GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:111
Tarih:01.07.2022

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize saygılar sunuyorum.

Sıra sayısı 346 olan Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle bazı konuları sizlere sunmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, biraz önce söylediğim gibi, bu torba kanun usul yönünden her zaman eleştirisini yaptığımız özelliklere yine sahip, hatta daha da kötü vaziyette. Onun haricinde içerik olarak da büyük sıkıntıları var, önemli sıkıntıları var. Devlet Personel Kanunu, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname; bunlarla ilgili işler daha da karışık hâle geliyor maalesef bu düzenlemelerle. Hani bazı kesimlerin durumunu iyileştiriyoruz ama sistemi daha da kötüleştiriyoruz bu arada.

Şimdi, bunları biraz önce konuşan değerli arkadaşlarımız anlattılar. Aşağı yukarı dördüncü yılımız doldu Parlamentoda değerli milletvekili arkadaşlarım. Bu vesileyle bir değerlendirme yapmak istiyorum müsaadenizle; önemli görüyorum. Ben Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiyim, hem orada sık sık kanun teklifleri geldikçe hem de burada Genel Kurulda mümkün olduğunca -paraya müteallik konular, biliyorsunuz, Plan ve Bütçe Komisyonuna gelir- paraya müteallik konular yani ekonomiyle ilgili konular gündeme geldikçe ekonomiyle ilgili olarak görüşlerimizi açıklamaya, anlatmaya çalışıyoruz.

Biz, tabii, muhalefet milletvekiliyiz, pek dinlenmiyoruz ama değerli milletvekilli arkadaşlarım; Parlamentonun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, bu Gazi Meclisin üyeleri olarak hepimizin bu konuda sorumluluğu var. Görüyorsunuz, ekonomi gittikçe kötüye gidiyor değerli arkadaşlar, sıkıntılar çok çok fazla, ülke ekonomisi iyi değil. Çok önemli bir veridir dış ticaret verileri. Geçen sene ilk beş ayda 18 milyar dolar dış ticaret açığı vermişiz -18 milyar dolar- bu sene 43 milyar doları geçmiş, başka bir rakama bile gerek yok. Bakın, 18 milyar dolar, 43 milyar dolar; çok büyük bir artış var, yüzde 136'lık bir artış var. Biliyorsunuz, diğer ekonomi verileri, makro büyüklükler zaten sıkıntılı.

Değerli arkadaşlar, yapılan işlerin yanlışlığıyla ilgili olarak hep uyarıyoruz. Şöyle kısaca anlatayım: Bakın, geçen yıl eylül ayında gösterge faizi, politika faizi yüzde 19'du, enflasyon da yüzde 19'du; bu civardaydı. Tutuldu, durup dururken bir politika değişikliğine gidildi; "İhracatı artıracağız, cari fazla vereceğiz." dendi, "Faizler düşürülecek, şimdiye kadar yaptıklarımız yanlışmış." dendi. Birdenbire faizler, gösterge faizleri düşürüldü, nasa göre 14 sanki makbul bir oranmış gibi 14'e düşürüldü beş ayda ve enflasyon da patlatıldı. Şimdi gelinen noktada da ne kadar sıkıntılı olduğumuzu görüyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, ekonomideki yanlışlar dış politikaya da yansıyor. Bakın, Katar'dan para gelecek dedik -anlatıldı biraz önce- Katarlılara neler neler yaptık -önce öyle, sonra böyle- Birleşik Arap Emirlikleri için aynı şekilde, Suudi Arabistan'la ilişkilerimiz öyle. Hiçbir yerden para gelmedi, gelmiyor, gelmez de, gelse de yeterli olmaz. Şimdi İsrail'den para bekliyoruz, şimdi farklı yerlerden. Bakın, Kıbrıs Rum kesimiyle bile görüşmek zorunda kaldık -biz Kıbrıs Rum kesimini tanımıyoruz- NATO'ya gelişlerine veto koyamadık; İsveç ve Finlandiya'nın girişine veto koyamadık. Bu, ekonomideki güçsüzlükten kaynaklanıyor. Ekonomide ne kadar güçsüzleşirseniz siyasette de o kadar güçsüzleşirsiniz; gittikçe güçsüz hâle geliyor Türkiye. Bunu görmek lazım; bu, beka sorunudur, gittikçe buna doğru gidiyor. Bunları anlamak, görmek, buna göre tedbir almak lazım. Bunlar bizim sorumluluğumuzdur değerli arkadaşlar, dördüncü yılımızda bu değerlendirmeyi yapmak zorundayız.

