| Konu: | Gelir vergisi dilimlerine, Çarşamba Şeker Fabrikasına ve RTÜK üyeliğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 12.10.2022 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Sayın Başkan, biliyorsunuz, ücretlilerden vergi alınıyor -elbette bütün dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de alınıyor- fakat burada bir tuhaflık var. Maalesef, bu vergi dilimleri, gelir vergisi dilimleri çok düşük miktarlarda, oranlarda artırıldığı için geçmiş yıllara göre ücretliler yani çalışanlar, işçiler, memurlar yüksek vergi dilimlerine yılın içerisinde patır patır giriyorlar bir anlamda. Şimdi, rakamlara baktığımızda, mesela, bu yılın toplamında yaklaşık yüzde 90 civarında -enflasyon çok yüksek olduğu için maalesef- bir ücret artışı oldu , maaş artışları oldu fakat baktığınızda vergi dilimlerindeki artış yüzde 30 ila 33 arasında kaldı. Dolayısıyla, vergi dilimleri üzerinden, vergi dilimlerinin alanın dar tutulması veya ücret artışlarına paralel bir şekilde artırılmaması yüzünden ciddi bir vergi yükü doğdu çalışanlarda. Şimdi, Anayasa diyor ki: "Vergi kanunla konulur." Aslında hiçbir kanuni düzenleme yok, kanunda da bir değişiklik yok fakat bu vergi dilimleri -bu Maliye Bakanlığının bir tasarrufu- üzerinden yapılan bu operasyonla diyelim veya vergi dilimlerin düşük artırılması suretiyle çalışanların vergi yükü olağanüstü şekilde artırılmıştır. İnsanlar zaten geçinmekte zorlanıyor, insanlar zaten sıkıntıda, bir de haksız bir vergi alınması suretiyle insanların net ücretinin daha da azaltılması hiçbir şekilde kabul edilemez.
Şimdi, bu konu Bakan Nebati'ye televizyonda soruluyor, kendisi diyor ki: "Bunun yükü 200 milyar lira, bunu kabul edemeyiz." Ya, bu hesabı size kim yapıyor kardeşim? Sizin hesaptan kitaptan haberiniz yok mu? 2022 yılında güncellenmiş, arttırılmış vergi tahsilat rakamlarına göre toplam gelir vergisi tevkifatı zaten 300 milyar lira. Biz biliyoruz ki -bu çok açıklanmıyor ama geçmişten gelen, teknisyenliğimizden bildiğimiz rakam- vergi tevkifatlarının yaklaşık 55'i ücret tevkifatıdır. Yani 2022'de bütün ücretlilerden toplayacağımız vergi zaten 165 milyar lira. Yani "Ücretlilerden hiç vergi almıyorum, bütün oranları sıfırladım." deseniz 2022 yılı maliyeti 165 milyar lira, 2023 yılı için de bunun maliyeti en yüksek 250 milyar lira olur. Bu, vergi dilimlerindeki artış eğer ücret artışlarına paralel bir şekilde arttırılmış olsaydı, buradan şu andaki tahsilata göre vergi kaybı... Buna vergi kaybı da diyemeyiz yani hukuksuz vergi alınıyor. Bu hukuksuz vergi 25 milyar lira, 2023 yılında 38 milyar lira olurdu. Anlatabiliyor muyum? Yani dolayısıyla hukuksuz bir şekilde 2022 yılında 25 milyar lira çalışanlardan vergi alınmıştır. 2023 yılı için de 38 milyar liradır, bunun düzeltilmesinin doğuracağı vergi kaybı da bu kadardır. Bu hukuksuz vergi artışına "Dur!" demek lazım, çalışanların sesine kulak vermek lazım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; diğer bir konu, bu Çarşamba Şeker Fabrikası meselesi. On bir yıldır Çarşamba Şeker Fabrikası kapalı. Niye kapalı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Çünkü işte, şu denildi, bu denildi, her seçim döneminde "Yeniden açacağız." denildi, her seçim döneminde vaatler verildi, hâlâ kapalı. Ve üstelik, Çarşamba Şeker Fabrikası, şu anda şeker fabrikalarının, devletin elinde olan şeker fabrikalarının içerisinde teknolojisi de en yeni olan şeker fabrikası. Bir yandan "üretim, ihracat" bilmem ne diyeceksiniz, bir yandan da... Yani orada çiftçi üretmek istiyor, fabrika var, çalışanları duruyor, fabrika on bir yıldır kapalı. Şimdi, en son ne duyduk? Çalışanların lojmanları bedelsiz bir şekilde TOKİ'ye devredilmiş ve bakın, yağmalama bu, yağmalamadır, bunun başka bir adı yok, buna ilişkin görüntüler var, şimdi, peyderpey makineler boşaltılıyor ve böyle bir fiilî durum yaratılıyor. Çarşamba ve bizim bölgemiz için; sadece Çarşamba değil, oradaki bütün bölge için Çarşamba Şeker Fabrikası önemlidir, biz bunun bir an evvel açılmasını istiyoruz, bu yağmaya da bir son verilmesini istiyoruz.
