GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:107
Tarih:23.06.2022

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 339 sıra sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesiyle ilgili olarak İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu maddede 2802 sayılı Kanun'un 11'inci maddesi değiştirilerek hâkim ve savcı yardımcıları hakkında eğitim ve görev dönemlerinde değerlendirme formlarını düzenleyecek kişiler ile bu formların Adalet Bakanlığına gönderilmesine ilişkin usul düzenlenmektedir. Bu formlar düzenlenirken görevlerini yapmakta gösterdikleri kabiliyet ve başarı, göreve bağlılığı, ahlaki gidişi ile iletişim becerisi ve stres yönetimi, kabiliyetine dair hususların dikkate alınacağı ve bu konuda yönetmelik çıkarılacağı belirtilmektedir ancak bu hususların subjektif ve keyfî değerlendirmelerden uzak objektif kriterlere dayandırılması esastır. Yönetmelik bu konudaki endişeleri giderecek şekilde hazırlanmalıdır.

Değerli milletvekilleri, konuşmama bir nasla devam ediyorum. Yüce Yaradan Nisa suresinde buyuruyor ki: "Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size düşünüp tutasınız diye öğüt veriyor." Çağ açıp çağ kapatan, adaletiyle düşmanları tarafından bile takdir edilen Fatih Sultan Mehmet, akıl, ahlak, kadı, adalet ve devlet arasındaki ilişkiyi şu sözleriyle açıklıyor: "Aklı öldürürsen ahlak da ölür, akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür."

Değerli milletvekilleri, hâkimin, savcının, avukatın, ilim adamlarının ve din adamlarının cübbelerinde düğme olmadığı gibi cepleri de yoktur. Bunların ne demek olduğunu hepimiz biliyoruz. "Bu görevde bulunanlar hiç kimsenin karşısında düğme iliklemezler yani kimsenin karşısında eğilmezler, emir almazlar ve sadece kendi iradeleriyle hareket ederler. Cepleri de yoktur ki parayla, menfaatle iş yapmazlar yani rüşvet almazlar." şeklinde yorum yapılır. Bu cübbeleri giymenin sorumluluğunu idrak edenlerin yürütmenin baskılarına karşı dik durma mücadelesi hep olmuştur ve olmaya da devam edecektir.

Değerli milletvekilleri, şimdi, ülkemizin durumunu inceleyecek olursak; 2018 yılından beri uygulanan, tek adam rejimi olarak özetlenen Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde denge denetleme mekanizması yok olmuş, yargı maalesef siyasallaştırılmıştır. Beğenmedikleri kararlara imza atan hâkim ve savcıları görevlerinden alıp sürgüne gönderiyorlar. Yargıya müdahaleye çok örnek var; Rahip Brunson davasının nasıl sonuçlandığını, 301 madencimizin yaşamını yitirdiği Soma davasında sorumluların nasıl korunduğunu, Kaşıkçı cinayeti ve Gezi davalarında şerh koyan hâkimlerin ve daha nicelerinin başlarına gelenleri burada tekrarlamanın bir anlamı yoktur, herkes biliyor zaten.

Siyasallaşmadan Diyanet de üniversiteler de paylarını almışlardır. Diyanetin Hükûmetin yaptıklarına destek çıkan fetvaları yanında artık hocaların büyük ölçüde cübbelerini düğmelemeye benzer şekilde kapatmaları anlaşılır gibi değil. Üniversiteler ise tam olarak siyasetin kontrolüne girmiş durumdadır. Hep söylediğim gibi, birçok üniversitede yapılan atamaları ve yönetimlerin nelerle uğraştığını görünce liyakatten eser kalmadığı açıkça anlaşılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, konumuz hukuk olduğuna göre hukuk fakültelerinden bahsetmek istiyorum. 2002 yılına yani AK PARTİ iktidarına kadar 24 hukuk fakültesi varken YÖK Başkanının verdiği bilgiye göre, şimdi bu sayı 47'si devlet, 37'si vakıf olmak üzere 84'e çıkmıştır. Staj yapan 25 bin hukukçu var ve bu sayı Türkiye genelinde görev yapan 22 bin 820 hâkim ve savcıdan daha fazladır. Ayrıca, 161 bin avukat bulunmakta ve hukuk fakültelerinden her yıl yaklaşık 15 bin mezun verilmektedir. Bu sayılar öğrenci kontenjanlarının önemli ölçüde azaltılmasını ve nitelikli eğitim vermeyen hukuk fakültelerinin kapatılmasını gerektirmektedir. Bu arada, YÖK'ün hukuk fakültelerine yerleşebilmek için başarı sıralamasını 125 binden 100 bine yükseltmesini olumlu bulduğumu da belirtmek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın "nas" diyerek faiz konusunda gösterdiği hassasiyeti diğer naslara da göstermesini bekliyoruz. Emekli 2.500 TL, asgari ücretli 4.200 TL alırken, köylü, çiftçi, esnaf, memur yüksek enflasyon altında ezim ezim ezilirken danışmanların 5-6 maaş almaları hangi nassa uygundur diye sormak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, sorunların çözümü, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek ve devlette kuvvetler ayrılığı prensibini yeniden esas hâline getirmek ve emaneti ehline vermekten geçmektedir. Bunu biz yaparız, az kaldı diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)