| Konu: | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 06.10.2022 |
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bu teklif tüm muhaliflerin sesini tamamen kısma teklifidir, gazeteleri karartma ve sosyal medyayı kullanılmaz hâle getirme teklifidir, açıkçası sansür yasasıdır. Basın Konseyini kendinize bağlayacaksınız, gazetecilere basın kartı vermeyi İletişim Başkanınızın keyfine bırakacaksınız, basın özgürlüğünü yok edeceksiniz; amacınız ise baskıcı ve otoriter tek adam rejiminizin devam etmesi.
Bu teklifte sosyal medya kullanıcılarının şansına ise sosyal medyada sansür; daha da doğrusu, daha da acısı otosansür düşüyor. Halk arasında endişe, korku ve panik yaratma saikiyle -ne demekse- ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi alenen yaymak, bir de bunu da aynı şekilde, kamu barışını bozmaya elverişli bir şekilde yaymak; yeni bir suç türü getiriyorsunuz ve buna hapis cezası öngörüyorsunuz ve bunu katalog suç yapıp insanları tutuklamaya sevk ettireceksiniz. Peki, kime göre yalan haber? Böyle subjektif hususlarda kanun yapıyorsunuz, ceza maddesi, ceza hükmü getiriyorsunuz ama bu sizin otosansürü ve sansürü çok isteyip muhaliflerin sesini tamamen kısma isteğinizden kaynaklanıyor.
Siz savcıları, daha doğrusu saraya bağlı savcılarınızı, siyasallaştırdığınız savcılarınızı internetin, sosyal medyanın ve gazetelerin RTÜK başkanı hâline getirmeye çalışıyorsunuz. Sizlere birkaç örnek vereyim: AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan "Geziciler cami yaktı." dedi. Şimdi, bu yasa bu hâliyle geçerse "Hayır, cami yakılmadı, yalan!" diyen bir kişi ne olacak? Kim yalan haber paylaşmış olacak? Kimin hakkında dava açılacak? Sizin ve kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Mesela "128 milyar dolar nerede? Buharlaştı." dediğimiz zaman ne yapacaksınız, savcılarınız ne yapacak? Aynı şekilde "Kaç Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı sattınız?" dediğimiz zaman, bu, dezenformasyon mu olacak? TÜİK çıkacak, enflasyonu düşük gösterecek; gerçek enflasyonu yazan ekonomistler hapse girecek, öyle mi? Evet, bunu istiyorsunuz. Hani sık sık siz Almanya'yı örnek gösteriyorsunuz ya; evet, Almanya'yı örnek gösterin ama 2022 değil, 1942 Nazi Almanyasını örnek alıyorsunuz. Hitler yaşasaydı, kesinlikle sizi kıskanırdı.
Değerli milletvekilleri, AKP iktidarı ve tek adam rejimi, gazeteciler onurlarıyla mesleklerini yapmasın, iktidarın dediğini yazsın istiyor; kendi yalanlarını kabul etmeyen, gerçekleri yazan gazetecileri de işsizlikle, cezalarla ve hapisle tehdit ediyorlar.
Bakın, faşizm, konuşma yasağı değildir; söyleme mecburiyetidir, söyleme mecburiyetidir faşizm. Saray faşizmi şu anda bütün gazetecileri kendi yalanlarını söyleme mecburiyetine itmek istiyor. Seçim sürecinde istedikleri manipülasyonları yapmak isteyecekler, istedikleri yalanları söylemek isteyecekler, bunun karşısında gerçeklerin yazılmasını istemeyecekler ey halkım!
Bakın, halkın açlığı ortada, işsizlik ortada, yolsuzluklar ortada, yoksulluk ortada, kayyum atanan şirketleri kimlerin nasıl soyduğu ortada, hazinenin yağmalandığı ortada, doğanın nasıl kirletildiği ortada ama siz bunların yazılmamasını isteyeceksiniz; güneşi de balçıkla sıvayamazsınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın değerli milletvekilleri, hiçbir gerçeği yazmayan, saray karanlığını manşetlerine taşıyan gazeteler istiyorsunuz. İşte böyle gazete istiyorsunuz, böyle gazete; hiçbir şey yazmasın, karanlık olsun, sizin dediklerinizi yazsın ya da hiç yazmasın ve yaşamasın istiyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Hiçbir gerçeği yazamayan, saray karanlığını yazan gazeteleri burada esefle kınıyorum. Bakın, İletişim Başkanı diye bir şey çıkardınız, maşallah, devletin memuru değil, AKP'nin propaganda bakanı.
Biz olanları, hakları gasbedilen, saldırıya uğrayan öğrencilerin gözlerinde, sadece "tweet" attı diye hapsedilen çocukların, yaşlılarımızın göz yaşlarında, ayın sonunu getiremeyen çalışanların bordrolarında görüyoruz. Biz gerçeğin ne olduğunu görüyoruz, herkes görüyor ama siz bir türlü gerçeği kabul etmek istemiyorsunuz. Hoşunuza gitse de gitmese de gidiyorsunuz. "Akıntıya kürek çekmek." diye buna denir ama akıntıyı boş verin, siz alabora olmuşsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALPAY ANTMEN (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
ALPAY ANTMEN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bakın değerli milletvekilleri, bizler halkın haber alma özgürlüğünü, vatandaşların ifade özgürlüklerini her koşulda, size rağmen, savunmaya devam edeceğiz. Gazetecilerin işlerini rahat şekilde yapabilmesi, özgür medyanın yeniden kurulması için mücadeleye devam edeceğiz. İlk seçimde bu diktatörlük meraklıları elbet gidecek. Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakı iktidarında demokrasinin olmazsa olmaz dördüncü kuvveti, bağımsız medya olacak. Umut, özgürlük, bilgi, barış, kardeşlik, huzur nehri akacak, geliyor gelmekte olan ve bu diktatörlüğünüz sona erecek diyor, Sayın Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)