| Konu: | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 06.10.2022 |
YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Söz konusu teklifin 12'nci maddesi basın kartlarıyla ilgili sınırlamaları düzenlemekte. Bu sınırlamalar içerisinde düzenlenen bir bölümle basın kartı sahibi olanların ayrıca basın dışı faaliyetlerde bulunamayacağı -ki bunların içerisinde ticari faaliyetler de var- düzenleniyor. Ancak, diğer taraftan, bir başka maddeyle yapılan düzenlemede vakıf, dernek yöneticilerine ve mensuplarına da basın kartı verilerek büyük bir tezat oluşuyor, dolayısıyla söz konusu düzenleme bir yanıyla yeni sorunlara neden olacak bir düzenleme olarak görülüyor.
Şimdi, 12'nci maddeyle ilgili durum bu, 12'nci maddenin dışında, ayrıca, Basın Kartı Komisyonuyla ilgili de durum yine yapılan düzenlemeyle şu hâle gelmiş oluyor: Basın Kartı Komisyonunun hamisi durumuna gelecek olan İletişim Başkanı, Basın Kartı Komisyonunda bir gazetecinin bile bulunmasına tahammül edemeyecek noktaya gelmiş. 9 kişilik Basın Kartı Komisyonunda gazetecilerin bulunmasına müsaade edilmeyecek her türlü önlem alınmaya çalışılmış. Bunlarla sınırlı değil tabii. Bu neden yapılıyor? Çünkü bu yasayla aynı zamanda medya operasyonları düzenlenmeye çalışılıyor.
Şimdi, biz bu yasa teklifini komisyonlarda haziran ayında görüştük, iki komisyon görüşmesinden sonra yasa teklifinin Genel Kurula gelmesi ertelendi ve bazı değişiklikler gerçekleştirildi. Bu değişikliklerden biri de yine Basın Kartı Komisyonunun kararlarının İletişim Başkanlığı tarafından onaylanmasının kaldırılması şeklinde oldu. Belli ki İletişim Başkanının bazı düzenlemelerin kaldırılmasından ve ertelenmesinden duyduğu rahatsızlık Türkiye Büyük Millet Meclisine parmak sallamasına kadar gitmiş; en hafifinden gönderme niteliğinde bir karar almış oldu, bu karar da yasa teklifi ertelendikten sonra 5 Ağustos tarihinde bir Twitter paylaşımıyla ortaya çıktı. Bu Twitter paylaşımında, İletişim Başkanı, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi kurulduğunu ve Başkanının da atandığını ilan etti.
Değerli milletvekilleri, bir yanıyla "sansür" olarak değerlendirilen ama sadece bununla sınırlı kalmayan, diğer taraftan, yasa teklifini getiren arkadaşlarımız tarafından "dezenformasyon yasası" olarak değerlendirilen -ki kesinlikle bir dezenformasyon mücadelesinin hiçbir unsurunu barındırmadığı gibi dezenformasyonu gölgelemeye yönelik bir düzenleme olan bu düzenleme- aynı zamanda, meslek örgütlerinin çok önemli bir kısmının karşı çıktığı, çok önemli bir kısmının katılmadığı ve desteklemediği bir düzenleme. Bu düzenlemede Adalet ve Kalkınma Partisini destekleyen, Milliyetçi Hareket Partisini destekleyen yerel gazeteciler de yok. Onların da tutumu bu yasa teklifinin kendilerini yok etme sürecini hızlandıracağı yönünde.
Adalet ve Kalkınma Partisinin medyayla ilgili operasyonları tabii ki Türkiye'nin basın ve demokrasi birikimleriyle ortadan kaldırılacak, Adalet ve Kalkınma Partisinin medya alanını bir operasyon alanı hâline getirmesi çok kısa bir zamanda son bulacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
YÜKSEL MANSUR KILINÇ (Devamla) - Bunu hangi anlayışla yapacağız? Rehberimiz Büyük Atatürk olacak ve onun gösterdiği yol. Atatürk "Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hülasa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep ve bir rehberdir." demekte.
Değerli milletvekilleri, bu yasa teklifi, dezenformasyon odaklarını gölgelemeyi amaçlamaktadır. Dezenformasyon odakları doğru bilgiyle, halkın doğru bilgilendirilmesiyle, özgür ve bağımsız medyanın gücüyle engellenebilir.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)