| Konu: | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 12.10.2022 |
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar tarafından "dezenformasyonla mücadele yasası" diye takdim edilen, kamuoyunda da "sansür yasası" olarak görülen teklifin 19'uncu maddesi Basın İlan Kurumu Genel Kurul üye sayısını 42'ye çıkartmayı öngörmektedir; muğlak olmayan nadir maddelerinden biri teklifin.
Basın İlan Kurumu Genel Kurulu 2021 yılında neredeyse hiç toplanmadığı için, özellikle ticari reklam ve ilan gelirleri kısıtlı olan yerel gazeteler ağır enflasyondan çok olumsuz etkilenmişlerdir. Yerel basın yayınlarını sürdürmekte büyük sıkıntı yaşamaktadır, bağımsız yerel basın yok olmak üzeredir. Bu yılın şubat ayında BİK'in yaptığı yüzde 71 zam, sadece kâğıda gelen yüzde 500'ün üzerindeki zammı telafi etmekten çok uzak kalmıştır. BİK Genel Kurulu, toplantılarını düzenli yapmalıdır ve resmî ilan bedellerini enflasyon altında ezdirmemelidir. Resmî ilanların tahsisinde siyasi olmayan adil bir yaklaşım benimsenmelidir; malesef bu ilkeden tamamen uzaklaşılmıştır. Genel Kurul üye sayısının artırılmasını da yeni bir ulufe dağıtma usulü olarak görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, iktidarın demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, insan hakları değerlerinden böylesine uzak düzenlemeleri gündeme getirmesine hiç mi hiç şaşırmıyoruz çünkü bunlar bu iktidarın özünü ifade eden hamlelerdir. Biz boşuna "istibdat rejimi" demiyoruz. Bu teklifin yasalaşması hâlinde, sınırlanmış durumdaki gazetecilik faaliyeti daha da zorlaşacaktır elbette. İçerik üretimi kısıtlanacak, ifade özgürlüğünde iyice diplere inilecektir. Bireysel mahremiyeti, haysiyeti koruma şöyle dursun, metin çok ağır bir baskı ve tehdit metnidir. "Benim gibi düşünmeyen, konuşmayan dezenformasyon yapıyor." metnidir bu. İktidar, ceza sisteminin bütününü toplumu baskı altında tutma, toplumun, vatandaşın özgürlüklerini, haklarını imha etme aracı olarak görüyor. Totaliter bir rejim yarattınız, şimdi de totaliter bir toplum yaratmaya çalışıyorsunuz. Bu tür sindirme çabaları tutmaz, tam tersi sonuç verir ama maalesef, bu düzenlemeyle bazı masum vatandaşlarımızın canı yanabilecektir. Ama haksız bir suçlamada suçlananın değil, suçlayanın ruhu zarar görür.
Değerli arkadaşlar, kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyinin danışma organı olan Venedik Komisyonu, bu teklifin ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu, seçimler öncesinde basın özgürlüğüne daha fazla zarar vereceğini belirtiyor. Oysa 40'lı yıllarda, 40'lı yılların sonlarında, Türkiye, o İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yazımına fiilen katılmıştı. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Denetim Komitesi tarafından hazırlanan Türkiye raporunda ise teklifin özellikle seçim öncesi ifade özgürlüğü açısından yaratacağı sakıncalar vurgulanıyor. İktidar sözcüleri "Evrensel hukuka uygun." diyordu düzenleme için, değil mi? İktidara Avrupa Konseyinin diğer ülkelerindeki benzer mevzuatı bir daha incelemelerini öneririm. Bu meyanda, Avrupa Konseyinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, hepimizin davası olan Batı Trakya'daki soydaşlarımızın hakları konusunda ciddi girişim ve kararları olduğunu da belirtmek isterim. Elbette, bunların da takipçisi olacağız.
Bütün meslek kuruluşları bu tasarıya, bu taslağa itiraz ediyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - Şimdi, iktidarı teklifi geri çekmeye ve sektör temsilcilerini dinlemeye davet ediyorum desem çağrımın duvarla karşılaşacağını biliyorum. Aslında bu demokrasi ve özgürlükler husumeti iktidarın siyasi ömrünün sonuna gelindiğinin habercisidir; bir devir kapanıyor.
Bu meyanda, zulme direnen İranlı kardeşlerimi de içtenlikle selamlıyorum.
Genel Kurula saygılarımı sunarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)