| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 5 |
| Tarih: | 11.10.2022 |
CHP GRUBU ADINA TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Filmin adı "Evimdeki Yabancı" izlemişsinizdir herhâlde. Evinizde oturuyorsunuz, sizin dışınızda birtakım insanlar daha sizinle beraber ortaklar, orada oturuyorlar. Baktınız mı evlerinize sevgili arkadaşlar, ikametgâh adreslerinize baktınız mı? 10 kişi, 20 kişi, tanımadığınız insanlar olabilir; birazdan hukuki sakıncalarını da söyleyeceğim. Bence İçişleri Bakanı da adresine baksın, Emniyet Genel Müdürü de baksın, tanımadıkları adamlar, mesela uyuşturucu baronları falan sağda solda çıkabilir, dikkat edin, bu adreslerde çıkabilirler, çok da piyango olmaz. Niye bunları söylüyorum? Ya dünyadan haberiniz yok ya işinizi doğru yapmıyorsunuz. Eğer bu ülkede, Anayasa'nın 5'inci maddesine göre, güvenlik kuvvetleri, İçişleri Bakanlığı varsa ve bizim huzurumuzu sağlamakla mükellefseler adresimizde fazladan görünen insanlardan haberleri yoksa günaydın, bu ülkeyi yönetmiyorlar demektir, haberleri varsa suçun ortağıdırlar demektir. Siz neyi tercih edeceksiniz şimdi? Ya çıkın "Haberimiz yok." deyin ya çıkın "Haberimiz var." deyin; ikisi de sizin sorumluluk hanenize yazılır. Bakın, İcra İflas Kanunu'nun 97'nci maddesi var -sürpriz şeylerden bahsedeyim ben size- o maddede, adreste görünen insanlardan bir tanesi için o adrese borçlu olarak hacze gidildiğinde masum vatandaşın malı "birlikte elinde bulunduran" olarak adlandırılır ve haczedilir, haberiniz olsun. Suç işlerse bu bilinmeyen kayıtlı kişiler, vatandaşın evine gece baskın da yapılır, başına iş de gelir, eğer fiziki takip gibi şartlar varsa örgüt suçu, şu, bu, falan filan diye, masum vatandaş bu takibin kurbanı da olur, siz bunu ne hakla bizim vatandaşımıza uygun buluyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Niye bu ülkeyi gerçekten modern, çağa uygun, hukuki güvenlik hakkına, özgürlük hakkına uygun olarak yönetmeyi beceremiyorsunuz? Yoksa bilerek mi yapıyorsunuz? Seçim güvenliğini tehlikeye atmak acaba sizin kasti olarak ortaya koyduğunuz bir tablo olabilir mi? (CHP sıralarından alkışlar)
İki soru sordum, AK PARTİ adına çıkan vatandaştan bunun cevabını istiyorum burada. Bir, beceremiyor musunuz? İki, suçun ortağı mısınız? Bu ülkenin güvenliğini kim sağlayacak, bizim adreslerimizin masuniyetini, hukuki güvenlik ve özgürlük hakkımızı kim sağlayacak? İçişleri Bakanı sağlamayacaksa, Emniyet Genel Müdürü sağlamayacaksa, güvenlik kuvvetleri sağlamayacaksa onların görevi nedir, milletvekilinin bacağını kırmak mıdır görevleri? "Metruk yerleri yıkın, mevzuatı sonra gelir."midir görevleri? Bizim Anayasa'mız kamu görevini böyle mi tarifliyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika istirham ediyorum.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Ülke yönetmiyorsunuz, kaos yaratıyorsunuz, kaostan da besleniyorsunuz. Eğer bu ülkenin vatandaşının kahir çoğunluğu diyorsa ki "Adresimde kimin olduğunu bilmiyorum, başıma neyin geleceğini bilmiyorum, kullandığım oyun karşılığında başka bir özgül ağırlık merkezinin yaratılıp yaratılmadığını bilmiyorum." bu psikolojiyle yaşıyor ise bunun cevabını buradan vermek mükellefiyeti taşıyorsunuz. Bir ülkenin vatandaşları Anayasa'yla teminat altına alınmış şekilde kendilerini güvende hissetmiyor iseler siz iktidar olarak batağın içindesiniz, aciz hâlindesiniz, vatandaşın hukuki güvenlik ve özgürlük hakkını heba etmiş yerdesinizdir. Tekrar soruyorum: Kasten yapıyorsanız, çıkın, deyin ki "Kasten yapıyoruz." Beceremiyorsanız "Beceremiyoruz." deyin; becerecek birisi gelir, bu vatandaşı her türlü güvenlik altına alır.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)