| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 29.06.2022 |
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
344 sıra sayılı ek bütçe Kanun Teklifi'yle ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına kanun teklifinin 2'nci maddesi üzerinde söz aldım. Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu 2'nci maddenin başlığı "Gelir" adını taşıyor yani gelirle ilgili ve gelirde, ek bütçede 1 trilyon 80 küsur milyar liralık bir artış var; aşağı yukarı yüzde 86, yüzde 90'a geliyor yani beş ay önce yaptığımız bütçenin yüzde 100'üne yakın bir oranda gelirlerinin artmasını öngörüyor. Bu çok önemli bir oran. Yani ek bütçe yapılır, her ülkede yapılıyor, Sayın Bakan ek bütçenin diğer ülkelerde de yapıldığını söyledi; normaldir, anormal değil. Ancak bu diğer ülkelerde de yapılıyor diye geçiştirilecek bir durum değil, neden yapıldığını çok iyi tespit etmek, sorunu, sıkıntıları, teşhisi doğru koymak, ondan sonra da tedaviyi doğru yapmak gerekiyor bir kere. Bunu yapmadığımız sürece büyük sıkıntılar söz konusu olur. Şimdi, neden böyle yüzde 100'e yakın bir artış söz konusu, neden yüzde 100'e yakın bir artışla ek bütçe yapıyoruz? Bu ek bütçe değil aslında yani yüzde 100'e yakın bir artışla yapılan bütçe. Altı aylık bir bütçe yaptık demek ki bir altı aylık bütçe daha yapıyoruz; klonlanmış bütçe aşağı yukarı, böyle bir durum var. Bunun sebeplerini çok iyi bilmemiz gerekiyor. CDS'lerin, "Credit Default Swap"ın 800'leri bulduğu bir dönemdeyiz. Makro rakamlar çok anormal, cari açığımız çok çok anormal biliyorsunuz, dış ticaret açığı çok anormal; bunları unutmadan şu duruma bakalım.
Şimdi, değerli arkadaşlar, kayıtlara da girmesi açısından bir iki rakamı özellikle dikkatinize sunmak istiyorum. Bakın, 2022 yılında ilk beş ayda -bu, Hazine ve Maliye Bakanlığının bütçe gerçekleşme raporudur yani Hazine ve Maliye Bakanlığının resmî rakamları- bütçe giderlerindeki artış yüzde 47'dir, ilk beş ayda yüzde 47 gider artışı var. Gelir artışı ne kadar? Gelirlerdeki artış yüzde 204. Bir anormallik yok mu? Şimdi, Sayın Hazine ve Maliye Bakanı bütçe sunuşunda diyor ki: "Efendim, ödenekler yetmedi, harcamalarımız çok; onun için ek bütçe yaptık." E, bütçe harcamalarındaki artış yüzde 47, gelirlerdeki artış yüzde 204. Bir daha dikkatinizi çekiyorum, bir anormallik yok mu burada? Gelirlerdeki artışın sebebi vergi gelirlerindeki artış, vergi gelirlerindeki artış yüzde 210'dan fazla yani diğer gelirlerden de daha fazla vergi gelirlerinde artış var. Bakın anormalliğe, gelir vergisinde geçen yıl, 2021'deki artış ilk beş ayda 7,8 ama şimdi 58,6; kurumlar vergisinde geçen yıl yüzde 23,9'luk bir artış var, şimdi ilk beş ayda yüzde 504,4'lük artış var. Bu, dâhilde alınan katma değer vergisi için de böyle, özel tüketim vergisi için de böyle -yüzde 133'e ulaşıyor- banka ve sigorta muameleleri vergisinde de böyle. İthalde alınan katma değer vergisi mesela geçen sene yüzde 9,3; bu sene aynı dönemde yüzde 139,7.
