| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 29.06.2022 |
MHP GRUBU ADINA TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 344 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerinde konuşmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri, Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
İktisadi faaliyetlerin küresel düzeyde zayıflaması, bölgesel, jeopolitik risklerin artarak devam etmesi, artan riskin tüm küresel ekonomiyi etkileyen sonuçlar doğurması hükûmetleri ek önlemler almaya itmiştir. Uluslararası örgütler, dünya ekonomilerinin büyüme oranına ilişkin tahminlerini negatif yönde güncellemiş, 2022 ve 2023 yıllarına ilişkin ekonomik beklentileri hiç de iç açıcı olmayan bir istikamette yeniden revize etmiştir. Ancak, tüm bunlar yaşanırken Türkiye'yle ilgili tahminlerin yine aynı uluslararası örgütler tarafından yukarı yönlü güncellendiği, Türk ekonomisinin tüm dinamikleriyle ayağı yere sağlam basan adımlarla büyümeye ve güvenilirliğini korumaya devam ettiği gerçeği de gözler önüne serilmiştir. Ne mutlu ki kapasite kullanım seviyeleri, artan dış talep, her ay rekor üstüne rekor kıran ihracat rakamları ve öncü göstergeler, 2022 yılının başındaki büyümenin önümüzdeki dönemde artarak devam edeceğini de göstermektedir.
Tüm dünyanın ekonomik duraklama dönemine girdiği ve enflasyonla mücadele ettiği bir süreçte vatandaşımızın alım gücünün düşmemesi ve mağduriyet yaşamaması için devletimizin aldığı önlemler her zamankinden daha çok önem arz etmektedir. Bu minvalde hem iş yerinin hem de çalışanın çıkarları gözetilerek önümüzdeki dönemde asgari ücrete iyileştirme yapılacak olması memnuniyet verici bir gelişmedir. Ayrıca, emeklilerimizin, memurlarımızın ve diğer çalışanlarımızın maaşlarında da artışa gidilmek suretiyle vatandaşımızın alım gücünün düşmemesi konusunda devletimizin kararlılığını bir kez daha ortaya koyduğunu görmüşüz. Enerji maliyetlerinin artmasına rağmen bu artışların vatandaşlarımıza hissettirilmemesi noktasında devletimizin aldığı ek önlemlerin devam edecek olması da memnuniyet vericidir.
Ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkilerinin, enerji fiyatlarının yanında gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki küresel artışın oluşturduğu negatif arz şoklarının devam ettiği bir süreçte devletimizin attığı bu adımların yakın zamanda meyvelerini vereceğinden de hiç şüphemiz bulunmamaktadır.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2022 yılı Mayıs ayında merkezî yönetim bütçe giderleri 173,8 milyar TL, bütçe gelirleri 317,8 milyar TL ve bütçe fazlası 144 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 155,9 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 161,9 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde ise merkezî yönetim bütçe giderleri 959,8 milyar TL, bütçe gelirleri 1 trilyon 84,4 milyar TL ve bütçe fazlası 124,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderlerinin 837,9 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 246,5 milyar TL olarak gerçekleştiği görülmektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de genel fiyatlar seviyesinde önemli artışlar meydana gelmiş, dolayısıyla bütçe ödeneklerindeki artışın yapılması ihtiyacı doğmuştur. Tabii ki burada göz ardı edilmemesi gereken en önemli husus ise şudur: Ek ödenek ihtiyacı, başta doğal gaz ve elektrik fiyatlarında yaşanan maliyet artışlarının vatandaşlarımıza yansıtılmaması için BOTAŞ'a yapılan kaynak transferleri, enflasyon nedeniyle kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinde yapılan artışlar, emekli maaşlarında yapılan artışlar, benzeri artışlardan kaynaklanmaktadır. Yani bu bütçe, millet için düzenlenmiş, istismardan uzak, vatandaşımızın çıkarını gözeten bir bütçe olarak önümüze gelmiştir.
