| Konu: | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 06.10.2022 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, sosyal medya yasa teklifi getirmişsiniz, yalan ve dezenformasyonla ilgili yani bilgi çarpıtmayla mücadele edecekmişsiniz. Şimdi, sormak istiyorum: Gerçekten siz yalana karşı mısınız, gerçekten yalanla mücadele edecek misiniz? Bir kez daha sormak istiyorum: Bu taslakta yazan -tane tane okuyorum- sırf halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi kamu barışını bozacak şekilde alenen yaymaya karşı mısınız siz? "Evet." diyorsunuz değil mi? Peki öyleyse.
O zaman, tam da buradan, Meclisten ve bizzat devleti yönetenlerden başlayalım. O taslakta bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası getiren madde var ya, ek yapalım buna ve diyelim ki: "Bu suç, milletvekilleri ve devlet yöneticileri tarafından işlenirse 5 katı ceza verilir." Var mısınız? Bir kere daha düşünün. Özellikle de şunu hatırlatmak isterim size: Sadece söylenen değil, söyleneni yaymak da suç ve bugüne kadar söylediklerinizi, birilerinin söylediklerini, yaydıklarınızı ve yaymak zorunda bundan sonra da olacaklarınızı bir düşünün. Ne oldu? Hâlâ ısrarlı mısınız?
Evet, sıralayalım: "Camide içki içtiler; görüntüler elimizde, bu cuma yayınlayacağız." "Gezi'de -dokuz yıl sonra- camilerimizi yaktılar."a geldi. "Van Yüzüncü Yıl Üniversitesini, Zonguldak Karaelmas Üniversitesini biz kurduk; 'Kuracağız.' dedik, kurduk." "Adnan Menderes Havalimanı'nı, Adıyaman Havalimanı'nı biz yaptık." "Biz, bu ülkede iktidara yürürken seçme ve seçilme yaşı 30'du. 30'dan aldığımız seçme ve seçilme yaşını önce 25'e sonra 18'e düşürdük." "Abdülhamit otuz üç sene gram yer kaybetmeden Osmanlı'yı yönetti." "Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi -rahipten bahsediyor- alamazsınız." "Dünyanın hiçbir yerinde medya, Türkiye'deki kadar serbest değildir." Evet, bunlar sizin, AKP'nin Genel Başkanının sözleri. Eminim, benim aklıma gelmeyen ama sizin ezberinizde olan daha epeyce bir yalan vardır.
Sağlık Bakanınız pandemi dönemi boyunca halka yalan söyledi yani yasa taslağındaki o, halkın genel sağlığıyla ilgili yalan var ya, işte onu söyledi. Her gün yaptığı açıklamalarla istatistik biliminin aklıyla oynadı ve iki yıldır bu ülkede TÜİK ölüm sayılarını açıklayamıyor.
İçişleri Bakanınıza gelelim, vallahi onun söylediklerini saymaya gerek yok çünkü onun doğru söylediğine sizler bile şahitlik edemezsiniz.
Bir de Fahrettin Altun var, evet, sarayın İletişim Başkanı, dezenformasyonu yani bilgi çarpıtmayı profesyonel bir iş olarak yapıyor ve bunun için de maaş alıyor. Nereden alıyor? Halkın vergilerinden.
Şimdi yeniden soruyorum: Bu yasayla siz gerçekten halka yalan söyleyenleri mi cezalandıracaksınız? Hayır, amacınız bu değil. Eğer öyle olsaydı başta Genel Başkanınız olmak üzere bilumum bakanınızı cezaevine göndermek zorunda kalacaktınız. Tabii ki bunu yapamazsınız çünkü zaten amacınız yalanı cezalandırmak değil, yalanların açığa çıkmasını engellemek. Yani taşlar bağlı yalanlar serbest.
Basın özgürlüğünde Türkiye, 2005'te 98'inci sıradaydı, bugün 149'uncu sırada. Her ay 50 gazeteci hâkim karşısına çıkıyor, 36 gazeteci ve medya çalışanı hapiste. Üstelik bunlar, medyanın yüzde 95'i iktidarınız tarafından kontrol edilen bir ülkede yani bu ülkede yaşanıyor ama size bu yüzde 95 yetmiyor; sizin derdiniz o kalan yüzde 5'i de zapturapt altına alıp yok etmek; o da yetmez, yurttaşların birbirine haber ilettikleri sosyal ağları da yok etmek. Yok edilmeli ki seçim döneminde iktidarınızın pislikleri ortaya dökülmesin, bağlanmadık taş kalmasın. Yani kadına yönelik sistematik şiddet asla gösterilmemeli, çocuğa yönelik cinsel istismar failleri haber yapılmamalı, Sedat Peker'in videoları zinhar yayınlanmamalı, Tarkan'ın eleştirilerinin üstü kuzu kuzu kapatılmalı, Çiğdem Toker ihalelerinizi deşmemeli. Bu yasa "Açım!" diye sokakta bağıranın sesi duyulmamalı yasasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
OYA ERSOY (Devamla) - Evet, burada hedef sadece gazeteciler, muhabirler değil, aynı zamanda bu ülkede yaşayan bütün halklardır ve halkların haber alma, bilgiye ulaşma hakkı gasbedilmek istenmektedir. Ve seçim yaklaştı, siz gideceksiniz, halktan oy isteyeceksiniz, propaganda yapacaksınız. Ne diyeceksiniz? "Bu yasayı, başta HDP olmak üzere engel olmaya çalıştılar ama biz çıkarttık." diyeceksiniz. Eklemeyi unutmayın: "Asıl yalan söyleyen siyasetçiler ceza alsın diye önerdiler ama biz karşı çıktık." deyin. Deyin ki: "Bu ülkede halka karşı yalan söylemek serbest."
Sevgili arkadaşlar, halka yalan söylemek suçtur, suç ve asla unutmayın, gerçekler yalandan güçlüdür. (HDP sıralarından alkışlar)