Şimdi, diğer bir konu, son günlerde kamuoyunun gündeminde, bu RTÜK üyeliği meselesi. Sayın Başkan, biliyorsunuz, Taha Yücel'in istifasıyla...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
1 Temmuz itibarıyla RTÜK üyesi olan Taha Yücel görevinden ayrılmıştır. Buna ilişkin kamuoyuyla paylaşılan bir bilgi yok, tabii, şeffaflık sıfır olduğu için bu Hükûmette; biz bunu nerden anlıyoruz? ASELSAN "web" sitesinde Taha Yücel'in kendi açıklamasından anlıyoruz, diyor ki: 1 Temmuz itibarıyla ben RTÜK'ü boşalttım, ASELSAN'daki görevime başladım. Şimdi, RTÜK Kanunu ne diyor? 35'inci maddesinin (5)'inci fıkrası diyor ki: "...üyeliklerde herhangi bir sebeple boşalma olması hâlinde, boşalma tarihinden veya boşalma tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise tatilin bitiminden itibaren bir ay içinde aynı usulle seçim yapılır." Şimdi, boşalma tarihi ne? 1 Temmuz; o zaten bekletilmiş, bilerek yapılmış bir tarih. Ama 1 Temmuzda Türkiye Büyük Millet Meclisi açıktı, bunlar tabii "1 Temmuz Cuma, Türkiye Büyük Millet Meclisi tatile girecek." hesabından böyle bir şey yaptılar fakat açığa düştüler. 1 Temmuzda Türkiye Büyük Millet Meclisi açıktı, çalıştı. Kanuna göre...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - Toparlayacağım Başkanım. Bu konu biraz mühim, biraz da şey müsamahanıza sığınacağım.
1 Temmuzda Meclis açık, dolayısıyla kanunda "Meclis açıksa bir ay içerisinde Mecliste seçim yapılması lazım." diyor. Bunun için RTÜK yazı yazmış, bunun çok bir önemi yok. Tabii, RTÜK'ün biz ne kadar siyasallaştığını biliyoruz zaten, RTÜK'ün tetikçilik yaptığını bilmeyen yok. RTÜK'ten yazı beklemenin bir anlamı yok, yazı beklenmesi gerekmiyor, kanun "RTÜK'ten yazı beklenir." filan demiyor, Meclis Başkanının inisiyatif alıp bunu yapması gerekirdi. 1 Ağustosta Meclis kapalı, şu denilebilir: "Efendim, 1 Ağustosta Meclis kapalı olduğu için biz bunu yapamadık, gecikti." Ama 1 Ekim tarihinde o zaman niye bu yapılmadı? Hadi 1 Ekim Cumartesiydi, o gün özel bir gündemdi. Geçen hafta Anayasa Mahkemesi üyeliği dâhil seçimler yapıldı, niye bu yapılmadı? Niye yapılmadı? Çünkü o günkü aritmetiğe göre yani düne kadarki olan aritmetiğe göre bu seçim yapılmış olsaydı bu üyelik İYİ Partiye geçecekti. İYİ Partinin hakkı olan üyelik, şimdi, bir operasyon yapıldı... AK PARTİ dün yeni bir transfer yaptı, o mevzuya girmiyorum ben.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - O, sayın milletvekilinin takdiridir, o konuya girmiyorum ancak bu, yazın gündeme gelmişti, tepkiler olunca durduruldu. Şimdi herhâlde acele edildi, dünkü AK PARTİ'ye geçişten sonra, aritmetik olarak, Meclis aritmetiğine göre İYİ Partiye verilmesi gereken, İYİ Partide olması gereken RTÜK üyeliği tekrar AK PARTİ'ye geçti. Ne yapacağız yani şimdi, biz de bir transfer mi yapacağız? Böyle bir şey olabilir mi? Yani böyle bir hukuksuzluk kabul edilebilir mi? Burada bir hak gasbı var Sayın Başkanım. Yani biz bu Hükûmetin hukuk tanımadığını, siyasi nezaketi olmadığını filan biliyorduk ama "bu kadarına pes!" dedirtecek bir durum ortaya çıkmıştır. Hatta bakın, Meclis Başkanlığı... Yani burada benim muhatabım sadece RTÜK değil, Meclis Başkanlığı da bizim muhatabımız. Meclis Başkanlığı, mesela, 2005 yılında aynı şeyle karşılaşmış -burada, işte, buyurun tutanakları var- 2005 yılında RTÜK üyeliği seçimi için Meclis olağanüstü toplanmış. Hadi burada olağanüstü toplanmıyor, ya hiç olmazsa Meclis açılmış, on iki gün olmuş; niye bu, gündeme alınmıyor? Bu aritmetik beklendi, Meclis aritmetiği üzerinden siyasal mühendislikle İYİ Partinin hakkı gasbedilmiştir, hukuksuzluk yapılmıştır, kanun açıkça çiğnenmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son sözlerinizi alayım Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim.
Bunu hiçbir şekilde kabul etmek mümkün değil. Tarafsız olan, olması gereken RTÜK zaten tarafsız olmadığı gibi, Meclis Başkanlığı da tarafsız bir şekilde davranmamıştır ve bunun, bu üyelik seçiminin yapılması bugüne kadar engellenmiştir; şimdi, bundan sonra yapılacaktır. Bugün ne öğrendik? Dün biliyorsunuz aritmetik değişti bir transferle, bugün sabah itibarıyla RTÜK yazı yazıyor; böyle bir şey olmaz ya, gözümüzün içine baka baka üç buçuk ay sonra RTÜK yazı yazıyor. Yazıklar olsun, bu kadar hukuksuzluğa değmez, 1 RTÜK üyeliği için değmez Sayın Başkan. Bu, iktidarın geldiği âcizliği de gösteriyor; bu, bitmişliği; bu, tükenmişliği gösteriyor. 1 tane RTÜK üyeliğinden medet uman bir siyasal iktidar bugün Türkiye'yi yönetiyor.
Teşekkür ederim.