Değerli arkadaşlar, vergi gelirlerinde müthiş bir artış var. Şimdi, vergi gelirlerinde bu kadar çok artış varsa bu neyi gösterir? Enflasyon olduğunu gösterir, o ayrı ama kimden alındı bu vergi? Bu vergi vatandaştan alındı değerli arkadaşlar, vatandaştan. Şimdi, siz vatandaştan vergi almışsanız, bu kadar vergiyi anormal bir şekilde vatandaştan almışsanız vatandaşı şöyle bir ezmişsiniz demektir; şöyle ezmişsiniz demektir, suyunu çıkarmışsınız demektir. (CHP sıralarından alkışlar) Bu, özellikle orta gelir sınıfının, orta gelirde olan, orta kesimde yer alan grubun ezilmesi demektir. Bunun ekonomiyle ilgili sıkıntıları var, bunları anlatabiliriz, bilirsiniz ancak bu orta gelir sınıfının yok edilmesi, ezilmesi, kültürel anlamda da, sosyolojik anlamda da, bir ülkenin ayakta durabilmesi anlamında da, geleceğinin olup olmaması anlamında da, beka anlamında da önemlidir. Orta grup yoksa, orta kesim yoksa yarınınız yok demektir; bunun için çok çok önemli bu rakamlar. Yani biz, bu dönemde bu vergileri vatandaştan almışız, vatandaş hangi harcamayı yapmışsa, akaryakıt... Arabaya binmiş, vergi almışız; elektrik harcamış, vergi almışız; doğal gaz harcamış, vergi almışız; bütün alışverişlerinden vergi almışız -dolaylı vergiler bunlar- vatandaşı ezmişiz iyice ve o vergileri de -Sayın Bakanın bir demeci var "547 milyar nakit fazlamız var." diyor- nereye harcamışız? KKM'ye. KKM ne? Kur korumalı mevduat hesabı. Birkaç yüz bin parası olan, dövizi olan, serveti olan adamın, zengin bir kesimin açtığı mevduat hesabı bu, kur korumalı mevduat hesabı, onlara veriyoruz. Şimdiye kadar ne kadar verdik? Tahminimize göre bu, yıl sonunda 100 milyar lirayı geçecek. Yani yoksul vatandaştan alıyoruz, zengin vatandaşa veriyoruz. Şimdi, bunu görmek lazım; böyle bir politika olmaz, bu politikayı hiç kimse tasvip etmez. Ben iktidarın da bunu tasvip ettiğini düşünmüyorum ama yanlış bir yola girmişler, doğrultamıyorlar da. Ama doğrulması lazım bunun, bu yanlışlığın giderilmesi lazım, yoksa buradan çıkış mümkün değil. Yani yoksa Türkiye için gelecek sorunu var demektir, bunları görmemiz lazım.
Değerli arkadaşlar, dün TÜRK-İŞ tarafından yayınlanan açlık sınırı 6.391 lira; asgari ücretin üzerinde olmuş. Haziran ayıyla ilgili bu, temmuz değil. Temmuzda zam gelecek, temmuzda gelen zammı da götürecek kadar bir açlık sınırı var Türkiye'de. Yoksulluk sınırı zaten 20.818 lira olmuş. Türkiye'de iyi maaş alan, iyi maaş aldığını sanan birçok kişinin gelirini de götürüyor bu; onlar da yoksulluk sınırında.
Bütçemize bakalım. Değerli arkadaşlar, on sene önce bu ülke 250-300 milyar dolarlık bütçeler yapabiliyordu, şu anda bütçemiz -ek bütçe olmasın- 100 milyar dolara düşmüş vaziyette; ek bütçeyle beraber 150 milyar dolar olacak, yıl sonunda tekrar düşecek. Bu çok düşük bir rakam, bunları dikkate almak zorundayız değerli arkadaşlar.
Bakın, 300 milyar dolarlık bütçe yaparken 100 milyar dolarlık bütçeye düşmüşüz. Ya, 90 milyon bu ülkenin nüfusu mültecilerle beraber. Yunanistan'ın 14 milyon nüfusu var, benzeri bir bütçe yapıyor. 14 milyona 100 milyar dolara yakın bir bütçe, 90 milyona yine 100 milyar dolara yakın bir bütçe; bu reva mıdır, doğru mudur? Yani bunlar çok önemli rakamlar; bunları ihmal etmememiz, unutmamamız gerekiyor.
Evet, ek ödenek ihtiyacı var. Şimdi, şu şartlar altında, Sayın Bakanın genel gerekçede söylediği gibi, ek ödenek ihtiyacı var. Başta doğal gaz ve elektrik fiyatlarında yaşanan maliyet artışlarının vatandaşlarımıza yansıtılmaması için yapılan kaynak transferi... Ters transfer Sayın Bakanım bu, ters; kamu görevlilerinin maaşı, bunlar yüzde 47 artmış, vatandaştan alınan vergiler yüzde 204 artmış. Dolayısıyla da bu gerekçeler yanlış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika verebilecek misiniz?
BAŞKAN - Buyurun Bülent Bey.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar, bunun haricinde, Hazine ve Maliye Bakanlığının 9 Haziranda yaptığı bir manipülasyon vardı, Hazine ve Maliye Bakanlığına yakışmayan bir manipülasyondu; bu, 24 Haziranda tekrarlandı. Her ne kadar Sayın Bakan bunların manipülasyon olmadığını söylüyorsa da bu spekülasyon da doğurdu maalesef. Bunlar çok dikkat edilmesi gereken işler; bir Bakanlığın, bir devlet kurumunun yapmaması gereken işler.
Bir de ek bütçeyle ilgili -burada kayıtlara geçsin- hiçbir şekilde, ek bütçenin nasıl görüşüleceğiyle ilgili Anayasa'da da İç Tüzük'te de hüküm yok. Şu ek bütçe reddedilsin, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Evet, yıllık bütçe reddedildiği zaman eskalasyon yapılıyor ama ek bütçe için o da yok. Böyle bir düzenleme, böyle bir sistem olmaz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)