GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:5
Tarih:11.10.2022

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; 340 sıra sayılı yasa önerisi madde 15'e göre basın kartının Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından iptali, basın özgürlüğü güvencelerine aykırı düzenlemelerin devamı niteliğindedir. Düzenlemeler bütünü, özgürlükler hukuku tekniğine ve siyaset bilimi verilerine aykırıdır. Şöyle ki: Özgürlükler bakımından 9 ana ilkeye aykırılık teşkil etmektedir.

1) Anayasa'da öngörülmeyen nedenler yasada kullanılamaz. Hak ve özgürlükler yalnızca anayasal nedenlerle sınırlanabilir. Basın ve sosyal medya özgürlüklerini sınırlamak için yasa önerisine konulan nedenler Anayasa madde 28'de yoktur.

2) İfade özgürlüğü güvencesindeki kavramlar suç olamaz. Şiddete çağrı, ırkçılık, kin ve nefret yayıcı söylem, özel ve ailesel yaşama ilişkin beyanlar özgürlük koruması dışında kalır. Ne var ki teklif, düşünce özgürlüğü kavramlarını suç saymaktadır.

3) Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı yönetmelik çıkaramaz. Kamu tüzel kişiliği bulunmayan CİB'e yönetmelik yetkisinin üstelik yasayla düzenlemesi gereken alanlarda tanınması Anayasa dışıdır.

4) İdari birimler, özgürlükleri sınırlama aracı olamaz. CİB ve CİB komisyonu, BTK ve Basın İlan Kurumu gibi siyasal ve idari hiyerarşik yapı içinde yer alan ve özerk olmayan birimlere tanınan basın özgürlüğünün kullanılmasını engelleyici yetkiler, erkler ayrılığının biçimsel kaldığı bir anayasal kurguda bile olanaksız olup medya üzerinde vesayet yaratıcıdır.

5) Anayasa Mahkemesi kararı yadsınmıştır. Erişim engellerine ilişkin 5651 sayılı Yasa üzerine AYM pilot kararı gereği düzenlemeler yapmak yerine, öngörülebilir olmayan ifadelerle getirilen yeni erişim engeli Anayasa'ya açıkça aykırıdır.

6) Çifte etki analizi yapılmamıştır. Sosyal medya hükümleri içeren 7253 sayılı Yasa'nın ve bu önerinin etki analizi yokluğu, yasama belleği ve yasal etkinlik zaafıdır.

7) Çifte resmî bilgi kirliliği meşrulaştırılamaz. Zaten tescillenmiş sosyal medya trolleriyle demokratik çoğulculuğu ve serbest tartışmayı yok etmeyi meslek edinenleri maaşa bağlayan parti yönetimi, yeni sansür düzenlemesiyle bilgi kirliliğini resmîleştirerek yasal bir yasaklamayı da yürürlüğe koymuş olacak.

Dezenformasyonu önleme gerekçesiyle hazırlamış olsa da aslında yurttaşların, toplumun bugününü ve geleceğini ilgilendiren bilgilerden yoksun kılınmasını amaçlayan yasanın yapımı bile bilgi kirliliği eşliğinde yürütülmektedir.

8) Savaş hükmü olağan hukuk düzenine uygulanamaz. Yanıltıcı bilgiye ilişkin madde 29 ifade özgürlüklerini 2 yönden tehdit etmekte. Bir yandan yurttaşlar için caydırıcı etki yarattığı için otosansür sonucunu doğurmakta, öte yandan ise eleştiri niteliğindeki düşünceler "gerçeklik ve değer yargıları" adı altında hukuk devleti ve yasallık ilkelerinin gerektirdiği belirlilik ve öngörülebilirlik ögelerini içermemesi nedeniyle cezai yaptırıma tabi tutulacaktır. Açık ve yakın tehlike ölçütleri tümüyle dışlanılarak "gerçeğe aykırı haber yayma" adı altında savaşta dahi dar kapsamda ve ölçülü biçimde uygulanabilecek bir sınırlamanın olağan dönemde sınırları belirsiz olarak ve daha sert şekilde uygulanması hukuk düzeni ve toplumsal barış için tehlikelidir.

9) Ulusal egemenlik gölgelenemez. Özgürlük alanını kısıtlayan ve yurttaşı cezayla tehdit eden, "dezenformasyonla mücadele" adı altında hakkın özüne dokunan ve düşünce suçu ihdas eden bu öneri, demokratik siyaset alanını daraltan seçim yasası değişikliğinden sonra demokratik toplumu baskılama amacına yöneliktir. Nitekim Venedik Komisyonu ve Avrupa Konseyinin diğer organları, seçim öncesi böyle bir düzenlemenin -madde 29 açısından- potansiyel sonuçlarından demokrasi açısından duydukları endişeyi haklı olarak dile getirmişlerdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Özgürlükler hukuku tekniğine aykırı 9 ilkenin sonunda siyaset bilimine ilişkin şu 9 ilke siyaset bilimine göre faşizmin başlıca 9 özelliği: İnsan haklarının aşağılanması ve hor görülmesi, sürekli düşman ve günah keçisi üretme, cinsel ayrımcılığın tırmanması, ulusal güvenlik ve beka takıntısı, din ve yönetimin iç içeliği, iktidarı destekleyen özel sermayenin korunması, emek gücünün baskı altına alınması, aydınların, sanatçıların ve bilim insanlarının küçümsenmesi, kitle iletişim araçlarının denetimi ve sansür. Özetle, hukuk devleti ve demokratik toplum düzenine aykırı olan yasa önerisi, Cumhur İttifakı'nın kendi bekasını koruma telaşıyla totalitarizme doğru yürüyüşünü yansıtmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Bütün bunlara karşın, tekelci, tek kişi yönetiminin bilgi ve haber üretimini engellemek için, niyeti, kanaati ve düşünceyi baskılayarak resmî yalanlara dayalı "hakikat tekeli kurgusu", insan hakları temelinde hukuk yoluyla demokrasi mücadelesine ivme kazandıracaktır.

Teşekkürler.