| Konu: | Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 30.06.2022 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yirmi yedi yıldır, tam yirmi yedi yıldır Galatasaray Meydanı'nda toplanıyor Cumartesi Anneleri. Sadece İstanbul'da değil, Diyarbakır'da ve Batman'da da annelerin eylemleri var ve 1995 yılından bugüne kadar, kayıplarının bulunmasını, faillerin cezalandırılmasını ve çocuklarının mezarlarına kavuşmayı talep ediyor aileler.
95 yılında bu Mecliste Faili Meçhul Cinayetler Araştırma Komisyonu Raporu hazırlandı. O günden bugüne ne değişti? Bir değişiklik yok ama şu var: 2013 yılında AKP kayıplara ilişkin yaşanan suçları kabul etti ve bizzat Erdoğan bu süreçte kayıp yakınlarıyla görüştü. Şu an kaybettiğimiz Berfo Ana'ya söz verdi. O gün Erdoğan dedi ki: "Acılarınızı dindireceğiz." Peki ne değişti? Değişen de şu: Demokrasi AKP için zamanı geldiğinde inilecek bir tramvaydı ve o tramvaydan indi. Evet tek değişiklik bu ve tam iki yüz haftadır Cumartesi Annelerinin Galatasaray Lisesinde yapmak istediği eylemler, o yirmi yedi yıldır yaptığı eylemler engelleniyor. Neden? Bu engelleme aslında kayıplar politikasını bizzat üstlenmektir, suçu üstlenmektir, iktidar bugün onu yapıyor. O nedenle Cumartesi Annelerinin eylemine tahammülü yok.
900'üncü haftada biz milletvekilleri, İHD Eş Genel Başkanlarımız Öztürk Türkdoğan ve Eren Keskin'le birlikte, ailelerle Galatasaray Meydanı'na gittik. Tek bir şey yapacaktı aileler, annelerin tek isteği Galatasaray'da karanfillerini bırakmak ve bir basın açıklaması yapmaktı yani yirmi yedi yıldır yaptıkları şeyi yapmaktı. Bir polis engeliyle karşılaştık ve dedikleri şey şu oldu: "Tamam, gözaltına alın çünkü biz mücadelemizde haklıyız ve vazgeçmeyeceğiz." Ne oldu peki? Bir koridor oluşturuldu, anneler bizzat polis aracına giderken, polis arabasına binmek üzereyken İHD Eş Genel Başkanları dâhil olmak üzere kelepçe takıldı annelere. Bu, bizzat iktidarın, bir boyun eğdirme ve bunun için işkence yapma ve onur kırıcı muamelesidir. O İnsan Hakları Derneği Eş Başkanlarına takılan kelepçe bu ülkeye takılan kelepçedir. Evet, anneler eğer orada gitseydi şu açıklamayı yapacaktı; ben bizzat annelerin açıklamasını buradan size okumak istiyorum: "Biz, evlatları, yakınları güvenlik güçleri tarafından gözaltında kaybedilen aileler ve hak savunucuları olarak yürüttüğümüz hakikat ve adalet mücadelemizin 900'üncü haftasında Galatasaray'dayız. Biz, dünyanın en barışçıl, en haklı mücadelesini yürüten anneleriz, evlatlarız, kardeşleriz, torunlarız ve hak savunucularıyız; Galatasaray'da yaşlanan, Galatasaray'da büyüyen, Galatasaray'da doğanlarız. Devletin, varlığını inkâr ettiği sevdiklerimizi fotoğraflarıyla Galatasaray'da yaşatanlarız. Galatasaray'ı mekânsız bırakılan sevdiklerimize mezar yeri yapanlarız. İşte bu yüzden Galatasaray bizimdir. Devletin gözaltında kaybettiği sevdiklerimizi arıyoruz, Galatasaray bizim arayışımızın mekânıdır. Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin başına gelenleri herkes bilsin ve bir daha asla yaşanmasın istiyoruz. Galatasaray bizim hakikat mücadelemizdir. Kaybedilen sevdiklerimiz ve onlara yaşatılanlar unutulmasın, tarihe not düşülsün istiyoruz. Galatasaray bizim hafıza mekânımızdır. İşte, bu yüzden Galatasaray bizimdir. Sevdiklerimizi bizden alan zihniyetin devamcısı mevcut rejim, kendi yasalarını bile yok sayarak Galatasaray'ı bizden almak istiyor. 'Sevdiklerimiz nerede?' çığlığımıza hukukla, adaletle cevap vermek yerine dört yıldır karşımıza copla, kalkanla, gazla dikiliyor."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
OYA ERSOY (Devamla) - "İstanbul'un kalbinde herkesin kullanımına açık bir meydanı biz orada olmayalım diye tüm İstanbullulara yasaklıyor. Bizi baskıyla, polisle, copla, mahkemelerle korkutmak istiyor. Ama yanılıyorlar, evladını arayan bir anneyi, sevdiğini arayan bir eşi, annesini, babasını arayan bir evladı, ablasını, ağabeyini arayan bir kardeşi, dedesini, ninesini arayan bir torunu kimse korkutamaz çünkü onların maruz kaldıklarından daha korkunç bir uygulama henüz icat edilmedi.
900'üncü haftamız nedeniyle bir kez daha hatırlatıyoruz: Ne yaparsanız yapın 'Evlatlarımız nerede?' diye haykırmaktan asla ama asla vazgeçmeyeceğiz. Ne yaparsanız yapın 'Evlatlarımızı kaybedenler, cezasızlık zırhıyla korunmasın, bağımsız bir yargı önünde hesap versin.' talebimizden vazgeçmeyeceğiz..."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OYA ERSOY (Devamla) - Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)