| Konu: | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 01.07.2022 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, DİSK-AR geçenlerde bir rapor açıkladı ve başkanlık rejiminin beş yıllık bilançosunu ortaya döktü. Neydi bu bilanço; asgari ücretlinin millî gelirdeki payı azaldı bu dört yıl içinde, asgari ücret açlık ve yoksulluk sınırına göre geriledi, geniş tanımlı işsiz sayısı 2,6 milyon arttı, ekonomiye güven dibe vurdu.
Şimdi, Türk lirasını değersizleştirerek siz emeği ucuzlattınız, ücretleri bilerek ve isteyerek baskı altına aldınız ve tamı tamına yüzde 99'un emeğini yüzde 1'in çıkarı için seferber eden bir rejim yarattınız. Bu bizzat sizin politik ve sınıfsal bir tercihiniz.
Şimdi, bu yasa teklifiyle ne yapıyorsunuz? Yirmi yıldır, evet, iktidar çok iyi bildiği bir şeyi yeniden tekrar ediyor; bir torba oluşturuyor, içine iki üç tane göstermelik madde koyuyor ve bunun içinde bir manipülasyon da var. Bu yasada ne var? Bu yasada emeklilerin sorununa bir çözüm yok, öncelikle onu söyleyeyim. Emeklilerin bayram ikramiyesine bir zam da görünmüyor. EYT'lilerin sorununa, o kadar yıllardır mücadele eden emeklilikte yaşa takılanların sorununa bir çözüm de yok. Peki, ne var? En düşük emekli aylığına bin lira eklenerek 3.500 liraya tamamlama var. Bakın, bu çok önemli, bu da, bin lira tamamlama da bizim sayemizde, muhalefetin sayesinde yoksa 500 lirayla gelmişlerdi. Açlık sınırının 6.394 lira, yoksulluk sınırının 20.818 lira olduğu şartlarda en düşük emekli maaşının açlık sınırının altında olması asla kabul edilemez. Şimdi "3.500 liraya çıkarıldı emekli maaşları." diye özellikle yandaş medyada manşetler atılıyor ya, hayır, 3.500 liraya çıkmıyor emekli maaşları, emekli maaşları ancak hazine desteğiyle 3.500 liraya tamamlanıyor. Peki, bu ne demek? Bu, şu demek: Aslında ücretler 2.500 lira olarak kalacak yani bugünden sonra gelen bütün zamlar, artışlar, hani enflasyon farkı vesaire diyelim ki yüzde 20 artış açıklandı, 2.500 lira üzerinden yapılacak, hesap edilecek bu artışlar ve 2.500 liranın yüzde 20'si 500 lira eklendiğinde 3.000 lira yani 3.500'ün altında kalan her artış 3.500'e tamamlanmış olacak ama 3.500 üzerinden bir artış geçerli olmayacak ve uzun yıllar da bu böyle devam edecek. En düşük emekli aylığı alan emekliler asgari ücretin altında, bunun bile gerisinde, açlık sınırının altında yıllarca yaşamaya mahkûm edilecek.
Bakın, 2008 yılına kadar emekli aylıklarının alt sınırı asgari ücretin kendisiydi ve asgari ücretin altında emekli aylığı yoktu. Yirmi yılda emeklinin hâlini rakamlarla söyleyeyim. Aralık 2002'de net asgari ücret 184 liraydı, işçi emekli aylığı asgari 257 liraydı yani emekli aylığı asgari ücretin yüzde 40 fazlasıydı. Bugün 4.253 lira asgari ücret ve en düşük emekli aylığı 2.500 lira yani asgari ücretin yüzde 40 eksiği. Burada yapılan şu: Aslında, 2008 yılı, özellikle Türkiye'de emekli aylıklarının sistematik olarak düşürüldüğü yani sosyal güvenlik sisteminin piyasalaştırılmaya başlandığı yıl. Ve hem emekli aylıklarını düşürdünüz, katsayıları vesaireyi düşürdünüz hem de "emeklilikte yaşa takılanlar" diye bir şeyi siz yarattınız.
Belli bir çalışma süresini tamamlayarak emekli olmak ve emekli olduktan sonra da son nefesimize kadar insanca yaşayacağımız bir ücret ve sağlık hakkı, parasız bir sağlık hakkı başta olmak üzere sosyal haklara sahip olmak temel bir yurttaşlık hakkıdır, en temel yurttaşlık hakkıdır. Devletin de görevi yani iktidarların da görevi bütün emeklilere bunu sağlamaktır. Emeklilerin bugün 8 milyonu açlık sınırı ve bunun altında, geri kalanı da yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışıyorlar, büyük bir kısmı ikinci bir işte çalışıyor ve kriz döneminde bu işlerini de kaybetmiş durumdalar. Kirası, elektriği, suyu, doğal gaz faturaları bunların hiçbirini ödeyemez hâlde bu artışla bile, bugün eklenenle bile ve bugün yapılması gereken, yoksulluğu ve adaletsizliği büyüten bir ekonomik büyümenin ülkeye, halka faydası olmadığını bilerek bütün oranları, artışları enflasyonu değil büyüme oranını ve yoksulluk sınırını esas alarak yapmaktır. Asgari ücrete paralel olarak da bütün ücretler ve emekli aylıkları artırılmalıdır ve en düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çıkarılmalı, EYT'lilere de emeklilik hakkı verilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OYA ERSOY (Devamla) ¬- Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)