GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kültürel değerlerin tek millet gerçeğine katkısı ve Türkiye'de yaşanan sosyal gelişmelere ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:6
Birleşim:3
Tarih:05.10.2022

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Efendim, kültürel değerlerin tek millet gerçeğine katkısı ve Türkiye'de yaşanan sosyal gelişmeler... Kültürel değerler o kadar hayati önemde ki arkadaşlar ve tek millet gerçeği... Hakikaten eğer buradaysak, yüreklerimiz bir arada atıyorsa işte bu gerçekten dolayı atıyor, kültürel değerlerden dolayı atıyor ve onların yüzyıllara sâri, bizi et ile kemik hâline getirmesinden dolayı atıyor.

Arkadaşlar, Osman Yüksel Serdengeçti -Allah gani gani rahmet eylesin- bir kültür sohbetinde Mevlâna'ya atıfta bulunuyor, Mevlâna hazretlerinin bir benzetmesini kayda geçiyor ve diyor ki: "Efendim, dünya, mal, mülk, bunlar su gibidir, insan ise gemi. Su olmadan o geminin yürümesi mümkün değil ancak su gemiye sirayet ederse gemi batar." Öyleyse, gemiye sirayet etmemesi için, geminin batmaması için, salimen yüzmesi için olması gereken nedir? O kültürel değerlerle tezyin edilmek, donanmaktır.

Kültürel değer demişken arkadaşlar, bunu çok çeşitli hâle getirebiliriz, sayabiliriz ama ben bir şeye hususen işaret etmek istiyorum. Arkadaşlar, 30 Ağustos törenlerinde, Erzurum'da, efendim, törenler esnasında Erzurum Büyükşehir Belediyemizin bir etkinliği oldu; etkilendim, yüreğim kabardı, çok hoşuma gitti. Erzurum Büyükşehir Belediyemizin mehter takımı var, onlar çok yetkin bir biçimde, başka illerimize de gidip oralarda da gösteri yapıyorlar ama onun dışında Belediyemiz bir başka yapı oluşturmuş. Belediye Başkanımıza teşekkür ettim orada. Neydi o? Her bölgeye ait, hemen hemen her ile ait halk oyunlarını ifade eden bir yapı oluşturmuş. Orada izledik, seyrettik, takip ettik, samimi söylüyorum ki arkadaşlar, sadece Erzurum'a değil; efendim, Ege'den, güneyden, Güneydoğu'dan halk oyunlarını takip ederken baktım ki aynen dadaş barları gibi benim yüreğimde kıpırtı oluşturuyor. Bingöl oyunları öyle, Bitlis oyunları öyle, efendim, işte "İzmir'in efesi var." diyoruz ya, Ankara zeybek; hepsi bir şekilde bizim kodlarımıza sirayet etmiş, yüreğimize işlemiş. Onun üzerine şunu söylemek istiyorum arkadaşlar: Tek millet yani milletimizi her unsuruyla, her rengiyle, her kimliğiyle, her ismiyle yüreğimize koymuşuz ya, başımızın üstüne almışız ya, öyleyse bu değerleri de yaşatmamız lazım.

Bakın, Erzurum barları üzerine Sadettin Akatay isimli bir dadaş -1904'te doğmuş, 1944'te vefat etmiş, bir öğretmen- şiir yazmış arkadaşlar, barları tarif eden bir şiir yazmış -ara ara düğünlerde terennüm ediliyor, takip ediyoruz- emin olun ki Erzurumlu olması şart değil, Erzurum'un dışında olanların da o "Bar" şiirini dinlerken yüreği kopup genişliyor; çok sayıda şahit olduk, gördük. Ben de burada sizinle onu paylaşmak istiyorum yani bu değerleri yaşatalım diye. Ne diyor Sadettin Akatay?

"Yüzyılların ardından kopup gelen bir vakar,

Kahramanlık, yiğitlik, erlik destanıdır bar.

Bu oyunda gör bizi, geçme sakın ıraktan,

Gözün varsa seçersin barda karayı aktan."

Muhteşem bir benzetme değil mi arkadaşlar?

Bir başkası:

"Bir savaş seyri vardır dadaşın her barında,

Görünce kanın kaynar, o an damarlarında.

Doyum olmaz bir görsen Köroğlu'nun barını,

Güvenirsin gücüne, düşünmezsin yarını.

Dumlu'dan ta Basra'ya çağlayan selimiz var,

Bahtımız kara değil, bu gün Karasu kadar.

Bingöl yaratmadı mı kan çağlayan Aras'ı,

Hazar çalkalanırken kanar Türk'ün yarası.

Aman Aras, han Aras, Bingöl'den kalkan Aras,

Al başımdan sevdamı, hazarda çalkan Aras." (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

İBRAHİM AYDEMİR (Devamla) - "Dadaş çelik bir yaydır, onu germeye gelmez.

Çağlayan bir sel olur, dağlara da baş eğmez.

Yayla bulutu gibi yükselir yavaş yavaş,

Sonra birden sel olur, köpürür çoşar dadaş.

Doğu'nun sınır taşı Erzurum'un dadaşı,

Efesi var İzmir'in, eğilmez Türk'ün başı."

Bu kadar lezzetli bir anlatım olabilir mi arkadaşlar? Erzurum barlarını anlatıyor, dadaşları anlatıyor, Orhan Yegin'i anlatıyor dadaş olarak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sizin gibi de okuyamaz.

İBRAHİM AYDEMİR (Devamla) - Dolayısıyla arkadaşlar, bunları yaşatalım istiyoruz. Bunlar bizim değerlerimiz. Burada kardeşlerim var, Ağrı Milletvekili Abdullah kardeşim burada, beraber özümsemişiz tek millet hakikatini. Bunun için diyoruz ki: Hepimiz içselleştirelim ve bu millet potası altında dünyada çok özel bir noktaya gidelim. Herhangi bir etnik kimliği kimsenin inkâr ettiği yok, bunların hepsi bizim şerefimiz, onurumuz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Devamla) - Devam ediyor muyum?

BAŞKAN - Bitti efendim süreniz, bir dakikanızı verdim.

ERKAN AYDIN (Bursa) - Bir iki dakika daha verin efendim.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Bir dakika daha ver Başkan ya.

İBRAHİM AYDEMİR (Devamla) - Efendim, bunları biz başımızın üstünde taşırız, hepsini ama "tek millet" kavramı derken Türk milleti potası altında hepsini mezcediyoruz, hepsiyle beraber dünyada, milletler camiasında özel bir pozisyona yürüyoruz; inşallah bu yürüyüşümüz ilanihaye devam edecek, hepinizin buna katkısı da olacak, hepinize minnettarım.

Saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)