya- her şey Kürtlere yapılabilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Valilik bu tepkilerden sonra bir açıklama yaptı ve açıklaması da -nasıl videoyu paylaştık- trollerin bize söylediğinin aynısıydı. Tamamen gerçeğe aykırı bir şekilde ki biliyorsunuz daha önce de yine 4 Kürt yurttaş işkenceye uğratılmıştı, hatta Mustafa Yeneroğlu daha AKP'deyken bunu dile getirmişti, işkence olduğunu. Valilik o zaman da "Bunları tutukladık ve suçlarını itiraf ettiler." demişti ama mahkeme tarafından onların yalan söylediği tescillenmişti. Yine, 2 Kürt'ün helikopterden atılması olayında da yine Vali bu açıklamayı yapmış "Güvenli bir şekilde alındı." demişti ama Servet Turgut yaşamını yitirmişti, yine, Osman Şiban da hafızasını yitirmişti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın.

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Valilik burada direkt iktidarın Kürtler üzerinde uygulamış olduğu politikaların bire bir yürütücüsüdür orada ama eğer gerçekten birazcık meslek etiği varsa bu olaydan sonra o Vali bir saniye bile orada durmaz ki olmadığını biliyorum, duracağını da biliyorum ama sadece şunu söylemek istiyorum: Evet, Kürtlere iktidar tarafından uygulanan bu politikalar aslında Kürtleri yine zorunlu bir göçe mecbur bırakma girişimleridir, bir konsepttir ama halkımız toprağını seviyor, toprağına sahip çıkıyor. Yani ne sizin Akrepleriniz, ne silahlarınız, ne mermileriniz Kürt halkını kendi topraklarından asla ettiremeyecektir. Bizler de her şekilde halkımızın yanındayız.

Bütün halklarımızı tekrar saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)