Ek bütçeyle "gelirler" kaleminde 200 milyar TL'lik bir artış olurken öngörülen bu bütçe açığının, herhangi bir borçlanmaya ihtiyaç duyulmadan 278 milyar TL'den 78 milyar TL'ye düşürülmesi görmezden gelinmeyecektir. Şüphesiz, bu tespit hem gelir hem de harcama kalemlerinin aynı oranda artırılmasının ve gerçekçi bir ekonomi politikasının da sonucudur. Hiç şüphe yok ki bu bakış açısı ve uygulanan stratejiler, kapatılmış hesaplarını her fırsatta gündeme getiren çevreler için kalıcı bir cevaptır.
Yaşadığımız çağ bize talimat vermekte, reddedilmeyecek sorumluluklar yüklemektedir. Bu sebeple, verilen mücadele sadece ekonomik bir mücadele değil bugün verilen istikbal mücadelesi, dün verilen istiklal mücadelesinin devamı, yarın için verilen istikrar mücadelesinin inkâr edilemez gerçeğidir. İnanıyoruz ki iktisadi ülkülerimize ulaşma kararlılığımızdan taviz verilmeyecek, bugün çok uzakta görülen hedefler kucaklanacak, ulaşılması zor görülen hedeflere son nefese kadar koşulacaktır.
Büyük mütefekkir Cemil Meriç'in dediği gibi, kulağımıza eğilip "Sen biraz gelişmişsin." diye fısıldayanlar mevcuttur. Unutulmamalıdır ki bizim duyduğumuz, bu fısıltılar değil Alparslan'ın Ahlat'tan, Osman Gazi'nin Söğüt'ten, Gazi Paşa'nın Ankara'dan yükselen sesidir.
Türkiye, kendini aşma iradesi taşımakta, haklarını gasbetmeye çalışanların karşısında dimdik durmakta, inançlarını ve mukaddesatını sonuna kadar savunmaktadır. Bugün gelinen noktaya bileğinin hakkıyla gelmiş, bugüne kadar önüne çıkan engelleri inancının haysiyetiyle aşmış, bundan sonra önüne konulan bentleri de tarihî mirasının bilinciyle aşacaktır. Bugün hissettiğimiz gerilim esasen büyük bir doğumun müjde sancılarıdır; tarihin ve coğrafyanın çağrısı bir kez daha duyulmaktadır. Türk milleti sınırlarının çok daha ötesine taşacak bir şahlanışın arifesindedir çünkü neslimizi tanıyoruz, kökümüze bağlıyız, varoluş sebebimizin de farkındayız, elimizdeki cevherden de haberdarız. Emperyalizmin bekçiliğine soyunanlara, Türk ve İslam düşmanlarının kiralık aparatı olmaya soyunanlara rağmen iktisadi bağımsızlığımızdan ödün verilmeyecektir. Onların ağızlarına sakız ettiklerinin aksine bu memleket batmayacaktır. Türk milleti insanlık tarihinin amiral gemisidir ve bu geminin battığına tarih hiçbir zaman şahit olmamıştır. Bu ülkenin yaşanmaz hâle geldiğini iddia ederek bilhassa gençlerimizin heyecanına sabotaj düzenleyenler millet vicdanında mahkûm olmuştur. Yine, Türk fikriyatının ince işçilerinden Cemil Meriç'in tabiriyle "Vatanı yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz hâle getirenlerdir." Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Paşa Atatürk'ün talimatıyla İzmir'de gerçekleştirilen İktisat Kongresi'nde tarihe düşülen not pusulamızdır bizim; ülkemize yüklenen büyük sorumluluğu ilk günkü gür sesle hepimize hatırlatmaktadır. Ekonomik gelişmemiz ve kalkınmamız millî bağımsızlığımız içinde sağlanacak, sosyal bağımsızlık gibi ekonomik bağımsızlık da temin edilecektir.
Ben bu duygu ve düşüncelerle Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygılarımla selamlıyor, hepinize iyi akşamlar diliyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)