| Konu: | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 06.10.2022 |
ŞEVİN COŞKUN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 7'nci madde üzerine söz aldım. Genel Kurulu selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, konuşmama başlarken Süleymaniye'de düzenlenen saldırıda Jineoloji Editörü Gazeteci Nagihan Akarsel katledildi. Kadın mücadelesine ve kalemine yönelik bu saldırıyı buradan bir kez daha lanetliyorum. Hiçbir baskı ve saldırı kadın ve hakikat mücadelesini engelleyemez.
Değerli milletvekilleri, Abdülhamit tarafından yüz on dört yıl önce basına getirilen sansür ve baskılar bugün AKP eliyle getirilmek istenmektedir. Bu ülkede gazete binaları bombalandı, gazeteciler sokak ortasında katledildi. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra OHAL uygulamalarıyla haber ajansı, televizyon, radyo, gazete, dergi, yayınevinin de bulunduğu 177 medya kuruluşu bu iktidar tarafından kapatıldı, 2.500'e yakın medya çalışanı işsiz kaldı. DFG'nin verilerine göre, son altı yılda 4 bin civarında basın kartı iptal edildi. Medyayı ve toplumu tek tipleştirmeye çalışan iktidar yüzyıl öncesinde uygulanan sansür ve baskıları bugün "dezenformasyonla mücadele" adı altında yasalaştırarak toplumun eleştiri hakkını ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Haberin serbest dolaşımına, habere erişim hakkına bariyer getirilerek toplumdan yükselen itirazlar engellenmek istenmektedir. Bu gidişata "Dur!" demenin yolu basının özgürlüğünden geçmektedir çünkü basının özgürlüğü halkların kendi geleceğine dair söz söyleme özgürlüğüdür. Ancak bu teklifin hazırlanış aşamasında sivil toplum kuruluşları, gazeteciler, yazarlar ve meslek örgütlerinin görüşleri dikkate alınmamıştır. Bu teklif...
(Hatip tarafından "Basın Yasası Değil Susturma Yasası!" yazılı bir pankart açılması)
BAŞKAN - Sayın Coşkun, konuşmanızı kesmek istemiyorum ama Başkanlık Divanının kararı var yani kürsüde konuşma esnasında bu tarz herhangi bir materyal kullanmıyoruz. Yani oraya itiraz etmiyorum, biliyorsunuz ama bununla ilgili şey var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın Başkan, böyle bir karar yok.
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Kullanılıyor Başkan.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Bugüne kadar ilk kez mi kullanılıyor ya? Böyle bir usul yoktur Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın Başkanım, böyle bir karar yok.
BAŞKAN - Var, var; ben size çıkartır, biraz sonra okurum. (HDP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Yok böyle bir karar.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Hayır Sayın Başkan, yani bugüne kadar hep kullandık.
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Başkan, var ya, daha önceden de kullandık.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Bakanlar kullandı Başkan, bakanlar.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bakanlar her gün kullanıyor, biz de kullanıyoruz.
BAŞKAN - Arkadaşlar, ben size söyleyeceğim, göstereceğim, müsaade edin.
Buyurun, devam edin.
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Bu teklif iktidar ve çevresinin istek ve taleplerine göre şekillendirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, "Dezenformasyonla mücadele edeceğiz." diyen iktidar olunca durum daha da komik bir hâl almaktadır. Çünkü trol ordusuyla sosyal medya linci, hedef gösterme, yalan, dezenformasyon konusunda iktidar mahirdir. Evet, kime göre, neye göre dezenformasyon? Örneğin, 2017 Diyarbakır "Nevroz"unda Kemal Kurkut'un polis kurşunuyla öldürülmesini fotoğraflayan Gazeteci Abdurrahman Gök yaptığı haber nedeniyle yargılandı. Van'da gözaltına alındıktan sonra işkence gören ve "Helikopterden atıldı." haberiyle gündeme gelen Servet Turgut'un yaşamını yitirdiğine dair yapılan haberler suç sayıldı, 4 gazeteci yargılandı.
İktidarın getirdiği bu yasa teklifiyle gerçeklerin toplum tarafından bilinmesi engellenecektir. Biliyoruz ki sansür yasası, seçime giderken ülkedeki 8,5 milyon işsizi, 10 milyonu aşkın yoksulu, yüzde 186 olan enflasyonu ve yaşanan hak ihlallerini örtbas etme çabasıdır. Sadece 2022'de yaşanan en az 285 kadın cinayetinin, son on iki yılda yaşanan 18 bini aşkın işçi ölümünün, artan çocuk istismarının, son dokuz ayda cezaevlerinde yaşanan 62 ölümün, ölüme terk edilen hasta tutuklu ve hükümlülerin, mevsimlik tarım işçilerinin, sanatçıların ve barınamayan öğrencilerin içinde bulunduğu zor durumun kamuoyu tarafından bilinmesi iktidarın işine gelmemektedir. İktidar "dezenformasyonla mücadele" adı altında gerçeklerin üzerinde tahakküm kurmak istiyor. Bu şekilde ömrünü uzatabileceğini düşünen iktidarın içinde bulunmuş olduğu çürümüşlüğün üstünü hiçbir sansür örtemez.
Değerli milletvekilleri, bu teklifle birlikte, özlük hakları, basın kartı, tanınma gibi talepleri olan internet haberciliğine yönelik de yeni suçlar icat ediliyor. Gazeteciler haber kaynağını açıklamaya zorlanacak, haber nedeniyle yargılanacaktır. Bu teklifin yasalaşması hâlinde basın ve ifade özgürlüğüne dair yargılamalar ve baskılar daha da artacaktır çünkü Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütüne göre, Türkiye basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 149'uncu sırada ve Türkiye'de 9'u kadın 79 gazeteci şu an cezaevinde. Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinin verilerine göre, 2021 yılında 47 gazeteci hakkında toplam yüz otuz üç yıl sekiz ay yirmi bir gün hapis cezası verilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Başkan, tamamlayayım.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - 2022 yılının ilk sekiz ayında, dijital medyada hak ihlallerinin de içinde yer aldığı 399 habere erişim engeli, 71 habere de yasak kararı getirilmiştir.
Buradan soruyoruz: Bu hukuksuzluklar karşısında gazetecilerin haklarını iktidarın getirmek istediği bu sansür yasa teklifi mi koruyacak? Tabii ki de hayır. Hakikati, gerçekleri topluma ulaştırma mücadelesi veren özgür basın emekçileri bundan sonra da gerçekleri halka ulaştırmaya devam edecek. Çok iyi biliyoruz ki özgür basın ve habercilik, tekçi iktidarın dediği gibi terör faaliyeti değil, hakikatin peşinde vicdani bir kamu hizmetidir, asla sansürlenemez.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)