Şimdi, iktidar -tutturmuş, kendine göre bazı politikaları var, seçim öncesi çok temelli bazı işler yapılamaz belki, anlıyorum ama- varlık satışından şu andan itibaren 10 milyar dolar bekliyor. "Varlık satışı" dediği, İstanbul Havalimanı vesaire benzeri bazı varlıklarımızın hisselerinin satışı. 10 milyar dolar oradan, 10 milyar dolar özelleştirmeden bekliyorlar. Bu en son yapılan 15 milyon TL'lik operasyon işi var ya, sonuçta 10 bin şirketin elinde 15 milyar dolar varmış -bugün BDDK Başkanı açıkladı- o 15 milyar dolardan bir kısmını Merkez Bankasına almaya yönelik bir operasyon; buradan da biraz para bekleniyor. Onun haricinde, mültecilerden gelecek 15-20 milyar dolar yani mülteciler gelecek, gelirlerken de beraberlerinde yabancı para -dolar- getirecekler, oradan da bir 15-20 milyar dolar bekleniyor -Nasrettin Hoca'nın hesabı- bunlarla ekonomi idame ettirilecek. Değerli arkadaşlar, nisan ayından itibaren bir sene içerisinde 182 milyar dolar borç ödenecek. Bunlarla Türkiye kurtulur mu? Bunlarla Türk ekonomisi abat olabilir mi, mümkün müdür? 20 Aralıkta -herkesin panikte olduğu dönemdi- "kur korumalı mevduat hesabı" dendiği anda tesadüfen olumlu sonuçlar alındı ama 9 Haziranda benzeri operasyon yapıldı -ki bu operasyon aslında Hazine ve Maliye Bakanlığının yaptığı bir manipülasyondur, maalesef spekülatif sonuçlar doğurmuştur- sonuç alınamadı. 24 Haziranda bu tekrarlandı, yine sonuç alınamadı. Şu anda bayağı sıkıntılı bir döneme girdik.

Değerli arkadaşlar, dünya farklı bir döneme girdi, dünya ekonomisi farklı bir dönemde, dünya ekonomisi yeniden düzenleniyor, dünya siyaseti, dünya dengeleri yeniden yapılandırılıyor; böyle bir dönemdeyiz. Amerika'nın, Batı'nın Çin'le savaşımı, mücadelesi çok önemli, çok dikkat etmemiz gereken bir konu. Batı ve Amerika Birleşik Devletleri, Rusya'yı bile büküp yanına almak isterken Türkiye'nin, ekonomisinin bu kadar zayıf olduğu bir dönemde Amerika'ya, Batı'ya ya da başka ülkelere boyun eğmemesi mümkün değil. Biraz önce söylediğim örneklerde olduğu gibi, her konuda boyun eğmek zorunda kalırız. Nasıl Rum kesiminin NATO'ya gelişlerini veto edemediysek, nasıl İsveç ve Finlandiya'yı veto edemediysek buna benzer birçok konuda sıkıntıya gireriz; böyle görünüyor. Ekonominin bir an önce düzelmesi lazım.

Değerli arkadaşlar, geçen gün de söyledim; bakın, biz geçmiş yıllarda, mesela 2012'de 196 milyar dolarlık bütçe yapmışız, 196 milyar dolarlık; 2013'te 212 milyar dolarlık bütçe yapmışız, başlangıç bütçesi bu, bittiğinde bütçenin değeri 250 milyar dolara yaklaşıyordu. Bu sene yaptığımız bütçe başlangıçta 140 milyar küsur dolardı, biliyorsunuz, değer olarak 100 milyar dolara düştü; yetmedi, şimdi ek bütçe yaptık, yıl sonu itibarıyla kur ne olacak bilmiyoruz, ortalama kur ne olacak bilmiyoruz yani yarı yarıya bütçe değerlerimiz düşmüş vaziyette. Bunları görmeliyiz, bunlarla ilgili olarak kulaklarımızı tıkamamalıyız. Burada, bu Mecliste hepimizin sorumluluğu var. Bu sorumluluğu müdrik olmalıyız, buna göre iktidarı, ekonomi yönetimini hep beraber uyarmalıyız. Ondan sonra bazı işlerin faydası olmaz, uyarmanın faydası olmaz; zamanında uyarmak lazım. Ekonomi yönetimi tarafından yapılan işler yanlış işlerdir, sonuçları çok net olarak görülmektedir. Bu konuyla ilgili olarak hepimize sorumluluk düşüyor, hepimizin bu görevi yerine getirmesi lazım. Bu konuyla ilgili, torba kanun teklifiyle ilgili olarak söylenebilecek çok şey yok. Hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz. Biz de elimizden geldiğince torba kanun teklifindeki maddeleri düzeltmeye çalıştık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Önümüzdeki dönemin hayırlı olmasını diliyorum şimdiden.

Saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)