GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:2
Tarih:04.10.2022

CHP GRUBU ADINA TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Altıncı Yasama Yılının hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Şimdi "ceylan derisi koltuklarda otururken halka sırtını dönenler" tanımına bizleri dâhil etmemeniz için söyleyeceklerimi dikkatli dinlemenizi arzu ediyorum.

Sevgili arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi sıraları; anlatacağım hikâye gerçekten vicdani anlamda hepimizin ortaklaşması gereken bir tabloyu gerektiriyor. 13 yaşındaki bir çocuk televizyon ekranlarına çıktı, ağlayarak şunu söyledi: "Kendimi yetiştirmeye çalışıyorum. Aç kalmamak için su içiyorum." Ve babasının da çaresizlikten ağladığını söyledi. Allah ıslah etsin!

Anayasa'nın 5'inci maddesi dâhil olmak üzere, yine bu Anayasa'nın içerisinde en az 6-7 tane madde çevre, sağlık, gençlik, beslenme, barınma vesair gibi amir hükümleri içerirken son dönemde yaratılan tablo, çocuklara yoksulluk transferi şekline dönüştü. Onların hiçbir kusuru yokken onların üzerine bir yoksulluk yıktık. Bunun çözümünü, bununla ilgili konuları konuşalım diyorum ve burada asla siyasi polemik konusu yapmadan, gayet insani bir şekilde, ortaklaşa çözmemiz gereken bir tablodan bahsedeceğim çünkü çocuklar melektir, melek gibi olan çocukların sorunlarını da burada konuşurken, siyasi istismar konusu dâhil olmak üzere, hiçbir şekilde başka bir yere malzeme yapamayız. Genel Başkanımızın söylediği bir söz var: "Bu ülkeye sözüm var, Türkiye'de hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek." Biz bu tabloya bu niyetle yaklaşıyoruz ve o yüzden de aile destekleri sigortası dâhil olmak üzere birçok konuyu son dönemde gündeme getirdik. Elli yıllık bir vebalden bahsediyoruz aslında, elli yıldır iktidarların hayata sürmedikleri, altında Türkiye Cumhuriyeti hükûmetinin imzası olan bir anlaşmadan bahsediyoruz. Yirmi yıldır da siz yönetiyorsunuz, sizin de birazcık sorumluluğunuz olsun bu konuyla alakalı. Açlık insani bir konudur, az önce söylediğim gibi, kutuplaşmaya, kutuplaşma yüzünden birbiriyle cebelleşmeye asla feda edilecek bir konu değildir, özellikle çocuk açlığı ortaklaşa çözeceğimiz bir konudur, buradan bakmanızı istirham ediyorum, buradan yola çıkmayı istirham ediyorum size. "Umut" filmini hatırlarsınız, Yılmaz Güney'in Türk sinemasına sunduğu bir başyapıttır. Orada der ki: "Yoksulluk dirliği bozar, düzeni de bozar." Dirliğimizi ve düzenimizi bozan bir yoksullukla karşı karşıyayız. Bedelini küçücük çocuklar neden ödüyor? Çocuklar açlıktan baygınlık geçirebilecekleri bir ortama nasıl feda ediliyor? Bunları bu Mecliste konuşalım, birlikte ortaklaşalım, birlikte çözümüne akıl yoralım diye buradayım ben. Palavracı bir kurum var -siz seviyorsunuz, az önce tartıştınız- TÜİK "Enflasyon yüzde 83." diyor, İstanbul Ticaret Odası "107" diyor, ENAK "188" diyor, ne fark eder? Tamamının faturasını bu çocuklar ödüyor, tamamının faturasını çocuklar ödüyor. Yoksul ailelerin çocuklarının -Derin YoksulluK Ağı'nın yaptığı çalışmaya göre- neredeyse yarıya yakını tamamen temel beslenmeden mahrum bir hâlde. Bu ülkede yoksul aileler üzerinde yapılan araştırmada yoksul aile çocuklarının yüzde 15'e yakını eğitim çağında çalışmak zorunda kalıyor, eğitimini yapamıyor. Yine, bunların yüzde 6'sı o aileye tek gelir kaynağı. Düşünebiliyor musunuz, bir çocuk çalışıyor, küçücük bir çocuk bir aileye bakıyor. 7,4 milyon çocuk yoksul. Vicdanlarınıza sesleniyorum: Bunları konuşmayacak mıyız, bunları yok mu sayacağız? Ha, iyi örnekler yok mu? Size iyi örnekler de vereyim ben: Bizim Beylikdüzü Belediyemiz "Beslenme Saati" projesi diye bir şeyi hayata geçirdi. Beylikdüzü'nde 675 ihtiyaç sahibi aile tespit edildi, 1.075 çocuğa gün içerisinde, çantayla, faklı zamanlarda, farklı yiyeceklerden oluşan beslenme desteği veriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Aynı şekilde Çankaya Belediye Başkanımız da bunu uygulamaya soktu. Beylikdüzü Belediye Başkanımız Mehmet Murat Çalık'a buradan teşekkür ediyorum, Çankaya Belediye Başkanımız Alper Taşdelen'e teşekkür ediyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 180 bin çocuğa süt ulaştırıyor, onlara da teşekkür ediyorum. Buradan, yüreğini ortaya koyan, Genel Başkanımızın "Dezavantajlı gruplara sahip çıkın." talimatına uyan bütün belediyelerime teşekkür ediyorum.

Ve size çağrıda bulunuyorum: Vicdanınızın olduğuna eminim, hepimiz vicdanlı insanlarız; otomatik el kaldırarak yoksul çocuklara burada sırtınızı dönmeyin, o yoksulluğa çare arayalım. O yoksulluğa çare, çözüm üretmeyecek bir Türkiye Büyük Millet Meclisinin halk karşısında meşruluğu tartışılır hâle gelir. Eğer elinizi otomatik kaldıracaksanız sizin oturduğunuz koltuk ile bizimki aynı olmayacak, halkımız bunu bilsin.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)